Erzurum'da 1 Mart'ta başlayıp, dün sona eren Dünya Gençler Snowboard Şampiyonası'nın ardından bakın Usta Spor Yazarı Orkun Çizmeli neler yazdı...
Erzurum'da 1 Mart'ta başlayıp, dün itibariyle sona eren Uluslararası Kayak Federasyonu'nun (FIS) büyük önem verdiği şampiyonalardan biri, Dünya Gençler Snowboard Şampiyonası yapıldı. Snowboardda gençlerin en elit, geleceğin de yıldız adayı yaklaşık 34 ülkeden 400 sporcu Erzurum'da tam bir "görsel şölen" sundu.
Bu şampiyona dün sona erdi. Bir daha böyle büyük bir organizasyon Erzurum'da ne zaman yapılır, kestirebilmek zor. Zira, önümüzdeki yıl tek bir yarışın dahi yapılmayacak olması, önümüzün nasıl 'karanlık' olduğunun en büyük göstergesi.
Aslında önümüzün 'aydınlık' olması için hem sebeplerimiz var hem de yok!
Şimdi "böyle saçma bir ifade olur mu?" diye tepki gösterdiğinizi duyar gibiyim...
Ancak mevzubahis Erzurum ve Erzurum'u yönetenler olunca, maalesef zaten herşey böyle saçmalığa dönüşüyor...
Hemen izah edelim...
BİZ GÜNDEME TAŞIDIK
Malumunuz, şampiyona ilk günden büyük bir ilgisizlikle başladı. Ve bunu da ilk olarak ERKHABER, Palandöken Gazetesi ve Erzurum Ajans kamuoyuna duyurdu. Herkes, "muhteşem başlangıç" başlıkları atarken biz, ilgisizliği, duyarsızlığı, yöneticilerimizin sorumsuzluğunu gündeme taşıyan haberlere imza attık.
Şehrin Valisi, şehrinde böylesi önemli bir organizasyon varken, Türkmenistan'da ki bir sergiye katılmayı 'daha önemli' görmüştü.
Eeee Vali Bey gider de, bürokrasisi durur mu? Durmaz tabii...
Erzurum'da iki adım ötelerinde açılan sergilerin yüzüne bakmayan onlarca bürokrat, Türkmenistan'a kadar gidiverdi Erzurum resimleri sergisini görmek için...
NE DE ÇOK SERGİ MERAKLISI VARMIŞ!
Valiliğin yarısı oradaydı...
Vali yardımcıları, kalem müdürleri, müşavirleri...
Kültür ve Turizm Müdürü...
Erzurum'un kalkınmasından sorumlu olan KUDAKA'nın yöneticileri...
Sergi fotoğraflarında görebildiklerimiz bunlardı...
Maşallah, spora değil ama sanata pek de düşkünmüş bizi yönetenler, bunu gördük de mutlu olduk!
Ama aynı sanatseverlerin birini dahi Cumartesi günü Mehmet Kavukçu'nun Atatürk Üniversitesi kampusü içerisindeki sanateserinin açılışında göremeyince de kafamız karışmadı değil...
Seviyor, sevmiyor...
Papatya falı gibi...
Neyse dönelim konumuza...
Bürokrasi böyleyken, siyaset nasıldı peki...
Allah'a emanet, tıpkı Erzurum gibi...
KÜÇÜKLER RİSKİNİ ALABİLİR MİYDİK?
Büyükşehir Belediye Başkanımız çok çok kıymetli, saygıdeğer büyüğümüz Ahmet Küçükler, Umre'de oldukları için yoklardı açılışta...
Açılış günü yoktu ama sonrasında gelmedi mi Umre'den?
Geldi ama dünya şampiyonasına ayıracak vakti yoktu, zira makamında tebrikleri kabul etmekle, ziyaretçilerine hurma ikram etmekte meşguldü!!!
Zemzem dağıtıyor mu bilmiyorum, Erzurum'un suyu da 'Küçüklersever'ler tarafından 'zemzem' ilan edildi ya bu aralar, belki "şebeke suyu" ikram ediyor olabilir!
Dün kapanış günüydü ve çok çok saygıdeğer başkanımız, bir önceki Umre seyahatinden ?saç ektirerek' dönen kıymetli büyüğümüz, dün de yoktu...
