8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın son saatlerine tanık olduğunu söyleyen Hamza Yavuzyılmaz, “Hastaneye getirildiğinde sancıları vardı, inliyordu. Biz orada yapılmayanlara şahit olduk. Bir buçuk saat boyunca hiçbir doktor gelmedi” dedi.
Erzurumajans-Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın son saatlerinde
getirildiği hastanede olduğunu belirten Hamza Yavuzyılmaz, şöyle
konuştu: “Saat 9 buçukta bir trafik motorize ekibi geldi.
Cumhurbaşkanının geleceği bildirildi. Geleceği bildirilince zaten
ortalık bir anda karıştı. Acil servis aniden boşaltıldı. Acil servis
boşaltıldıktan sonra sağ taraftaki poliklinik kısmında bizim iki oda
yanımıza hemen sedyenin üzerinde oturur vaziyette odaya sokuldu, iki
koruma tarafından. Önce iki ayrı, daha sonra da iki ayrı bir korumaya
teslim ettik. Sancıları vardı, inliyordu, inleyerek geldi, direk odaya
konuldu” dedi.
YAPILMAYANLARA ŞAHİT OLDUK
Eşini bir
rahatsızlığı için hastaneye getirdiğinde Özal'a yapılmayanlara şahit
olduğunu belirten Yavuzyılmaz, şözlerini şöyle sürdürdü: ”Hiç bir
müdahale yapılmadı. Hiçbir doktor gelmedi. Bir buçuk saat boyunca hiçbir
doktor gelmedi. Ta ki son yarım saatte pratisyen genç bir arkadaş
geldi. O biraz baktı, fakat o da bir şey yapmadan aniden koşarak
uzaklaştı. Belki doktor aramaya gitti, belki başka bir şey için gitti.
Hiçbir müdahale yapılmadı.”
SADECE İKİ KORUMA VARDI
Özal’ın
yanında sadece iki koruma bulunduğunu, bir korumanın başında durduğunu
anlatan Yavuzyılmaz, “Biri de danışma kısmında doktor aramaya
başlamıştı. ‘Doktor’ diye bağırıyordu sağa sola” şeklinde konuştu.
‘MERAK ETMEYİN’ DER GİBİYDİ
Özal’ın
son saatlerinde sancıları ve inlemelerinin yanında ‘Çocuklar merak
etmeyin, bir şeyim yok’ der gibi bakışını hatırladığını söyleyen Hamza
Yavuzyılmaz, şunları söyledi: “Sadece bakışmalarımız vardı. Bakarken
‘çocuklar merak etmeyin, bir şeyim yok’ der gibi bir bakışı vardı. Ama o
arada da sancıları vardı. Ağrıları vardı, inlemeleri vardı. Karnını
tutuyordu kasarak, sedyenin üzerinde otururken.Yaklaşık bir buçuk saat
sadece sancılanma ve karnını tutma anı vardı. Başka bir şey yoktu.”
