Bugün Ankara'ya göç eden bahtsız iş kadınlarımızdan Filiz Pasin ile gazeteci arkadaşımız Ela Karasu gitmemiş ve bana haber vermemiş olsaydılar, bugün Erzurum'da böyle bir cennetten köşe olduğundan benim bile haberim olmayacaktı..
Bahsettiğim yer Erzurum'a tam tanına 100 kilometre uzaklıkta bulunan Uzundere ilçesi yakınlarındaki yarım ada! Buraya yöre halkı 'Liman Cafe'de diyor! Öyle piknik, miknik işlerinden anlamam! Ama yarım adayı andıran ve Tortum gölünün bir kolunu bünyesinde barındıran bu yer, benim Erzurum'da 'en favori' piknik alanım oldu! İlk fırsatta çoluk,çocuk gideceğim yer olan burası, henüz bakir! Tam da Hürriyet'ten Mehmet Yaşin'in eline, yüreğine layık bir cennetten köşe! İnanılmaz bir ambiansa sahip olan bu yarımadada şimdilerde nasibi olanlar piknik yapabiliyor!
Ben ve Hayati Bilge de işte nasibi olanlardanız.. Amatör bir ruhla işletmecilik yapan Osman'a ben şimdiden yarının büyük işadamı gözü ile bakmaya başladım bile. Bugün bize hizmet eden ve etrafımızda 'fır' dönen Osman'dan çok değil, bir iki yıl sonra randevu koparmanın güç olduğuna da inanıyorum! Bir defa gelenlere deniz kenarında piknik yapıyor izlenimini veren bu yarımadada, en güzeli de kayık sefaları.. Kayıkla kayarken ve o eşsiz tabii güzelliği gölün içerisinde doyasıya seyrederken, bambaşka bir dünyada yaşıyormuş hissine kapılıyorsun! Alabalık bu kadar mı lezzetli olur? Her yemekte önünüze gelen o salatalık bu kadar mı bir anlam kazanır? Burasının yeşili de bir başka güzel bir başka kokuyor! Yok, yok.. Kelimeler kifayetsiz kalıyor burayı anlatmak için..
Erzurum'un bunaltıcı hafta içlerinden bıkıp kendini hafta sonlarına atanlar! Piknik sezonunu açanlar. Şöyle çoluk, çocuk güzel bir gün geçirelim diyenler.. Benden söylemesi. Yarımadayı bir görün, başka bir yerde piknik yapma hevesinde olmayacaksınız! O kadar iddialiyım yani!