Bir ülkenin bir Bakan’ı kırsal kesimde bir yerde derde deva olmak için beklenirken oraya gitse ve beklenen kişiyi bekleyenler;
“Aman efendim, ne iyi yaptınız da geldiniz; bizler sizi çok seviyoruz,” deseler.
O çevrenin oylarını toptan toplayan partinin Bakan’ı sizce nasıl bir cevap vermelidir?
İşte şıklar;
a) Bizler de sizleri seviyoruz, sorunlarınızı çözmek için burdayız!..
b) Sevginize ve oylarınıza layık olmaya çalışacağız!..
c) Her zaman söylüyoruz, bizler sizlere hizmetkârız!..
d) Beni sevdiğinize inanmam için birkaç takla atın bakalım!..
Yukarıdaki seçeneklerden asla olmaz, böyle konuşulmaz dediğiniz (d) şıkkı nı işaretlemediyseniz, siz ya çok safsınız; ya da birilerine çok inanıyorsunuz!
Evet, maalesef dört şıkkın üçü doğru cevap olurken tek yanlış olan cevap verilmiştir.
Seçilmiş birinin, seçen birine böyle bir şey söyleyeceğini masal olarak anlatsanız; ya da Aziz Nesin’in bir hikâyesinde okusanız, belki güler geçersiniz; ama yine de içiniz burkulur!
Hiç üzülmeyin!
Koca Bakan’dan daha iyi tanıyacak değilsiniz ya halkınızı!
Kendilerine oy verenlerle nasıl konuşulacağını ve onlara nasıl davranılacağını kendilerinden iyi bilecek haliniz yok!
Denemesi bedava!
CHP Genel Başkanı gelsin de Erzurum’da kendisine “geldiğiniz için sevindik,” diyen birine, “nereden bileyim, önce bir takla at, oyna bakalım,” desin de görelim.
Televizyonlarda günlerce konuşulur mu, konuşulmaz mı görürsünüz.
Mesela, Sayın Başbakan büyük ihtimal şöyle der.
“Bakın, bakın… Kalkıp vatandaşımızla nasıl dalga geçiyor, nasıl aşağılıyor… Bunların zihniyeti bu… Siz kim, insana değer vermek kim!.. Biz Yardan’dan ötürü yaradılanı severiz, ona saygı duyarız!.. Zaten elli yıl önce de falanca kişi falanca yerde böyle demişti!..”
Tabi, bu bir düşünce; belki de böyle demez, “Kılıçdaroğlu haklı, seven ve sevinenler takla atıp oynasın sevdiklerinin önünde; hem bakalım o zaman kimin takla atanı çok, görelim!..” diyerek, destek de verebilir!
Bazı köşe yazarları gözlerini karartarak, Sayın Bakan’ın özür dilemesi gerektiğini söylemişler!
Aslaa!
Özür falan gerekmez!
Oynasınlar tabi!.. Oynatmaya az kaldı zaten!
Oy verdiklerinin önünde oynamayıp, takla atmayıp da kimin önünde atacaklar!
Bundan böyle herhangi bir siyasiyi sevdiğinizi kanıtlamak için, ya Kutsal Kitap’a el basacaksınız, ya da takla atacaksınız.
Seçim sizin!
Bakın işte seçme hakkı var!.. Daha ne istiyorsunuz!
Bir de demokrasi yok dersiniz!
Nankörler!