Aslında gazeteci ağabeyim bu durumu şöyle özetliyordu:
Ahmet Bey, bir numara olmadığı organizasyonları pek sevmez ve katılmaz! O mutlaka bir numara olmalıdır!
Harika tespit ama riski çok yüksek!!!
O bir numara olacak diye koca dünya şampiyonasını nasıl riske atarız?
Bu riski kim göze alır?
Erzurum tabii ki, dediğinizi duyar gibiyim...
Haklısınız, zira 10 yıldır bu riski aldı ve ağır bir bedel ödedi. Anketlere bakarsan, bir 5 yıl daha kendini heba etmeyecek kadar aklı başına gelmiş gibi görünüyor...
İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI NİYE YOKTU?
Neyse yeniden konumuza dönelim...
- Merkez ilçe belediye başkanlarımız, mesela şampiyonanın yapıldığı Palandöken ilçesinin Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, O da mı yoktu?
- Yoktu!!!
- Neden?
- Gribal enfeksiyona yakalanmış!
- Geçmiş olsun, ama 10 gündür geçmemiş mi bu hastalık, bir kez bile yarışları izlemeye, federasyon yetkililerine, sporculara destek olmak için bile gitmemiş!
- Ne bileyim canım, geçmemiş herhalde hastalığı...
- Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut peki, o pek bir sportmen. Yüzlerce çocuğa kayak eğitimi verdiren başkan değil miydi o?
- Evet öyleydi ama haberi olmamış açılıştan da, şampiyonadan da!
- Feci bir durum! Demek ki gazete de okumuyor, televizyon da seyretmiyor! Peki haberi olduktan sonraki durum ne, birçok kez gitmiş olmalı Palandöken'e...
- Maalesef, muhtemelen 1 milyon liralık et alımı ihalesi yapacakmış, ona hazırlanıyordur!
- Milletvekilleri peki...
- Son gün Cengiz Yavilioğlu birkaç dakikalığına gelmiş ve gitmiş. Diğerlerini gören de duyan da yok!
- Tamam da, Fazilet Hanım nasıl olmaz! Şampiyona neredeyse iptal edilirken, FIS yetkilisiyle görüşüp, krizi aşan bir vekil nasıl olur da gelmez böyle önemli bir şampiyonaya!
- Bunun cevabını Fazilet Hanım'dan başkası veremez herhalde. Soruyu Fazilet Hanım'a sormak lazım. Diğerlerine gelince, Recep Akdağ'ın spora ve kış turizmine olumsuz baktığı bir gerçek. Adnan Yılmaz desen umurunda bile olmaz. Muhyettin Aksak'ın ilgisizliğini anlamak çok zor. Oktay Öztürk ise meseleye de Erzurum'a da zaten Fransız, tartışmaya hiç gerek yok!
SİVİL TEPKİSİZ ÖRGÜTLERİ NE HALDE?
- Tamam da kardeşim, sivil toplum örgütleri, hani şu Palandöken'e talip olanlar, onlar kesin gitmiştir!
- Sivil toplum örgütlerinin hiçbirinin gündeminde ne spor ne de kış turimzi olmadığını artık herkes kafasına koysun. Palandöken'e talip olup, "elimizi taşın altına koyuyoruz" diyenler, başka şeylere talip oldukları da bu şampiyonaya başından sonuna ilgisiz kalmalarıyla ortaya çıktı. Zaten Erzurum'da son dönemde şöyle bir sivil toplum örgütü mantığı oluşuverdi: Erzurum'u sen mi kurtaracaksın! Boşver herkesle iyi geçin, kimseyi eleştirme, herkesin suyundan git! Kısacası sivil toplum örgütleri, sivil tepkisiz örgütleri haline geldi. Dolayısıyla siyasetin, bürokrasinin ?burun kıvırdığı', ?ilgi göstermediği' bir etkinliğe katılmalarını, desteklemelerini beklemek hayalcilik olur.
- İyi de birader, halkta mı yoktu?
- Halk zaten yoktu, olamazdı da! Halkı Palandöken'e, şampiyonaya taşıyacak tüm etkenler bu kadar ilgisizken, halkın orada olmasını nasıl bekleriz ki?
KAYAK FEDERASYONU ŞAPKASINI ALIP, DÜŞÜNMELİ!
