Erzurumajans-Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Müşterek Görev Gücü (MGG) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı başarıya ulaştı.
Hilal biçiminde yürütülen operasyonda, Mehmetçik Afrin kent merkezinde kontrolü sağladı.
Kuşatmayla birlikte TSK, kent merkezinde yerleşik sivillerin bulundukları yerleri terk etmesini sağlamak amacıyla günlerdir yayın yapıyordu.
Bölgeyi kontrol altında tutmak isteyen PYDnin silahlı kolu YPGnin tüm tehditlerine karşın kent halkının bir bölümü, TSKnın güneybatıdan açtığı tahliye koridorundan Afrini terk etti.
Harekatın ilk günlerinde, Afrin bölgesine girişte dağlık alanlarda çatışmalar yaşandı. Örgüt, Kandilden kaydırdığı ve kadrolu olarak adlandırdığı kuvvetleriyle Mehmetçik ve ÖSOya karşı koymaya çalıştı.
Düz ovada ilerleyiş daha sağlam ve kolay oldu. Örgütün özellikle Racu ve Cindereste yaptığı çatışma hazırlıkları boş çıktı. Kuzey ve doğu hattındaki dağlık bölgelerin alınmasıyla birlikte, örgüt kadrolarının konuşlandıkları alanlar ve yerleşim bölgelerini hızla terk etmesi, TSK, Müşterek Görev Gücü (MGG) ve ÖSOnun işini kolaylaştırdı.
Harekatın 58. gününde sabaha karşı Afrine girildi. Daha önce dış mahallelere yanaşan ÖSO, dün sabah 05.00ten itibaren kentin güneydoğu bölgesinden merkeze yönelik giriş yaptı.
Örgütün direnecek gücünün olmadığını anlayarak çekilmesiyle 9 mahalleli kentte kısa sürede kontrol sağlandı.
PKKyı zorlayacak
Milliyet'ten Tolga Şardan'ın haberine göre, Afrin sürecinin Türkiye lehine tamamlanması, hiç kuşkusuz Suriye - Irak - Türkiye ve İranda konfederatif bir yapı kurmayı hedefleyen çatı yapı PKKnın zor bir döneme girmesine neden olacak. Ortaya çıkacak tablo PKKyı geriye götürebilecek.
PKKnın, Abdullah Öcalanın her zaman özel bir önem verdiği ve neredeyse 40 yıldır hep planlarında varolan Afrini, bu kadar kayıp vermesine rağmen elinde tutmak istemesini şöyle açıklamak mümkün:
1. PKK, Suriye alanında kazandığı ve bugüne kadar sürdürmeyi başardığı meşruiyet zeminini kaybetmek istemedi. PYD ve Amerikanın bölgeye girmesiyle birlikte Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adıyla hareket eden PKK, özellikle Suriyede savaş başlamasıyla birlikte uluslararası aktörlerce meşru güç olarak tanımlandı. Böylelikle PKK, Afrindeki faaliyetleri sonrasında belki de kuruluşundan bu yana hiç bir zaman kazanamadığı meşruiyeti kazandı.
2. Afrini kaybetmesi sonrasında, PKKnın Suriye ve Irakta kazandığı biz alternatifiz algısı yıkılma noktasına gelecek. Fıratın doğusunda bile varlığını korumak bu kapsamda yeterli olmayacak.
3. PKKnın Afrin bölgesindeki varlığı stratejik olarak Türkiyenin çevrelenmesi üzerineydi. Amanoslar - İskenderun hattının Suriye bölümünü kontrolü altında tutan PKK, Lazkiyeye dolayısıyla Akdenize ulaşmayı hedefliyordu. Şimdi bu alanı kaybetmesi, kendi vizyonunda kırılmaya neden olacak. Yanısıra, Akdenize ulaşması da zorlaşacak. Bu durum, ileriki planlanan kazanımları derinden etkileyecek.
4. Afrini kaybetmesiyle birlikte PKK, Suriye alanındaki diğer mezhepsel ve etnik grupların hamisi olma şansını yitirecek.
5. PKK, Rusya ve Suriye rejiminin varlığı sebebiyle bölgedeki faaliyetlerini sınırlama noktasına gelecek. Daha önce her ne kadar Rusya ve Şam rejiminin varlığı olsa da PKK, PYD sayesinde bölgede istediği gibi hareket edip strateji geliştirebiliyordu. Örgüt, PYD üzerinden Fıratın doğusunda ABD, Suriyenin batısında Şam yönetimi ve Rusya ile irtibatı kurup, temaslarını yürütüyordu. Afrini yitirmesiyle doğuya çekilmesiyle birlikte bu hareket kabiliyetini kaybetme noktasına gelecek. Fıratın doğusunda varlığını göstermek için ABDye daha çok bağlanacak, ABD politikalarına göre hareket etmek zorunda kalacak.
İşte bu gerekçeler nedeniyle Afrin basit bir toprak olarak görülmemeli. Afrinin PKK ve bağlantılı yapılarından arındırılması, örgüte hiç beklemediği bir süreci yaşatacaktır.
Milliyet