Fransa’dan aldığımız ve Türkçemizin askılığına asarak ara sıra dilimize taktığımız “postmodern” sözcüğü bugünlerde yine moda!
Alışılmışın bir ötesi olan ve klasik darbelerden sonra “postmodern darbe” olarak tanımlanan TSK’nın yumruk olmuş eli belliki çok kısa geldi!
Elbet kısa gelir!.. Siz kalkın senenin en kısa çeken Şubat’ında yapın bu işi; ne güne duruyor otuz bir çeken aylar!
Her neyse!
O dönemde görevde bulunan ve bu postmodernliğe bulaştığı düşünülen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst rütbelileri, savcıların dileği ve hükümetin bileği ile tek tek ifade vermekteler!
Sen misin alışılmışın dışına çıkıp modernliğe heves eden!
Bir gecede yapılan balans ayarı böyle olur işte!
Bir de, “merak etmeyin, bu balans her türlü siyasi türbülansa dayanır ve bin yıl gider,” diyerek avutun kendinizi!
Gerçi, hatırladığım kadarıyla Fetullah Gülen Hoca, 1997 yılında bir televizyonda, Silahlı Kuvvetler’i bu konuda eleştirenlere kızmış ve “Asker demokratik yollardan çözüm istedi,” diyerek düşüncelerini açıklarken açıkça da destek vermişti!
Şimdi gel de aklın karışmasın!
Yahu, bu 28 Şubat’ın postmodernliği iyi mi, yoksa kötü mü!
Kötüyse, neden o zaman Fetullah Gülen gibi değerli biri bunu destekledi!
İyiyse, neden bugünlerde kameralar mahkemelerin önünden ayrılmıyor!
Geçmişi karıştırıyorum, gazetelerden kestiğim makaleleri üşenmeden araştırıyorum!.. O gün yazdıkları ve yaklaşımlarıyla 28 Şubat’a destek verenler, bugün ne kadar acaip şeyler söylüyorlar; ne kadar yön ve yol değiştirmişler, şaşıyorum doğrusu!
Yoksa ben ‘taraf’ olmayarak ‘bertaraf’ olduğum için mi bana öyle geliyor!
Belki de taraf olmalı!..
Çıkarı için, güce tapınmak için, elinden ve dilinden geldiği kadar başkalarını çekiştirerek ön saflarda yerini almalı insan denilen tek fikri kalmış canavar!
Belki de siyasal dönüşümün ve gücün el değiştirmesinde ciddiye almadıklarımızın oynadığı parodinin getirdiği noktadayız!
Bakın işte!
Kur’an- Kerim’in seçmeli ders olarak okutulmasına sıkıysa karşı gel!
Söz hazır, sen müslüman değil misin?
Soruya bak, hizaya gel!
Bir de defterimizi aç, günahımızla sevabımızı tart da, bu dünyada ya geçelim ya da düşelim sırat köprüsünden!
Tamam!.. Sırada şunlar var galiba! (Bizim din terbiyemize göre Kur’an-ı Kerim abdestsiz ele alınmaz!)
Haydi çocuklar abdest almaya!
E, madem ki abdestliyiz, doğru okuldaki mescide, vakit namazını geçirmek olmaz!
Haa, bu arada takke takmak da seçenekler arasında!.. Mecbur değil, ister tak, ister takma!
Bu ders zorunlu değil ki!
İster seç, ister seçme!
Bunun Türkçesi ise; sıkıyorsa seçme bakalım!
Hey Allah’ım, bir oy uğruna ne imanlar batıyor!
Darbenin klasiği de, moderni de, postmoderni de yerin dibine girsin!
Bizleri birşeyler terk ediyor; ama ne!
Artık kimse darbelerden korkmasın, postmodern olanları bile yargılanıyor ve yargılanmalı!
Asıl postu modern olan kurtlardan korkun siz!
Sürüyü tek tek yer de kimsenin ruhu duymaz!