Olmadı Hakan Hoca!

 

Telefondaki ağlamaklı ses titriyordu.

Tamam sakin ol, konuşalım dedim.

 

“Onur abi böyle şey olmaz bize çok büyük haksızlık yaptılar” derken içine içine yutkunuyordu.

 

Sakinleştirdim. Derin bir nefes aldı, biraz olsun rahatladı.

İsmini vermeyeceğim liseli kardeşim olanı biteni anlattı.

 

Telefonu kapatırken, “Abi ne olur yaz içimiz soğusun” diyordu.

Söz verdim kendisine. Hemen okul yönetimini aradım teyit ettirdim.

 

Oğlum yaşındaki delikanlının bana anlattıkları harfiyen doğruydu. Gerçekten büyük bir haksızlığa uğramışlardı.

 

Ne yalan söyleyeyim ben de yediremedim, buyurun kararı siz verin. Efendim konu şu;

 

Dün Bilkent Lisesi’nde Öğrenci Konseyi seçimi yapılıyor.

 

12’inci sınıf öğrencisi D.L. Çil ile 11’inci sınıftan Deha Tanfer günler süren seçim maratonunun ardından seçmenleriyle birlikte sandık başına geliyor.

 

Seçim günü bir son dakika gelişmesi!..

 

Erzurumspor FK’nın Teknik Direktörü Hakan Kutlu beraberinde futbolcuları Sefa, Furkan, Eren ve Giorbelidze ile Bilkent Lisesi’ni ziyaret ediyor.

 

Tabi okul yıkılıyor.

 

Öğrenciler fotoğraf çektirmek, imza almak için birbirleriyle yarışırken, kürsüye çıkan Hakan Kutlu, Öğrenci Konseyi Başkanlığına aday olan D.L’nin babası Cem Çil’den övgüyle söz ediyor.

 

Ve aynen “Cem Bey bizim için değerli, kıymetlidir. Kızı D.L. Çil için buradayız” diyor.

 

Hakan Kutlu kürsüden inerken, alkış kıyamet kopuyor, ardından seçim oluyor.

 

Tabi okul yönetimi şok… Adım gibi eminim Bilkent yönetimi bilse ki, Hakan Hoca böyle bir konuşma yapacak asla kürsüye çıkarmaz.

 

Ama olan oluyor.

 

Okul yönetimi, “Hocam keşke böyle söylemeseydiniz sonuçta bu bir seçim öğrenciler etki altında kalabilir” diyor ama nafile…

 

Sandık açılıyor, Deha’nın 84 oyuna karşılık, 125 oy alan D.L. seçimi kazanıp Öğrenci Konseyi Başkanı oluyor. 

 

Oldu mu?

 

Oldu mu Hakan Hocam? Bu yaptığın bir spor adamına yakıştı mı?

 

Cem Çil’i iyi tanırım aynı zamanda akrabayız da ama böylesi bir konuda kalem oynatmayacağım anlamına gelmez. Hadi o, babalık iç güdüsüyle hareket edip, kızı için sizi okula davet etti.

 

Böyle bir konuşmayı siz nasıl yaparsınız hocam? Cem Çil, kulübün onursal başkanı Mehmet Sekmen’in danışmanı diye mi bu davete katılıp, böylesi bir konuşmayı yaptınız?

 

Sizin gibi kalitesini ispatlamış, taraftarın gönlünde taht kurmuş bir hocaya Deha’nın hakkını yemek, ona oy verecek olanları etkilemek yakıştı mı?

 

Yakışmadı, olmadı hocam! Keşke iki öğrenciyi de alıp kürsüye öyle çıksaydın, her ikisine de başarılar dileseydin o zaman daha iyi olmaz mıydı?

 

Sizin gibi bir spor adamına bu yaptığınızı yakıştıramayan okul yönetimi, çay bile ikram etmeden, kapıya kadar eşlik etmeden sizi uğurladı değil mi?

 

Çünkü hak yediniz hocam. Forma savaşı veren futbolcularınızdan biri için sizi arasalar, o öğrencinizi ilk 11’e alır mıydınız?

 

Sanmıyorum ama Deha’nın belki de hakkı olan başkanlığın elinden alınmasına sebep oldunuz.

 

Siz bu durum için bir şey yapar mısınız bilmem lakin Bilkent yönetimi, Deha’nın hakkını korumak için ya seçimi iptal etmeli ya da bir şekilde onun gönlünü almalıdır.

 

Bilkent’e bu yakışır!

