Zülküf Bakaç ve yönetimi üç yıl önce işbaşına geldiklerinde Erzurum Organize Sanayi, Sefa Yardımcı’nın girişimci ruhu sayesinde, usul usul da olsa kabuğunu kırmaya başlamıştı. Misal; organize sanayi ve dolaysıyla da Erzurum, çağrı merkezleriyle ilk o zaman, yani Sefa Yardımcı’nın OSB başkanlığında tanıştı.
Sonra çok şey değişti. Organize sanayi adeta yeniden şahlanışa kalktı ve bir zamanlar inin cinin top oynadığı yerde, muazzam bir hareketlilik başladı. Bu hareketlilik belki üretime dönük bir yapıdan ötürü değildi ama boş parseller doluyor, kapısına kilit vurulmuş olan devasa depolar işletme haline dönüşüyordu.
Bu sürecin baş mimarı kuşkusuz ki Zülküf Bakaç’tır.
İsterseniz tam bu noktada son üç yılda nelerin olup bittiğine dair birkaç rakam verelim, ardından da devam ederiz.
Üç yıl önce, Erzurum Organize Sanayi’de dolu, yani aktif olan parsel sayısı toplam 37 iken, bugün 93 parsel üzerinde işletme var.
Üç yıl önce, ek organize sanayi diye bir kavram yokken ve bu yüzden de işletme kurmak isteyenlerin parsel alma sıkıntısı yaşanırken, bugün (Sağlık Bakanı sayesinde) 160 dönümlük ek bölge var ve bu ek bölgede tesis kurmak isteyen herkese arsa üretilebiliyor. Şu anda ek bölgede 15 faal işletme bulunuyor.
Üç yıl önce, Erzurum Organize Sanayi’nin tamamında, toplam bin 170 çalışan varken, bugün bu sayı 4 bin sınırına yaklaşmış durumda. Çalışan sayısının böylesine hızlı bir artış göstermesinin başlıca nedeni, kuşkusuz ki çağrı merkezleridir. Turkcell-Global Bilgi ve Finansbank çağrı merkezleri, organize sanayinin cazibe merkezi olmasını sağladı. Çünkü en yüksek istihdam bu iki şirkette gerçekleştiriliyor.
Üç yıl önce, Erzurum Organize Sanayi’nde arsaların dönümü en fazla 20-30 bin liraya alıcı bulurken, bugün bu rakam 100-120 bin lira seviyesine ulaşmış.
Üç yıl önce, organizede atıl durumda onlarca parsel vardı. Yönetim, sanayi bölgesinin altyapısını yapıp bundan ötürü de arsa sahiplerinden katılım bedeli isteyince, kısa sürede o atıl parseller aktif hale geldi. Bu sayede sadece bir yıl içinde 19 yeni işletme açıldı, 9’u da inşaat halinde.
Organize sanayideki işletmeler, üç yıl öncesine kadar kuyudan elde edilen su için tüketilen enerjiden dolayı ücret ödüyordu. Yönetim, açtığı yeni kuyu ve tazelediği enerji sistemi sayesinde artık hiçbir işletmeden su parası tahsil etmeyecek.
37 yıl önce kurulan ve uzun yıllar altyapısına dokunulmayan Erzurum Organize Sanayi, son üç yıl içinde altyapısına harcanan 13 milyon lira sayesinde, şimdi altyapı sorunu olmayan bir bölge… Şu sıralar yeniden yapılan yolları ve dökülen asfaltla birlikte de tertemiz bir hal alıyor.
Erzurum Organize Sanayi’ndeki (büyük-küçük) işletmeler eliyle, her yıl şehir ekonomisine yüzlerce milyon lira giriyor. Çünkü o işletmelerin toplamı yılda yaklaşık bir milyar 800 milyon ciro yapıyor.
Organize sanayileri, seçilmiş yönetim kurulları tarafından yönetiliyor olmalarına karşın, devletin atadığı genel sekreter yanıyla da aslında bir kamu kurumudur. Dolayısıyla organize sanayilerde alınan kararlar, yapılan imar tadilatı ve değişiklikleri mutlaka Sanayi Bakanlığı’nın onayından geçmektedir. Misal; parsel satışları ve yeşil alanlar üzerindeki değişiklikler için bakanlıktan onay alınmadan hiçbir işlem hayata geçirilemiyor.
Hal böyle olmasına rağmen, zaman zaman Erzurum Organize Sanayi sert eleştirilere maruz kalabiliyor. Daha birkaç gün önce yapılan bir ihaleden ötürü, organize yönetimi valiliğe savunma vermek zorunda kalmıştı. Sonra işin aslı anlaşıldı ki yapılan o ihale, esasında iki kez iptal edilmiş, üçüncüsünde en yüksek teklifi veren firmada kalmış. Ayrıca sözkonusu parsel, hem organize sanayi yönetiminin mevzuatına, hem de Karayolları yönetmenliğine uygun biçimde düzenlenmiş.
Erzurum Organize Sanayi’ne dönük eleştiri yapanların çok önemli bir noktayı göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. O önemli nokta ise şudur:
Vaktiyle yapılan bir yanlıştan ötürü, Türkiye’de bir örneği daha olmayan bir uygulama Erzurum Organize’de geçerli işlem olmuş. Başka organize sanayilerindeki parseller, işletmelere tahsis yoluyla verilirken ve belli şartlara bağlanmışken bizim organizedeki parseller, sanki de arsa satılır gibi satılmış ve kişiler arsa tapusu sahibi olmuşlar. Bu yüzdendir ki, ne bugünkü yönetim, ne de önceki yönetimler, elinde tapusu olan parsel sahiplerine dönük bir yaptırım uygulayamıyorlar. Ancak son bir iki yıldan beri Zülküf Bakaç ve yönetiminin yaptığı gibi, ortak gider veya katkı payı istenmesi sayesinde, atıl durumdaki parseller kullanılır hale gelmiş.
