Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran Türk kadını Nene Hatun, ölüm yıl dönümünde 7'den 70'e Erzurumlunun katılımıyla kabri başında anıldı.
Erzurumajans-Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalışarak
adını tarihe yazdıran Türk kadını Nene Hatun, ölüm yıl dönümünde 7'den
70'e Erzurumlunun katılımıyla kabri başında anıldı.
Gençlik ve
Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen programla Nene Hatun ölüm yıl
dönümünde anıldı. Aziziye Tabyalarında düzenlenen programa protokolün
yanı sıra bine yakın öğrenci, genç, yaşlı Erzurumlu katıldı. Araç
yoğunluğu nedeniyle tabyalara çıkan yolda trafik kilitlenirken
vatandaşlar yaklaşık 1 kilometrelik yolu yürüyerek yukarı çıktı. Saygı
duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program Kur'an-ı Kerim
tilavetiyle devam etti. Daha sonra protokol konuşmaları yapılarak Türk
kadınının kahramanlığını destanlaştıran şiirler okundu.
Programda
Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu ve Erzurum Büyükşehir Daire Başkanı Talat
Uzunyaylalı tarafından 93 harbi sırasında yaşananlar ve Nene Hatun'un
kahramanlık öyküsü katılımcılara aktarıldı.
Daha sonra Nene Hatun kabri başında anıldı. 7'den 70'e Erzurumlu dualar ederek Nene Hatun'u yad etti.
NENE HATUN KİMDİR ?
Nene Hatun 1857 yılında Erzurum'da doğdu. 1877 yılında 8 Kasım'ı 9
Kasım'a bağlayan gece, Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum'un
Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk
askerlerini uykuda yakalayıp kılıçtan geçirdiler. Bu sırada arkadan
gelen Rus askerleri ise hiçbir zorlukla karşılaşmadan tabyayı ele
geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulan bir er haberi Erzurumlulara
ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra "Moskof askeri Aziziye
Tabyası'nı ele geçirdi" şeklinde minarelerden Erzurum halkına haber
verildi. Bu haberin ardından Erzurum halkından silahı olan silahını,
olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine
alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladılar. Koşanlar arasında, erkeği
cephede çarpışan Nene Hatun da vardı. Ağabeyi Hasan bir gün önce
cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti . Nene Hatun üç
aylık bebeğini emzirdikten sonra, "Seni bana Allah verdi. Ben de Ona
emanet ediyorum" diyerek vedalaştıktan sonra bir kaç saat önce ölen
ağabeyinin tüfeğini alarak sokağa fırlamıştı.
Erzurumlular, ölüme
gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu.
Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön
sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha
bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp
içeri girildi. Göğüs göğüse bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla
donanmış Rus ordusu, baltalı-tırpanlı, taşlı-sopalı halk karşısında
yarım saat tutunabildi. 2 bin 300'e yakın Rus askeri öldürülüp, Tabya
geri alınmıştır. Türk tarafında ise bin kadar şehit verilmiştir.
NENE HATUN O GÜNLERİ ÖZETLE ŞÖYLE ANLATMIŞTIR:
Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti.
Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum.
Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden
'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını
öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diye and içtim. Yavrumu Allah'a
emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı
fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk. Tabyanın mazgallarından düşman
ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri
atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu.
Başka bir hikayesinde cepheye babası kardeşi ve kayınbiraderi gider.
Onlar gittikten hemen sonra Türkleri kılıçtan geçirmişler haberini alır
ve küçük oğlunu bırakarak evden cepheye doğru yol alır. Cephede ilk önce
babasının sonra kayınbiraderinin ve kardeşinin cesedini gördükten sonra
eve geri döner ve bıraktığı 3 aylık oğlunun karnının ermeni askerleri
tarafından deşilmiş olduğunu görür. Eline bir keskin bir budama makası
alıp evden dışarı çıkar ve 17 ermeni askerini öldürür.
Tabya'nın
geri alınmasının ardından, aralarında Nene Hatun'un da bulunduğu
yaralıların tedavisine başlandı. Fakat bu sırada Nene Hatun yaralı
olmasına rağmen diğer yaralıların tedavisini yapmak için çalışmıştır.
Nene Hatun bu özverisiyle tanınıp, saygı ile sevilmiştir.
Nene
Hatun'un vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan
kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane
taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak,hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın
zaferinde Nene Hatun'un ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların
da payı vardı.
Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden
NATO'da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna: "Ben o zaman gereken
şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım" cevabını vermişti.
1955 YILINDA YILIN ANNESİ SEÇİLMİŞTİR
98 sene yaşadığı Erzurum'da 22 Mayıs 1955'de zatürre hastalığından
dolayı vefat etmiştir. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye
Tabyası'na defnedilmiştir. Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden
bir kaç ay önce yılın annesi seçilmiştir.