O camiinin taliplisi var...

Camii tartışmasına tam da ara vermiştik ki, o telefon geldi. Arayan kişi, bu şehirde adıyla sanıyla bilinen bir Erzurumlu, bizim de dostumuz ve arkadaşımız.

Şimdilik isminin saklı tutulmasını istiyor. Şayet bu mesele, belli bir olgunluğa kavuşursa, o zaman elbette ki adıyla sanıyla konuşacak.

Telefonda yarım saate yakın konuştuk.

Bu görüşmenin flaş kısmı nedir diye sorarsanız hemen söyleyelim. Dostumuz diyor ki, “Sizin tarif ettiğiniz o camiinin yapımını biz üstleniyoruz. Ne devletten tek kuruş talebimiz olur, ne de hemşerilerimizden.”

Sonra şöyle devam etti:

Erzurum’a sanat değeri yüksek çok özel bir camii inşa edilmesi için, yıllardan buyana ben de kendi çapımda araştırma yapıp durdum. Sizin önerdiğiniz Aziziye Parkı’nın yanı sıra, başka yerler de hayalini kurduğum o camii için uygun alanlardır. Misal Tebrizkapı ya da kentsel dönüşüm kapsamındaki Hacı Cuma Mahallesi… Bu öyle bir eser olmalı ki, hem Erzurum’un kadim tarihine yaraşır bir yapıda olsun, hem de her türlü ticari kaygıdan uzak kalsın. Şayet belediye veya Hazine bu kapsamda bir yer gösterebilirse bize kimseden tek kuruş talep etmeden o camiyi yapıp,müftülüğe teslim ederiz.”

Soruları duyabiliyorum:

-Kim bu beyefendi?

-Bu kadar parası gerçekten var mı?

-Yoksa rant peşindeki bur uyanık mı?

-Madem bu kadar zengin, camii yapacağına fabrika kursun.

Varın beş on tane soru da siz ekleyin.

Önce şunu belirtelim:

Bu durumda, herkesin o kişiyi merak etmesi ve soru sorması son derece doğaldır.

Öyle ya bir adam gazeteciyi arıyor ve diyor ki, “sizin tarif ettiğiniz çaptaki camiyi ben yaptırmaya talibim.”

Son derece iddialı ve dikkat çekici bir çıkış…

Ben kendisini yakından tanıdığım için, hiç düşünmeden “evet yaparım” diyorsa yapar.

Mümkün ki kendi kişisel serveti o büyüklükte bir camiye yetmeyebilir. Zaten “parayı ben cebimden vereceğim” demiyor.

Dediği şu:

“Bu işe mahsus bir kaynağımız var.”

Öyle diyorsa, aynen öyledir.

Şu kadarını söyleyeyim, adının şimdilik bilinmesini istemeyen bu dostumuz,bu şehrin evladı olmakla beraber çok saygın bir hukukçudur.

Sohbetimiz sırasında sordum; “Nerden icabetti bir camii yaptırma fikri?”

“Biz”dedi. “Birkaç yıl önce bir grup arkadaşla birlikte Ordoğu ülkelerini dolaşmıştık. Hemen her ülkede gerçekten muhteşem camiiler vardı ama Beyrut’ta gördüğümüz bir camii bizi mest etmişti. Orada arkadaşlarla bir karar aldık: Bu camii gibi ama aynısı olmayan güzel bir camii de Erzurum’a yapalım. O günden beri bu hayalin gerçekleşeceği günü bekliyoruz. Ben bu konuyla ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Küçükler’le de görüştüm. Diyebilirsiniz ki, illa da bir camii yapacaksanız gidin yapın, kim sizi tutuyor. Yok öyle değil. Bizim hayalimizdeki camii her yerde değil, şehrin çok özel bir iki noktasında olursa anlamlı olur. Aksi halde Erzurum’da zaten çok sayıda camii var, üstelik bir kaçı da gerçekten güzel. Biz çok daha özel bir şey istiyoruz.”

Dostumuzun söyledikleri üç aşağı beş yukarı bunlardı.

Şimdi özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in bu hususta ne düşündüğü önemlidir.

Bu fikre sıcak mı bakıyor, yoksa ne gereği var mı diyor.

Şayet Ahmet Bey konuşursa, hem tartışma daha sağlam bir zemine oturur, hem de o dostumuz da kamuoyunun karşısına çıkıp, nasıl ve ne zaman yapacaklarını anlatır.

R
amazanın da ruhuna uygun bu tartışma, inşallah Erzurum’un hayrına bir neticeye ulaşır. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Erdal Saatcioğlu 01 Ocak 1970 02:00

    İşte tartışmalara son noktayı koyan bu talibliyi tebrik ediyorum.En başta Mehmet bey seni kutluyorum tartışmaya açmış olduğun proje hedefini bulmuştur.Belediye başkanıda kısa zamanda konuyu neticelendirir Erzurımda muhteşem bir camiye kovuşur.