Önce Irak'ta oluk oluk Müslüman kanı aktı; sonra o kana yeni kanlar eklendi: Libya, Suriye ve Mısır...
On binlerce Müslüman, kendini "Müslüman" olarak tanımlayan zalimlerin ateş kusan silahlarıyla can verdi.
Ölen de öldüren de Müslüman olduğu için Batı bu insanlık dışı süreci tribünden izlemeyi tercih etti!
Arada bir yasak savma kabilinden yapılan göstermelik açıklamalar ise, sanki de katliamcıları büsbütün ateşledi.
Nerede kaç bin kişinin öldüğü, kaç bin kişinin yaralandığını ve kaç milyon insanın evsiz vatansız kaldığı tam olarak bilinmiyor.
Bilinen tek şey: Sözde medeni dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işlenmesi...
Batı, her zaman olduğu gibi Ortadoğu'da kendi eliyle diktiği kuklaların birer yarı tanrı olmasına ve o yarı tanrıların da en ufak itiraz karşısında birer ölüm makinesine dönüşmesini sadece izledi, izlemeye de devam ediyor.
İşte Mısır. Batı'nın arka çıktığı ve "yol" verdiği darbeci general Sisi, yalnızca demokrasi isteyen Müslümanlara acımasızca saldırdı. Nil, su yerine kan akıyor. Kadim Firavunlar bile bu yeni yetme Firavun'un yaptıklarına şaşırmış durumda.
Katil Sisi, yalnızca Batı'dan değil, isimlerinin önünde "İslam" yazan bazı ülkelerden destek görüyor. Arabistan ve Katar başı çekiyor.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı Müslüman ülkeler ise, avazları çıktığınca bağırıyor, lanetliyor, öfke duyuyor.
Ama hepsi o kadar!
Çünkü onlar nasıl ki asırlardan beri Mehdi'yi bekleyip durdularsa şimdi de Firavun'un celladı Musa'yı bekliyorlar!
Hep bir ağızdan öyle dua ediyorlar: Bu Firavun'un karşısına illa ki bir Musa çıkacak...
Mehdi gelmedi, Musa gelir mi bilinmez.
Allah Kur'an-ı Kerim'de açık açık artık peygamberlik müessesenin kapandığını buyuruyor. Buna rağmen İslam dünyası her sıkıştığında bir peygamber olmasa bile illa da bir "kurtarıcı" aradı durdu.
Şimdi çaresizlik öyle bir noktaya ulaştı ki, kan gölünde boğulan ümmetin son çığlığı, "Neredesin Musa?" demek oldu.
Musa ne yapsın?
İslam coğrafyasının hali ortada; tıpkı dört bir yanından su alan gemiye benziyor. Battı batacak.
Haşa; islam'da ve Allah'ın son kitabı Kur'an'da bir nakısa yok.
Amentümüz bu minval üzeredir.
Lakin Müslüman dünyanın hali içler acısı...
Mezhep kavgası, dinin önüne geçmiş durumda.
Birbirinin arkasında namaz kılmayan Müslüman toplulukları, Musa'yı bekleyip dursa ne yazar...
Hiç şüphesiz Allah dinin sahibi ve hamisi; Müslümanlar, şayet nasipleri varsa ancak bu dinden şereflenirler.
Manzara ortada: Sözde şeriat devleti İran, katil Esed'i; Müslümanların Kabesi'nin ev sahibi olan Arabistan ise, acımasız canavar darbeci Sisi'yi destekliyor.
Batı da, ellerini ovuştura ovuştura bir hal oldu!
Bu toplumlara ne Mehdi ne Musa gelir. Gelse gelse Allah'ın gazabı ve kahrı gelir.
Çünkü rahmet dileyenlerin yerini, kana doymayan canavarlar almış.