 

Ve o delikanlı… Beni arayan o aslan parçası aday değildi, inandığı, birlikte yola çıktığı arkadaşı Deha için telefona sarılmış, içlerine sinmeyen bu durumu anlatmıştı.

 

Demokrasi için mücadele veriyor, adaletsizlik karşısında isyan ediyor, hak arıyordu. Helal olsun sana aslan parçası, iyi ki geleceğimizsin.

 

İçin soğusun liselim işte yazdım.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Bekir TAN 22 Ekim 2024 00:55

    İstanbul?da yaşayan bir Erzurumlu ve bir eğitimci olarak yazıyı üzülerek okudum. Keşke eşit şartlarda yarışsalarmış. Eğitim öngörü işidir. Keşke okul yönetimi öngörülü davransaydı, olabilecekleri önceden önleseydi. Eğitimcinin görevi keşke diyerek olayları akışına bırakmak değildir. Biz eğitimciler keşke demeyen nesiller yetiştirmek için çalışırken kendimiz olayları keşke ile geçiştiremeyiz. Büyük bir haksızlık olduğu aşikâr. Biz gençlere, ana-baba, eş dost, yardımı olmadan kendileri olarak ayakta kalmayı öğretmeliyiz. Başkan olmak ya da olmamak değil mesele, mesele adil olmaktır. Deha daha çok yarışlara katılır, kazanır kaybeder ama bence bu olayın kaybedeni o değil?

  • Serkan 19 Ekim 2024 15:47

    Hakan bey başka yerde olsa sadece hoca ama burda hoca başkan yönetici antrenör aşçı güvenlik görevlisi kısaca hersey keşke her iki çocuğuda alıp yanına başarı dileseydi daha etik olurdu ....ama.herkes kendine yakışanı yapar...

  • Sizlere Yuh Olsun 19 Ekim 2024 11:51

    Liseler ve üniversiteler velhasıl tepeden tırnağa tepedeki makamları temsil edenler dökülüyorsunuz. Protolün gözlerinin önünde telefonla oynayarak saygısızca konuşma yaptığını sanan zavallılardan tutunda makamlardan güç devşiren kifayetsizler. Yazık sizlere.

  • AKADEMİSYEN 19 Ekim 2024 08:49

    Kayırmacılık, ayırmacılık, torpil, ötekileştirme, rüşvet, haksızlık, mobbing vesair ahlaksızlık türleri vasıfsız, liyakatsiz, kültürsüz, vizyonsuz kişilerin ortalıkta önemli birer kurtarıcı gibi dolanıp olur olmaz her konuda konuşmaları ile her geçen daha da gözümüze çarpar hale gelmektedir. Bunlardan herkes rahatsızlık duymalı ve gereken tepki verilmelidir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki bu ahlaksızlıkları sergileyenleri evvela kendi yakın çevreleri pohpohlayıp göklere çıkarırken halk dan da bazı kesimler bunları alkışlamaktadır. Bu da bize çürümenin ve yozlaşmanın sadece yukarıdan aşağıya olmadığını, aşağıdan yukarıya doğru da kokuşma olduğunu göstermektedir. Ahlak ve erdemin öncelenmeyip ötekileştirildiği; büyüklerin küçüklere numune-i imtisal (örnek) olamadığı; iyi ve güzel an'ane ve kültürümüzün yeni nesillere aktarılamadığı; çıkar ve menfaat uğruna her türlü çakallığın marifet sayılıp ayakta alkışlandığı; başta partizanlık, tarafgirlik, yobazlık ve inat uğruna her yanlışa kılıf üretilen çirkin bir zamanda yaşıyoruz. Zenginin daha zengin olabilmesi için fakirin daha fakir olmasını savunan ve çabalayan, haktan yana değil güçten yana olan, amaca götüren her yolu mübah gören, demokrasiyi ve demokratik yöntemleri sadece çıkarı için bir araç olarak gören insanlardan oluşan toplumların geleceği karanlıktır. Son zamanlarda sıradan memurundan yüksek bürokratına kadar kerameti kendinden menkul, kendisini kurtarıcı gibi gören; dışı süs, içi boş nutuklar atan; çağ atlattığından mucizeler yarattığından bahseden ve bu arada da üstüne yalakalık altına zalimlik yapan tipler türedi. Bunlara itibar edilip ayakta alkışlanırsa çocuklara ve gençlere hem kötü örnek olunur hem de ahlak dışı davranışları onaylamış olur. Bunun da vebali ve günahı büyük olur vesselam.

