Pazar günü PKK tarafından kaçırlıdığı belirtilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, serbest bırakıldıktan sonra birkaç cümle ile ve cümle alemi şaşırtacak kelimelerle neler söyledi neler!
Biz de PKK’nın kutlanması gerektiğini söyleyelim de içimizde kalmasın!
PKK son zamanların en etkili ve en ucuz propagandasını yaptı!
Düşünün bir kez.
Kaçırıldığı belirtilen milletvekilinin serbest bırakıldığı bütün haber kanallarına düştükten sonra, hekes gözlerini dörtleyip kulaklarına anten takarak, Hüseyin Aygün’ün neler söyleyeceğini bekledi.
Boru değil bu, PKK bir milletvekilini kaçırmış!
Bu vekilin neler yaşadığını kim merak etmez ki!
Ve vekilimiz Tunceli’de kameraların karşısına geçiyor.
Bir değil, birkaç kelime beynimde mikser görevi yaparken düşünme yetimi alıp götürüyor.
Mesala, “saygılı çocuklar,” tanımlamasını yaparken, ben de boş durmuyorum, hemen TDK’nın sözlüğünü açarak, benim bildiğim ‘saygı’ sözcüğünün anlamı ve yükü mü değişti, diye bakıyorum.
Yoo!.. Saygı bizim bildiğimiz saygı; saygı sözcüğü de yerli yerinde gayet saygılı bir şekilde eskisi gibi durmakta.
Milletvekili Aygün, saygılı çocuklardan bahsederken yaklaşık aynı saatlerde Hatay’da diğer saygılı çocuklar saygılı bir şekilde iki ayrı yeri saygılı kurşunlarla selamlamaktan geri kalmıyorlar!
Ve bu saygılı gençler CHP’den memnunmuşlar!.. Ayrıca demokratik özerklik isterlermiş!
Yapısı ve politikalarıyla üniter devleti savunan, özerkliğe kökten karşı olan bir partiden nasıl memnun oluyorlar aklım almadı tabi!.. Aslında özerkliği savunan, bunun alt yapısını hazırlamakta olan güçlü bir partiden değil de CHP’den memnun olmak da neyin nesi, diye sormadan edemedim.
Basit gibi görünen; ama siyasette derin kırılmalar için bir fay hattının oluşturulduğuna kesin gözle bakmasam da göz ucuyla baktığımı söyleyebilirim.
Milletvekili Hüseyin Aygün’ün her cümlesini buraya taşıyacak değilim; ama anlaşılan PKK topu CHP’ye attı; oynama sırası şimdi CHP yönetiminde. Şut mu göreceğiz, pas mı izleyeceğiz, önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bakınız, bir milletvekilinin aracı olarak kullanılması ve isteklerin bildirilmesi ayrı şey; aynı milletvekilinin Türk Askeri’ne kurşun sıkanlara ait izlenimlerini övücü bir şekilde veya masumluğu çağrıştıracak kelimelerle anlatması ayrıdır. Eğer, “bu kelimeleri aynen kullanacaksın, bizim için sempati rüzgârı oluşturacaksın,” diye tehdit edilmediyse artık dananın kuyruğunun kopmasına az kaldı demektir.
CHP’nin geçmişine ters düşen gelişmelere karşı CHP tabanının ezici bir çoğunluğu bunu kaldıramaz. Kim bilir, belki de yükselen CHP oylarını eritmek için yakılan bir ateştir bu.
Öyle sanıyorum ki, CHP yönetimi Tunceli Milletvekili Aygün’le konuşup, gerçeği öğrendikten sonra gereğini yapacaktır.
Yoksa CHP’ye karşı olanlar bu olayı ağızlarına sakız etmekle kalmayıp, arada bir de patlatacaklardır.
Ve haklı da olacaklardır, bu da böyle biline!
Yiğidi öldür; ama hakkını ver, derler.
Gerçekten müthiş bir propagandaydı!