Epey zaman oldu yazmıyorum.
Aslında o kadar çok yazacak şey var ki!
Mesela; kar-kış...
Mesela; 40 milyon liralık bütçesinin daha başlamadan 20 milyonu ellem-kullem ile IT
ihalelerinde tüketilen, bir meçhul yolculuk EYOF...
Ya da Erzurum ve FETÖ!
Veya; Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, kalkan beş-on parmak sayesinde bir günde Çat Yolu üzerinde onlarca trilyonluk ranta dönüşen yatırım tahsisli özel arsalar. Özellikle de bu karlı günlerde, çoluğunuz- çocuğunuz ile hastaneye veya okula giderken Çat Yolu üzerinde trafiğe takılırsanız, sakın karayollarına ve yetkililerine kızmayın, aklınıza mutlaka Pazaryolu gelsin!
Aman neyse, sanki benim bunlar yazıp ya da yazmamam çokta umurunuzda!
En iyisi bu çetrefilli konuları ve bu karmakarışık gündemi bir kenara itip ben biriktirdiklerine döneyim!
Erzurum'da her şey yolunda. Tek sıkıntımız her 29 Ekim'de kar yağardı Erzurum'a; bu yıl 1-2 gün geç kaldı... 1 Kasım'da büründü şehir beyaza!
Hiç unutmam yıllar önce sevgili Murat Balkuş ile yine böylesi bir gecede son şeklini vermiştik, ''Kar yağardı Erzurum'a'' şiirine...
Ne hikmetse, herkes nemalandı da bu kardan, şehirden ve o şiirden; bize bir şey damlamadı!
Haksız mıyım be, Beymurat!
Ne diyorduk... Biriktirdiklerim!
İşte biriktirdiklerim!
KAR ŞEHRİNİN EKRAN YÜZÜ
Bizim
Baki Ağabey'in kızıdır...
Baki Ağabey; koyu bir Erzurumspor taraftarıdır. Ben öyle tanıdım
Baki Ağabey'i, bizim bir önceki kuşak ise
Dadaş Film ile tanır...
Daha ortaokul öğrencisiyken, Cumhuriyet Caddesi'nde ki Yurttaş İşhanı'ndan, hemen yandaki Ünlüsoy İşhanı'na O, Dadaş Film'e az çay taşımamışımdır. Hümeyra, belki de o yıllarda henüz doğmamıştı bile...
Sonra ki yıllarda; Baki Ağabey, Erzurumspor'un maçlarına gitmez oldu. Ama her Pazar, özellikle de Sayıl Ağabey (Narmanlıoğlu) ile nöbetçi kaldığımız günlerde bizim DHA bürosundan çıkmazdı. O'nun zorlamasıyla 3.Lig'de ki Erzurumspor'un deplasmandaki maç sonuçlarını alırdık.
Daha sonraki yıllarda; 'Baki Holding' dediğimiz Cumhuriyet Caddesi'ndeki o mütevazi tezgâhını bekleyen oğlu Kadir, fanatiği oldu Mavi-Beyaz renklerin. Bizim Turhan'ın da, 'kankası' olan Kadir ile yeniden depreşti o fanatikliği. Güya, Hümeyra'yı anlatacaktım. Nerelere gittik. Hümeyra Pardeli, DHA Erzurum Bürosu'nun en acar muhabiri... Erzurum'da sinek uçsa haberini yapanlardan. Eee, nede olsa beşikten haberci!
Bir de hamuru adam gibi gazeteci olan Kadir Sabuncuoğlu gibi bir ustanın elinde yoğrulunca her geçen gün bir başka kıymetleniyor... Şimdi ona ben,'Kar şehrinin ekran yüzü' diyor ve her gördüğümde alkışlıyorum. Yolun açık olsun Hümeyra...
ERZURUM'UN ÇİZGİSİ
Babası
Kıyas Ardahanlı... Kıyas Amca, Erzurum'un,
'namlı' Barbaşılarından birisiydi. Gazeteciliğe ilk başladığımız yıllarda birçok kez fotoğrafını çektiğim dadaşlardandır.
Orhan da, babadan esinlenmiş olsa gerek
'akmasa da damlamıştır' misali uzun yıllar bar oynadı. Oynamakla yetinmedi, yıllarca birçok okulda
'Bar' da öğretti.
Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü mezunu olan
Orhan, bugünlerde Erzurum'un, kültürel kimliğini çizgileriyle evrenselleştirenlerden...
