Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı “Siyaset Okulu” programında ilköğretimden ortaöğretime geçişteki sınavı kaldıracaklarını söyledi.
Erzurumajans-Bakan Dinçer, okullarda kılık kıyafetin serbest
bırakılmasına ilişkin olarak ise, “Zengin ve fakir arasındaki uçurum
ortaya çıkacak diye endişe ediyorsanız ve bunu bir ayıp olarak
görüyorsanız bırakın bu ayıp çıksın” dedi.
Bakan Dinçer,
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde “Siyaset Okulu” programına
katıldı. Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan
Dinçer, geçiş sınavlarına ilişkin, “Bizim esas şu anda odaklandığımız
nokta ilköğretimden ortaöğretime geçişteki sınavı kaldırmak.
Ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sınavıyla alakalı henüz bir
çalışmamız yok. Dolayısıyla dershanelere bakarken, iki farklı
perspektiften bakmak mümkün bu noktada. Ben doğrusu öngördüğümüz model
nasıl olacak şu anda sizlerle paylaşmak istemiyorum. Çünkü kararı
verilmiş bir durum yok. Ama bunun kararını verecek mercilere de
sunulması lazım. Biz uzmanlarımızla görüştük ve görüşmelerimiz devam
ediyor” dedi.
Bakan Dinçer, 4+4+4 eğitim sistemine geçişte acele edildiğine ilişkin olarak ise şunları söyledi:
“Aslında
belki iki kavram arasındaki farklılığı burada vurgulamak lazım. Çabuk
geçtiğimiz doğru ama acele geçtiğimiz doğru değil. Acele etmedik ama
çabuk ve hızlı hareket ettik. Acele kararın niteliğinin bozuk olduğu
durumu ifade eder, hızlı ise kararınızın niteliğinin bozuk olduğunu
ifade etmez. 1980 yılından sonra Türkiye’de okula başlama yaşı
tartışılmış. Onlarca şura toplantısı yapılmış ve tartışılmış. Burada
kastedilen eğer velilerin, herkesin bilgilendirilmesi ayrıntısıyla, konu
hakkında sunuşlar yapılması şeklindeyse belki o boyutuyla
düşünülebilir. Ama karar süreci olarak bakıldığında eğitim şuraları,
yapılan çalıştaylar konunun uzmanları ile birlikte yapılıyor. Burada
artık tartışmaktan çok irade ortaya koymak gerekiyor. Kademeli hale
getirilmesi meselesi ile Türkiye’de ne kadar az tartışılırsa o kadar çok
iyi.”
“HER ÜNİVERSİTENİN AYNI SEVİYEDE OLMASI GEREKMİYOR “
Bakan
Dinçer, Türkiye’de kurulan 168 üniversiteden aynı eğitim ve kalitenin
beklenmesinin mümkün olmadığını söyledi. Dinçer, “Eğer Türkiye’de
kurulan 168 üniversitenin hepsinin dünya çapında çok güçlü, kaliteli
üniversiteler olmasını hayal ediyorsak bu mümkün değil. Her
üniversitenin aynı seviyede, aynı nitelikte eğitim vermesini
bekliyorsanız o da olmayacak, olması da gerekmiyor. Toplumda bütün
insanlar aynı seviyede eşit imkanlara sahip insanlar değiller.
Üniversiteleri kurarsınız, onları kendilerini yönetebilecek bir yetki
ile yetkilendirirsiniz, özerk hale getirisiniz. Bir rekabet ortamı
yaratırsınız, o rekabet ortamında iyi olanlar daha yukarı yükselir,
diğerleri oldukları yerde kalır. Öğrenciler de kendi istek ve
ihtiyaçlarına göre üniversitelere gidebilirler. Üniversitelerin
birbirinden farklı, çeşitli olması öğrencilere o kadar çok farklı
seçenek sunduğumuz anlamına gelir. O yüzden bazı üniversitelerin iyi
olmalarını yadırgamamalıyız. Bizim şu anda üniversitelerimizin
kapasitesi liseden mezun ettiğimiz çocukların talebini karşılayacak
durumda değil” diye konuştu.
Bakan Dinçer, okullarda kılık
kıyafetin serbestleşmesini otoriter tarzın yerine daha demokratik bir
tarzı sembolize eden bir adım olarak gördüklerini ifade etti. Dinçer,
“Bunu iktisadi bir adım olarak görseydiniz eleştirilerinize yer vermek
mümkündü. Bunu sadece siyasi bir adım olarak görseydiniz veya sosyal bir
adım olarak görseydiniz o eleştirilerin çok daha fazla yer bulması
mümkündü. Bu eleştirilerin pek çoğu doğru ve haklı eleştiriler değil.
Zengin ve fakir arasındaki uçurum ortaya çıkacak diye endişe ediyorsanız
ve bunu bir ayıp olarak görüyorsanız bırakın bu ayıp çıksın. Niye
örtbas ediyoruz? Türkiye’de çevrenize bir bakar mısınız? Hangisinde mavi
veya siyah önlük giyiyorlar? Mavi önlüğü köy çocuklarına zorla
giydiriyoruz. Yine çevrenize bakın, okul forması alışkanlığı var. Okul
idareleri belirli mağazalarla anlaşıyorlar, siz bundan bana daha fazla
şikayette bulunuyorsunuz. Üstelik pek çok aileye okul formaya büyük bir
maliyet getiriyor. Eğer esas farklılık istiyorsanız farklılık ayakkabıda
ortaya çıkıyor. Zaten ayakkabı serbest, kot pantolon serbest. ‘Ya
birisi serbest kıyafetle gelir de okula bir kötülük yaparsa’ diyorlar.
Ben bunu doğrusu Türkiye’de geldiğimiz bilgi seviyesi içinde
tartışabilecek bir seviye olarak görmüyorum” şeklinde konuştu.