2 Temmuz 2006 tarihi, babam Hacı Mehmet Budak'in ahirete intikal ettiği gün...Ölümünün üzerinden on yıl geçti. Kendisinden bir yıl evvel vefat eden küçük kardeşi Ahmet' Amcamla birlikte Erzurum Asri Mezarlık'da yan yana yatmaktadır. Ölüm yıl dönümünde samimi özet bir anlatımla ve benim gözümle babam kim? İkinci Cihan Savaşı'nda dör buçuk yıl askerlik, 1950'li yılında başlayan köy katipliği, devamında Pasinler'de maliye memurluğu, Horasan, Narman, İspir ve Aşkale gibi ilçelerin merkez ve bağlı nahiyelerinde, nüfus ve nahiye müdürlüğü ünvanlarıyla memurluk ve yöneticilik hayatını sürdüren babam... Son olarak da Şanlıurfa ve Erzurum İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü görevleriyle de, mesleğini zirvede tamamlayan babam...
1960 darbesinde bir iftira sonucu ihtilàli tanımamak suçlamasıyla haksız bir biçimde yargılanan ve yargılama süresince günün çok zor şartlarında hep dik duran ve durabilen babam... İlkokul beşinci sinıf öğrencisi olarak rahmetli dedemle birlikte izlediğimiz son yargılama aşamasında beraat eden, ama beraatin ardından sürgün edilen babam... Meslek hayatında sergilediği aydın, mücadeleci ve bilge kişiliğiyle şahsiyetimin ve dünya görüşümün oluşmasında, yöneticiliģimin ilke ve esaslarının şekillenmesinde, babalıģın ötesinde, kalıcı ve inkâr edilemez emek ve gayretleri olan babam...
İIkokuldan itibaren dilekçe yazabilme melekesini onunla kazandım. Gazete ve kitap okuma, düzenli radyo dinleme alışkanlığını onunla edindim. Devlete sadakat ve terbiye anlayışını onunla benimsedim. Haksızlık ve keyfiliklere direnme gücünün ilhamını ondan aldim. Adaletli davranma, vicdanlı ve sağduyulu düşünme ilkeli davranışlarda bulunmada ondan esinlendim. Hasılı mütenasip giyinmede, tertipli ve disiplinli olmada onu her vakit kendime örnek edindiğim babam...
Babam'la birlikte Erzurum ilinde farklı İl Müdürlüğü görevlerini bir yıl kadar birlikte sürdürdük. Eski tabiriyle böyle bir tevafuk zannederim milyonda bir olsa da yaşanmaz ve pek çok kimseye de nasip olmaz. Babam Erzurum İl Nüfus Müdüru, ben isem, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü olarak 1989-1990 yıllarında birlikte çalıştık. Zaman zaman baba -oğul valinin makamına, o önde, ben arkasında aynı anda girdik. O dönemin valisi ile birlikte sohbetler ettik. İmzalanması gereken evrakları birlikte imzalattık. Sayın valinin kendisine karşı gösterdiği olağan üstü ilgi ve saygıdan evlâdı olarak gurur duydum. Törenlerde aynı saflarda yer aldık. Baba-oğul olarak tarifi imkânsiz çok hoş ve mústesna bir dönemimiz oldu.
Mükemmel denilen devlet tecrübesi ve insanî vasıflarıyla, kendisi gibi, biz evlâtlarını da, memlekete ve millete hizmette hayırlı, karakter sahibi, sağlam düşünceli ve ilkeli evlâtlar olarak yetiştirdi. Değerli bir şahsiyet ve cemiyet adamı olma ölçülerini ömrü boyunca hep taşıdı. Ömrü süresince de giyimi kuşamı ve bilgisiyle daima örnek bir kişilik sergiledi.
Maiyetinde çalışanlara ve vatandaşlara karşı etnik ve mezhepsel kimlik ve aidiyet farkı göstermeden hizmet ve başarı ölçüleri içerisinde eşit ve adilane bir yönetim ve yaklaşımda bulundu. Görev yaptığı yerlerde güzel hizmet ve hatıralarla yad edildi. Gençliğinden itibaren kahvehane ve sigara dahil olmak üzere hiçbir menfi alışkanlığı olmadı. Meslek hayatında harama asla el uzatmadı. Oturduğu ev, Erzurum'un dışında imarı olmayan ikiyüz elli metre kare bir arsa ve emekli ikramiyesinden hasıl olan yirmi bin liradan başka servet bırakmadan huzur içinde aramızdan ayrıldı. Nur içinde yatsın
Vefatının onuncu yılında kendisine, amcama ve bütün geçmiş büyüklerimize, vefat eden tüm babalara tekraren rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun.