Neden Erzurum?

Ankara, parti patronlarının ağız dalaşı ve suni gündemlerle, gününü gün ederken, güneydoğudan hemen her gün şehit haberleri geliyor.

Önceki gün dört Mehmetçik, dün de Bingöl’de sekiz polisimiz mayın tuzağına düştü ve şehit oldular. Ateş düşen ocakların sayısı o kadar çoğaldı ki, koca bir vatan yangın yerine döndü.

Medya artık hava raporu verir gibi, günlük şehit sayısı açıklıyor. Ordumuz binlerce askerle, haftalardan beri çetin bir mücadele veriyor. Kimsenin söylemeye dili varmıyor ama aslında güneydoğuda orta ölçekli bir savaş yapılıyor. Bir yanda Türk ordusu, karşısında bilmem kaç devletin arka çıktığı kanlı bir örgüt…

Ve bu savaşta kanlı örgüt akla geldik gelmedik her türlü kalleşliğe başvuruyor. Yollara mayın döşeyip uzaktan patlatmak, bu kirli tuzaklardan sadece biri… Ondan daha kirli olanı ise, canlı bombalar. Sadece güneydoğuda değil, Ankara, İzmir ve Antep örneğinde olduğu gibi, her şehir tehdit altında.

Erzurum ve benzer yapıdaki şehirler ise, birkaç kat daha tehdit ve tehlikede… Çünkü kanlı örgüt Erzurum ve Trabzon gibi şehirlerde ses getirecek bir eylem yapmak istiyor ki, geniş kitleler üzerinde baskı ve korku oluşturabilsin.

Şöyle ki…

Erzurum, Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından hangi stratejik ve jeopolitik öneme sahipse, bölücü PKK ve benzeri örgütler noktasında da aynı değere sahip. En başından beri, Erzurum'da bir Diyarbakır veya Mardin'dekine benzer eylem koyamayan kanlı örgüt, Pasinler ve Yavi katliamlarıyla, güç gösterisi denedi ancak, hem çok sert bir mukavemetle karşılaştı hem de yerel halktan destek bulamadı.

Bebek katili Apo, örgütünün başında olduğu yıllarda, Erzurum ve çevresine dönük "saldırı" emri verir, bu emrin yerine getirilememesi karşısında da küplere binerdi! Güvenlik birimlerinin kayıtlarına da geçen, bir telsiz konuşmasında terörist başı, "Ne pahasına olursa olsun, sizden Erzurum'u istiyorum" talimatını vermişti adamlarına!

Aradan geçen bunca yıla ve çeşitli oyunlara rağmen Erzurum, ne bölücü örgüte boyun eğdi ne de devletinin ve milletinin yanından santim uzaklaştı. Son zamanlardaki canlı bombalar nedeniyle yetkililerin,  "Her zamankinden daha dikkatli olmalıyız" şeklindeki açıklamasını görünce, hafızam bana geçmişte yaşananları hatırlattı.

Kanlı örgüte yakın olan bazı internet sitelerinde bu yönde haberler çıkıyor. İçeriğinde fazla bir detay olmamasına rağmen, ana hatları itibarıyla Erzurum'un, bölücü örgüt tehdidi ve tehlikesinden uzakta olmadığını anlıyoruz.

Doğru bir tespit... Mademki, bölücü örgüt aynı çizgi ve aynı amaçla yoluna devam ediyor, şu halde doğurduğu tehlike açısından da, bir durum değişikliği olmamıştır. Üstelik son aylarda, Suriye, İran ve Irak'ta gerek Kürtlerden, gerekse Amerika'dan aldığı maddi ve manevi destekle, eskiye oranla daha organize biçimde...

Katil Apo, dün hangi gerekçe ve ihtiyaçtan "Erzurum'u düşürmek" istiyorduysa, bugün kendisi "içeri"de olsa bile, örgütü açısından aynı şartlar geçerliliğini koruyor.

Bu da demektir ki, Erzurum birinci derecede öneme haiz bir il; hem devlet hem de bölücü faaliyetler açısından... Su uyur, düşman uyumaz demiş büyüklerimiz...

Ne kadar da haklı söz…

1916-18 arası, Ermeni çetecilerin, yerli işbirlikçiler desteğiyle alçakça tertipledikleri katliamın yaktığı ateş, bu memleketin pek çok köşesinde hala tütmeye devam ediyor. Dün, Ermeni çeteciler neydiyse, bugün de bölücü PKK odur.

İkisinin de ortak gayesi:

Türk kanı akıtmak ve Türk devletini bölmeye çalışmak!

Elbette buna güçleri yetmedi, yetmeyecek de... Fakat yerli ve yabancı işbirlikçiler bu tür kanlı örgütleri taşeron olarak kullandıklarından ötürü, bölemeseler bile "yorgun düşürmeyi" dahi kazanç sayıyorlar.

Yetkililer haklı; her zamankinden daha fazla dikkatli olmak zamanıdır. Lakin öncelikle görev, kolluk kuvvetlerine düşmektedir.

Evet... Herkes, hepimiz uyanık olmalıyız, etrafta olup bitenlere, hatta sureti hak'tan gösterilen kimi oyunlara karşı teyakkuzda olmalıyız, ama öncelikle istihbaratı, jandarması ve polisiyle devlet tetikte olmak durumunda.

Son birkaç yıl içerisinde, Erzurum ve çevresinde yapılan operasyonlarda bölücü örgüte adam akıllı darbeler indirildi. Çünkü, belanın kaynağı Erzurum'un güney kanadından çıkıyor. Hoş bu demek değil ki, öteki alanlar boş bırakılsın; ama sorunun asıl merkezi güneyde...

Operasyonlardaki başarı gösteriyor ki, iyi istihbarat ve iyi bir gözlem, düşmanın hamlesini geçersiz kılabiliyor. Şu noktada güvende olduğumuz anlaşılıyor; Erzurum ve çevresinde işini iyi yapan ve de meseleye vakıf yetişmiş kadrolar var.

Y
ine de her türlü tedbiri almak ve yeniden sahnelenmek istenen çirkin oyunlara karşı şuurlu olmak durumundayız. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali PEHLİVAN 01 Ocak 1970 02:00

    Tespitlerininz için teşekkürler