  • Seküler Müslüman 19 Ekim 2024 07:56

    Geçen yıl veya ondan önceki yıl olabilir? Annesinin ifadesi"Egemen isimli bir genç ortaokul öğrencisi ve okulunun takımın da iyi voleybol oynuyor ve il dışı müsabakaların da bu çocuğu okul takıma almıyorlar "Çocuk voleybolu bıraktı şuan futbola gidiyormuş" Bu ülkede bu filimler, sadece,seküler bilkent'te olmuyor....Sosyete dindarların özel okulların dada oluyor! "Dürüstlük erişilmesi zor ve en üstün değerdir "EZT

  • Vatandaş 18 Ekim 2024 14:34

    Orta öğretim 7 sınıf ogrencim okullar arası satranç turnuvasin da okul müdürünün çocuğuyla yaptığı satranç oyununda defalarca yenmesine rağmen şehir dışındaki turnuvaya okul müdürünün çocuğunu gönderdiler. Benim çocuğum o yaşlarda adaletsizliği öğrendi. Benim için hiç bir önemi olmayan bir oyunun veya bu tür etkinliklerin çocuklar uzerinde derin bir travma biraktigini biliyorum Yorumumu Nasrettin hocanin bir fikrasiyla bitirmek istiyorum. Hoca bir gün balıkçıya gider balik almak ister. Balıkların kuyruklarina bakar. Balıkçı bunu görünce Nasrettin hocaya kızar. Derki hocam ne yapıyorsun baliklarim taze balıkların kuyruguna değil tazeligi için başına bakacaksin. Hoca balikciya derki efendi baligin baştan bozuldugunu bende biliyorum bakiyorum bozulma kuyruga inmişmi. Bu çocuk Yorumumu inşallah okur. Selametle.

  • Nihat 18 Ekim 2024 14:25

    Hakan hoca Bilkent lisesinde bir delikanlinin öğrenci temsilcisi seçiminde hakkının yenmesine sebep olmanız hiç hoş olmamamis.Size yakışan bu değildi.

  • Bir Vatandaş 18 Ekim 2024 12:01

    İki kişi mezarında ters dönmüştür bu olaylar sonrası. Birincisi İhsan Doğramacı, ikincisi Adnan Vangölü. Doğramacı benim kurup uluslararası prestije kavuşturduğum okulum ne hale gelmiş demiştir heralde. Rahmetli Adnan bey de benim seküler damadım ne ara siyasal islamcı oldu demiştir. Hey gidi. Güçlü olma isteği insanları nereden nereye dönüştürüyor. Cem'in dönüşüm hikayesi film olur. Liseli gencimiz için ise sadece üzüldüm. Bilkentli bile olsan ülkedeki torpil gerçeğinden kurtulamayacağını erken yaşta öğrenmiş.

  • eren 18 Ekim 2024 11:17

    hele şu çapsızlara, okullarda devletçilik oynuyorlar, siyasettte yaptıkları çirkinlikleri okul sıralarına taşıyorlar, umarım bu devir yerin dibine girer,

  • Korkmaz Meral 18 Ekim 2024 10:29

    Hakan Kutlu'nun görev tanımı ne zaman değişti. Biz onu Erzurumspor'un teknik direktörü olarak biliyoruz. Keşke herkes kendi işini yapmayı becerebilse...

  • Sonnur Şanal 18 Ekim 2024 09:39

    Hakan kutlu teknik direktör olmuş ama maalesef adam olamamış Bilkent soruyorum sana bu durum için sessiz mi kaldın

  • Hüseyin K 18 Ekim 2024 09:14

    cem çil 13 senedir bu memlekette sekmen başkanın danışmanlığını yapıyor. Sormak bir vatandaş olarak hakkımız ne kadar ücret için bu işi yapıyorsun? bu 13 senede sekmene daha doğrusu Erzuruma ne katkıda bulundun? Somut elle tutulur hangi teklifi yaptın ?

  • Demir Bilkent 18 Ekim 2024 09:07

    Gerçekten çok haklı

  • Fevzi Namuroğlu 18 Ekim 2024 09:00

    Bir ekmeğin kırıntısında, Bir çocuğun gülüşünde, Bir ananın duasında, Dolaşır hak, ince bir tel gibi, Ama ne vakit bükülür o tel, Adaletsizlik dokunur yüreğe.

  • Hakan 18 Ekim 2024 06:46

    Bu yazıyı okuduktan sonra Hakan Kutlu kullanıldığını anlamıştır umarım