Ne yazık ki Erzurum sanayisi olmayan bir şehir… Bu sebeptendir ki, organize sanayimiz de daha çok paketleme işi yapan firmalar ve hizmet sektöründeki işletmelerin bölgesi durumundadır. Şayet Birlik A.Ş, Bayramoğlu, Beşler, Yardımcı Çivi, Korkmaz, Ergaz, Mega Ofset ve Zafer Matbaası, Pusula gazetesi baskı tesisleri ve birkaç tane mobilya atölyesi ve benzeri üretim yapan firmalar da olmasaydı, organize sanayi adeta bir çarşı hükmündeydi. Çünkü organizede daha çok, büyük gıda firmalarının paketleme üniteleri ile İstikbal gibi büyük mobilya firmaların depoları ve çağrı merkezleri mevcut…
Zülküf Bakaç, aynı zamanda TEMA Marketler Zinciri’nin de yönetim kurulu başkanı olan bir işadamı… Sefa Yardımcı’dan devraldığı organize sanayi bölgesini bugünkü noktaya getirmek için olağanüstü bir çaba harcadı. Bu çabayı elbette ki yalnız başına vermedi. Birbirinden kıymetli işadamı olan yönetim kurulu üyeleri ve kuşkusuz ki genel sekreter Selman Kişioğlu da var.
Nasıl ki Sefa Yardımcı başkan olduğu zaman, “Yeter ki bir yatırımcı gelsin arsa olmasa ben kendi fabrikamın bahçesini ona arsa olarak bedava veririm” diyorduysa ve bu uğurda son derece samimi bir çalışma içindeydiyse, Zülküf Bakaç da aynı yolda ve çok cesur bir başkan. O’nun üç yıllık yönetiminde kimse “ben organize sanayinden yer istedim alamadım” diyemedi. Çünkü Zülküf Bakaç yönetimin yeri olmasa bile tarafları bir araya getirmek ve orta yolu bulmak suretiyle bir çok işletmeye alan açmayı başardı.
Ayrıca Zülküf Bakaç, bu tür yönetimlerde alışık olduğumuz devri sabık yaratmadı. İşine bakıyor ve organizenin sorunlarını çözmek için ciddi bir çaba harcıyor. Tabii ki bazı çalışmalarından ötürü de eleştiri oklarına hedef oluyor. Aslında bu da son derece normal bir durumdur. Öyle ya henüz hareketlenmekte olan bir bölgede, kötü niyetli olmadan da hatalı uygulamalar olabilir. Bütün mesele amacın ve hedefin ne olduğudur.
Eğer deniliyorsa ki, günümü gün edeyim” hay hay herkes hep birlikte yüklensin. Fakat nasıl ki Sefa Yardımcı’nın da böyle bir keyfiyete ihtiyacı yoktuysa, Zülküf Bakaç’ın da yoktur. Zira O, zaten işi başından aşkın bir işletme sahibi… Unutmayalım ki iş yapılan yerde hatalar da olur. Bütün mesele niyetin halis olup olmamasıdır.
Organize bölgesiyle irtibatı olan bir kişi olarak bütün samimiyetimle şunu söylerken vicdanen müsterihim: Evveliyatı bir yana. Nasılsa eski işletmeciler o geçmiş dönemi biliyor. Son iki dönemden beri, yani hem Sefa Yardımcı, hem de Zülküf Bakaç’tan buyana Erzurum Organize Sanayi hamle üstüne hamle yapıyor. Belki arzulanan bir seviyede değil orası ama en azından kimseye engel çıkarılmadı, iş yapmamak için klasik bürokrasi mazeretleri üretilmedi. Bilakis samimi olarak bir iş yapmak isteyen herkes yönetimin sağladığı kolaylığı buldu. Keşke organize sanayi başkanları sanayi kurdurtmaya muktedir olabilseydiler.
Ama ne yazık ki sistem öyle değil.
Fakat unutmayalım ki şehrin genel yönetimi yüzünden, vaktiyle bu şehre kurulacak üç adet çok önemli sanayi kuruluşu başka illere gitmek zorunda bırakılmıştı. Hatırlatma adına söyleyelim o üç işletme şunlardı:
Ali Şahsuvaroğlu’nun yapacağı traktör fabrikası, Dizayn Boru ve Cemal Şengel’in kuracağı Gecem Aydınlatma.
Ben inanıyorum ki o gün Zülküf Bakaç organize başkanı olsaydı, bu değerli kuruluşlar Erzurum’dan gitmek zorunda kalmazdı. Fakat neylersiniz ki o günün valisi ve defterdarı adamları kaçırtmak için ellerinden geleni yapmışlardı. Bugün artık vekil olmayan bir milletvekili de bu oyuna teşne olmuştu.
Neyse değil mi ki artık geçen geçti. Bundan sonrasına bakmak lazım. İnşallah Erzurum bir daha o manzaraya benzer bir acıyla karşılaşmaz.
- Abdulkerim KAVAZ 01 Ocak 1970 02:00
Dünyanın neresinde çağrı merkezleri sanayi bölgelerine kurulur çok merak ediyorum.Ayrıca çağrı merkezlerinde çalışanları çıkın ondan sonra organize sanayi bölgesinde kaç işçi kalıyor sayın bakalım batıdaki sıradan bir fabrikanın işçisi kadar varmı.Moral bozmak istemiyorum ama Türkiyenin batısından bile 50 yıl gerideyiz.Kıyas yaparken 10 yıl öncesiyle değil,antep ve malatyaya baksak daha doğru yorum yaparız..