ORADA ATLADIĞIM BİR DETAY YOK
Yavuzyılmaz,
yaşadıklarını anlatırken sözlerine şöyle devam etti: “Benim üç ay
öncesinde askerlik deneyimim vardı zaten. İnsanlara dikkat etmek
zorundayız. Görevimiz bu. Dolayısı ile her şeyi harfiyen ve görüntü
olarak da hatırlamak zorundayız. Halktan birini yaşamıyorsunuz. Bir
Cumhurbaşkanı ile aynı anda yaşıyorsunuz. Dolayısı ile orada atlattığım
bir detay yok”
Özal’ın hastaneye ayakta getirildiği ile ilgili
olarak, “Ben resimleri televizyonda gördüm. O görüntüler kesinlikle, o
görüntüler değil” diyen Yavuzyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:”Üzerinde
ceket falan yoktu. Penye bir eşofman vardı. Yeşile yakın. Semra hanım da
bunu söylüyor. Spordan çıktığımız anda olay oldu diyor. O resimde takım
elbise var. İki koruma var ama ben böyle bir resim karesini
hatırlamıyorum”
RADYODAN ÖĞRENDİK
Turgut Özal’ın hastaneye
getirildiğinde kendisinin de koridorlara çıkıp ‘Doktor var mı?’ diye
bağırdığını kaydeden Yavuzyılmaz, “Trabzanlardan bakan bir iki doktor
oluyor ama aşağı inmiyor, gelmiyorlar” dedi. Bir buçuk saat sonunda
hastaneden çıkmak zorunda olduklarını anlatan Hamza Yavuzyılmaz, şunları
kaydetti:”Biz çıkmak zorundaydık ama biz bir müdahale olacak ve durumu
kontrol altına alınacak çıkışı idi bu. Bu olayın sonunun ölüm olacağını
hiç aklıma getirmedim. Çıktıktan 5 dakika sonra, radyodan ölüm haberini
duyduk şok oldum. Hastanede Semra hanımla çıkışta kapıda karşılaştık.
‘Geçmiş olsun’ dedik kendisine. ‘Günaydın’ dedi bize. O da bizim
söylediğimiz polikliniğine yöneldi. O ana kadar bir şey yoktu”
OLAY ENTERESANLAŞTI
Özal’ın
ölümü ile ilgili çeşitli haberlerle ilgili olarak Yavuzyılmaz, şu
bilgileri verdi: “Konuşmamız anlamsızlaşıyor. Olay enteresanlaştı.
Birisi çıkıyor diyor ki 'ben 1.5 saat yanındaydım yaşıyordu'. Bu ana
kadar kimse çıkıp bunu söylemiyor. Ben diyorum yaşıyordu. Ondan sonra
olan her şey güldürüyor beni, şaşırtıyor. Ne yapılmak istendiğine anlam
veremiyorum. Çözemiyorum. Artık olay savcılıkta. Pek fazla bir şey
konuşmak bize düşmez. Mezarının açılması herhalde büyük ihtimal bizim
ortaya çıkışımızla oldu. Tek beklentimiz bir an önce çözümlensin. Ne
olacaksa olsun”
ARINÇ’A DANIŞTIM
Bugüne kadar konu ile ilgili konuşmamasını Yavuzyılmaz, şu sözlerle anlattı:
”Ben
de şu andaki ortamın güvenirliğinden kaynaklanarak konuştum. O aralar
konuşmak anlamsız olacaktı. Ya da ihtiyaç duyulmadı. ‘Öldü’ dendi. Biz
yorum getiremedik. Bu insanın her zaman yaşayacağı bir anı değil.
Cumhurbaşkanı ile aynı anda yaşamışız. Bununla ilgili konuşup
konuşmamakla ilgili Bülent Arınç ile konuştum. Ona danıştık. Konuşmalı
mıyım. Hükümetin güvenirliği şu an çok daha önemli. En azından başımıza
bir şey gelir mi gelmez mi diye düşünmek zorundaydım. Kendisine
danıştım.”
HÂLA GÜNDEMDE TUTULUYOR
Hamza Yavuzyılmaz,
yaşadıklarını anlatırken, “İnsan diyor ki ben konuştum artık bu olay bir
şekilde çözümlenecek. Ama çözümlenmedi. Hâla gündemde tutuluyor. Neden
tutuluyor onu da bilmiyorum. Ben gördüğüm yaşadığım şey bu. Birileri
çıkıp ‘Şöyle oldu, böyle oldu’ dedi. Özal’ın başdanışmanı çıktı ‘evet
yaşıyordu’ dedi. ‘Hastaneye giderken yaşıyordu’ dedi. Neye dayanarak
söylüyor sormak lazım. O daha mantıklı bir şeye dayanıyor büyük ihtimal.
Ona da sormak lazım. Ben yaşadığını gördüğüm için anlatıyorum” dedi.