Ola ahılli...

Bu şehirde yaşayıp da çocukluğunda olmadık yerde, ummadık zamanda "ola ahılli"diye başlayan hitaplara muhatap olmayan yok denecek kadar azdır. Özellikle apartman kültürünün olmadığı eski Erzurum mahallelerinde kadınlar mahallenin çocuklarından bir şey isteyeceklerinde böyle başlarlardı sözlerine. "Ola ahılli "demek arkasından mutlaka bir şey isteneceğinin göstergesiydi o zamanlar. Bu ya mahallenin bakkalından ihtiyaç giderilmesiydi, ya evin çöpünün atılması, ya da komşuya bir şey gönderilmesiydi.

Şimdilerde bu kelime yine gündemde .  "Ahılliler"ya da tanko ifadeyle "akil adamlar "ülkemin çözülme sürecini halkıma anlatacaklar. Memlekette ne kadar a- kıllı varsa bu sürece karşı gelenlere  "kıl oldum abi " parçası eşliğinde birşeyler söyleyecekler. Düşünsenize telefonunuz çalıyor ve telefonun ucundaki ses sizi "akil adam" ilan ediyor. Bir anda nasıl da havaya girersiniz değil mi?

-Ne yapacam peki?

-Efendim ortada bir çöp yığını var bu yığının güzel taraflarını halka anlatacaksınız.

- Nasıl olacak bu iş?

-Ya sen filmde oynamadın mı? Tatar Ramazanda nasıl halk kahramanı olduysan öyle anlatacan. Rolünü iyi yapacan. Şarkını iyi söylecen. Benim halkım seni seyredecek zaten. Korkma karşı gelenler olursa  "provakatör "yaftasıyla alırız içeri.

    Peki bu a-kıllılar ya da aklı evvelden olanlar her neyse gelen sorulara ne cevap verecekler? Bu iş iktidarın mitingleri gibi farklı seslere kapalı mı olacak? Ya da gelen en  makul eleştiriler cevaplanmak yerine süreç olumsuz etkilenmesin  bahanesiyle geçiştirilmeye mi çalışılacak? Bu a-kıllılar madem süreci anlatacaklar  karşılarındaki "delileri" ikna etsinler de görelim. Buyursunlar önce Ümit Özdağ'dan ,Hasan Celal Güzel'e, Alev Alatlı'dan ,İlber Ortaylı'ya kadar  300 tane "deli" den başlasınlar .

Ardından Sezai Karakoç'a cevap versinler. Onları ikna ettikten sonra hapishanede yatan mahkumların yanına gitsinler. Ortada bir teröristin yaptığı katliamın milimi kadar suçu olmadığı halde 20 -30 yıl mahkumiyet alanları ikna etsinler. Yolda durdurdukları arabadan silah,uyuşturucu,kaçak sigara ile yakalananların "abi biz de çekiliyoruz bırakın geçelim" demelerine cevap bulsunlar. Madem bunlar a-kıllı.İsrailin özrünü anlatsınlar bana. Ortada olmayan resmi açıklamayı bulsunlar da göstersinler bakalım. Madem özür beyan etti, hodri meydan çıksın tekrar mavi Marmara gemisi yola, bakalım neler olacak.

Sorular arttıkça a-kıllılar kıllanmasa iyi. Sorulara devam o zaman.

 Düne kadar "terörist başıyla pazarlık yapıldığını ispat edemeyen .....dır"diye başlayan cümleler bu gün"baldıran zehiri içmeye"  nasıl dönüyor açıklasınlar millete. Bu formulü çözenler bugünden yarına da bir denklem kurarsa; bugün "apoya özgürlük falan yok " diye başlayan cümlelerin  yarın "ne var bunda  mecliste siyaset bile yapabilecek" haline dönemeyeceğini garanti edebilirler mi?.. Peki bu işin   karşılığında terör örgütüne kapalı kapılar ardında ne vaad edilmiş anlatabilecekler mi, ya da bu aklı evveller hükümetten bu iş için ne alacaklar bunu söyleyecekler mi? Beni aptal yerine koyup süreci anlamadığımı farz edip bir de bana masrafını benim vergimle karşılayarak sözde a-kıllı birilerini gönderenler bunun hesabını nasıl verecek acaba?  Ya filmlerde  ben bu oyunu bozarım diyenler oynanan bu filmin senaryosunu nasıl izah edecekler halka."Ağlatıp da gülene yazıklar olsun "diyenler ağlatanları nasıl savunacaklar. Soru çok ama cevap var mı göreceğiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Mustafa Çatalkaya 01 Ocak 1970 02:00

    Ayrıca çocukluğumuzda söz dinleyen çocuklar "akıllı çocuk" olarak tanımlanırdı ya. En tehlikelileri de hem ortalığı karıştırıp hem de söz dinler gibi görünenleriydi. Onlar en "akil" leriydi.