Her olaya, her konuya insani bir duyarlılıkla yaklaşan, olağanüstü yetenekli, üretken ve mütevazı bir sanatçı. Birçok kuruma gönüllü iletişim danışmanlığı, kurumsal kimlik tasarımı yapan Orhan Ardahanlı, özellikle 2011 Erzurum Universiade dönemindeki çalışmalarıyla şehre çengelini asan adam gibi adamlardan.
Bugünlerde uluslararası organizasyonlarda boy gösteren çalışmalarıyla, karınca misali ülkemize değer taşıyor. Hala Erzurum'dan kopamayan hatta tüm tekliflere rağmen, Erzurum'dan kopmaya korkan bir Dadaş...
Bitmez enerjin ve hançer refleksi çizgilerinle yolun hep açık olsun adaş...
BOZKIRDAN, KARLI OVAYA
Gencecik bir adam... O'nu ilk kez seçim meydanlarında gördüm. Erzurum gibi bir şehirde CHP Gençlik Kolları Başkanıydı...
İl Başkanları, Belediye Başkanları, Milletvekili adayları; kardeşlerini, çocuklarını partiye bile getirmeye çekinirken O, sırtında çantası, elinde simidiyle CHP için dağ-taş, köy-köy, sokak-sokak üç-beş arkadaşıyla elinde 6 ok koşuyordu.
Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi... Erzurum'a, Konya'dan gelmiş. Onur'u, Atatürk Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü (ADK) Başkanı olarak yaptığı etkinliklerde daha yakından tanıdım.
Cumhuriyet aşığı emekçi bir anne ve babanın, Cumhuriyet sevdasıyla büyüttüğü bir çocuk...
Bu şehre, bize emanet edilen Onur; Atatürk Üniversitesi'nin 100 bini aşkın öğrencisinden sadece biri.
Ne acı ki; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda, CHP İl Başkanı tarafından yumruklanmış. Yumruklanmakla kalmamış, ağzı-burnu kanlar içindeyken, bir de 'bu adam hain' diye ne idüğü belirsizler tarafından adı gibi onurlu anlına çamur sıçratılmış...
Daha da acısı, benim meslektaşlarım da bu yalancı-yobazlara teşne olmuş. Bu fotoğrafla birlikte servis edilen haberlerin gerçek içeriğini öğrenince mesleğimden utandım!
Sosyal medyadaki hesabına bir arkadaşının düştüğü not o kadar anlamlıydı ki; Sen dik dur Onur, eğri elbet belasını bulur!
DELİ BAYRAMI
Aslen
Samsunlu'dur... Ama gelin görün ki, doğma-büyüme Erzurumlu olanlara taş çıkarır.
Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'nde okudu. Okulu bitirdikten sonra, aynı okulda yıllarca hocalık yaptı, Erzurum'da tiyatro için ter döktü. Birlikte memleket haline çok dertlenip, öfkelendiğimiz günlerde; umutlanıp neşelendiğimiz anlarda vardır.
Birlikte en çok Erzurum Devlet Tiyatroları Sahnesi'nin yandığı gün üzülmüştük.
O, Ordu'da, Ben, Erzurum'da... Aynı anda ağlamıştık.
Söz konusu Erzurum, hele bir de Erzurum'da tiyatro olunca yine yerinde duramadı bizim deli...
Ordu Üniversitesi'ndeki görevini öteleyip Erzurum'a koştu.
Eşinden ve o biricik kızından aylarca uzak kalarak Erzurum Devlet Tiyatroları'na bu sezonun ilk oyununu yetiştirdi. Turgut Özakman'ın yazdığı, Metin Akpınar-Zeki Alasya ikilisinin 'Devekuşu Kabare'de yıllar önce oynadığı, hafızalara kazınmış meşhur 'Deliler' oyununu Hakan, yeniden günümüze göre o kadar güzel yorumlamış ki...
Tiyatro eğitimi almış, ucundan kıyısından tiyatro yazan birisi olarak; 'Deli Bayramı'nı izlemenizi öneriyorum...
Hele bir de; oyunun yönetmeni bildik bir deli, oyuncuları da tanıdık deli adayları olunca seyrine doyum olmuyor!
Ha unutmadan!
Erzurum Devlet Tiyatroları'nın yeni sahnesi Nene Hatun Kadın Doğum Hastanesi'nin konferans salonu!