- Peki Kayak Federasyonu?
- Kayak Federasyonu hem hatalı hem de değil...
Hatalı çünkü, tanıtımı çok iyi yapamadıkları bir gerçek. Erzurum kamuoyunu şampiyonaya hazırlayamamaları, şehri böylesi bir görsel şölenden tam anlamıyla haberdar edememeleri tartışılmayacak bir gerçek. Bunun aslında birçok nedeni var. Olayları çok yakından takip eden biri olarak bunu inkar edemem. Yarışların pistlerin hazırlanmaması, FIS'e yanlış bilgi verilmesi yüzünden iptal tehlikesiyle karşı karşıya kalması, dolayısıyla şampiyonanın yapılacağının açılışa 10 gün kala kesinlik kazanması en önemli etkenler. Yani kısıtlı bir zaman vardı. Bununla birlikte Türkiye Kayak Federasyonu'nun bütçesinin de yeterli olmaması da ciddi bir etkendi.
Ancak bunların hiçbiri geçerli nedenler değildi bana göre. Bunları söylemek, 'bir dost' olarak benim görevim. Maalesef tanıtımın iyi yapılamamasının sonuçlarıydı bu ilgisizlik...
Örneğin belediyeler ile temasa geçilip, halkın oraya nakli sağlanabilinirdi...
Tanıtım bütçesi kısıtlı da olsa, valilik, belediyeler, işadamları ve STK'ların desteğiyle iyi bir tanıtım potansiyeli oluşturulabilinirdi...
Bunların hiçbiri yapılmadı...
Süre azdı, zaman kısıtlıydı...
Hepsine kabulüm ve itirazım yok. Ancak yapılmalıydı, planlama ona göre olmalıydı.
Kayak Federasyonu bir bakıma da hatasızdı...
Şampiyonanın sorumluluğu onlarda diye kimse ilgilenmedi. Herkes "devlet memuru" mantığıyla hareket edip, sorumluluk almaktan kaçındı.
Bir Allah'ın kulu çıkıp da, "Ben federasyondan falanca kişiyi aradım, bir işin ucundan da falanca kurum olarak biz tutalım dedim ama bize yüz vermediler" diyemez...
Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, 5-10 federasyon yöneticisi, kayak eğitmenleri, gönüllüler ve üniversite öğrencileri sorumluluk aldı. Haliyle yalnız kalınca da her işe yetişmek mümkün olmadı.
Bu bakımdan da hatalıydı diyemiyorum federasyona...
SAYIN TEKİN, SEN İLGİ GÖSTERDİN Mİ Kİ İLGİ BEKLİYORSUN?
Son bir paragraf da Spor Bakan Yardımcısı Yusuf Tekin'e ayırmak istiyorum... Aynı zamanda hemşehrimiz olan Sayın Tekin, şampiyonanın son günü, şehrinde yapılan bu organizasyonu izlemek için teş
rif edip, ayaklarının tozuyla da medyaya özellikle de yerel basına 'sallamış.' Eyvallah, başımızın üstüne...Medyanın organizasyona ilgi göstermediğinden bahsedip, "Herhalde düşen, kalkana yoğunlaştılar" demiş...
Sayın Bakan Yardımcısı, medya mensupları günlerdir Palandöken'in her yerinde haberin peşinde koşarken, siz hem de doğdunuz kentteki organizasyona destek verme zahmetinde bile bulunmadanız.
Bir de demişsiniz ki, "Bu tür etkinlikler 15 yıl önce olsa spor bülteninde ana haberlerde verilirdi."
Gerçekten çok doğru...
Ancak eksik...
Şöyle ki, Spor Bakanı'nın, Bakan Yardımcısı'nın bile 'ciddiye almadığı' bir organizasyona medya daha fazla nasıl önem verebilirdi?
Şuna emin olun ki, hem yaygın hem de yerel medya sizden de Sayın Bakan'dan da daha fazla bu organizasyona önem ve destek verdi. Şahsen bizim içimiz ve vicdanımız rahat, ya sizin ki?
Orkun ÇİZMELİ/ www.erkhaber.com
Muhakeme ve mukayeseli, ciddi analizli bu güzel yazıyı okurken adeta bir şehrin ciğerlerinin röntgenini izledim. Orkun Bey`i tebrik ediyorum.