Horozoğlu Bakkaliyesi’nin bulunduğu Hasbal Apartmanı’nın altındaki Hasan Sanaş’a ait Nur Elektrik, caddenin en bilinen elektrikçi dükkânlarından birisi olarak işlevini sürdürmektedir.
Rahmetli Celal Amca caddenin çok sevimli simalarındandı, belli bir yaşta camide hocamızdan Kur’an dersi alırken, küçük bir çocuğun heyecanı içerisindeydi.
Yaz mevsiminde camimizin arkasında bulunan bahçede ikindi namazlarından sonra Hacı Celal Gülakar, Celal Birdal, İbrahim Hoca, Dr. Ali Gürcan ve birkaç cemaatle birlikte semaver çayı eşliğinde herfene yapar, bu güzel ortamda büyüklerimizin doyulmaz sohbetleriyle hoşça vakit geçirirdik.
Rahmetli Celal Birdal Amca genelde bir hatıra anlattığı zaman, “Harbi umumiden önce veya sonra” diye sık bir tabir kullanırdı, bundan dolayı biz gençler, Celal Birdal’a “Harbi Umumi Amca” diye takılırdık.
Celal Birdal’ın oğulları Arif ve Metin Tesmal Ticareti işletirlerken, Mumcu’daki muayenehanesini kapatan Dr. Nurullah’ta, devlet hastanesinde röntgen hekimliği görevini sürdürüyor.
Cihan Razi Garajı’nın ve Macar Kızı’nın evinin yerinde bugün Hürriyet İş Merkezi, Nihat Demiryürek’in evinin yerinde ise İnci Düğün Salonu’nun olduğu Durak Apartmanı bulunmaktadır.
Koçkaya Apartmanı’nın yerindeki Palulu iki kız kardeşe ait ev, izale-i şüyu da satıldığı sıra, Erzurum’a epeyce bir antika meraklısının geldiği söylenir.
Erzurum’un ender kalan yerli ailelerinden olan Ecz. Ender Narmanlıoğlu Ağabey, komşusu Selçuk Koçkan’la birlikte çarşının değişmeyen simaları arasında yer almaktadırlar.
Bayburtlu Aktürk kardeşlerin ‘Tavşanlı Kuruyemiş’ dükkânları, yeni görüntüsüyle köşe başındaki konumunu muhafaza etmekte.
Korukçuların iki katlı evlerinin yerine inşa edilen Katkat Apartmanı’nın altında Garanti Bankası uzun yıllar kalmıştı, bankadan sonra Ecz. Yavuz Saatçioğlu’nun Ada Eczanesi de burada bir müddet hizmet sunmuştu.
Katkat Apartmanı’nın bitişiğindeki tek katlı eski bir yapı, uzun yıllar kahvehane olarak işletilmişti, zaman içerisinde burası yıkılarak yerine güzel bir bina inşa edildi.Bu binanın altında oyuncakçı dükkânı işleten Gürbüz Çalbay ile kardeşi Kelleci Kadir, babaları Kasap Abbas Çalbay’dan beri çarşıyı terk etmeyen esnaflar olarak bilinirler.
23 Temmuz Erzurum Kongresi’ne katılan delegelerden Müftü Naibi Hafız Mehmet Hilmi Çorapsız’ın oğlu Hacı Bahattin Çorapsız da A. Mumcu Mahallesi’nden ayrılmayan nadir kişiliklerden birisidir.
İhmal imamıyla da akrabalık bağları olan Çorapsızlar, Erzurum’un en köklü ailelerinden biri olarak sayılır ve sevilirler.
Rahmetli İhmal imamımın oğlu Hacı Ziyaettin Efendi de ömrünün son zamanlarında A. Mumcu Mahallesi’nde yaşadı ve son nefesini burada verdi.Son derece takva bir yaşam sürdüren Hacı Ziyaettin Efendi’nin, dünyalık adına hiçbir şeyi yoktu.Bir lokma ve bir hırka felsefesi ile güzel bir ömür süren Hacı Ziyaettin Efendi’nin, A. Mumcu Camii’ndeki yeri hâlâ bellidir.
Millet Bahçesi’ne ayrılan sokağın Mumcu Caddesi’ne bakan diğer köşesinden Mumcu’nun sonuna kadar olan arada oyuncakçı, terzi gibi birer katlı dükkânlar sıralanırdı.
Reisoğlu Garajı’nın yerine yapılan Birlik Apartmanı’nın zemin katındaki Karadenizli temizlemecilerde, ailece çarşının en eski esnaflarıdırlar.
Mumcu Caddesi’nin en sonunda yer alan Vatan Oteli, Vatan garajıyla birlikte Tahran Palas’a kadar uzanıyordu.
Mehmet ve Avni ustaların çalıştırdıkları köşe başındaki Vatan Lokantası’nın bulunduğu dükkân, bir dönem de Horasanlı Er-Şahsuvaroğulları tarafından traktör bayisi olarak işletilmişti.
Cumhuriyet Caddesi’ne cephesi bulunan Morkof Kışlası’ndan Mumcu’ya dönüşte; Astsubay Orduevi, Tümen Sineması ve 29. Tümen Komutanlığı’na ait binalar bulunurdu.
Ömer Nasuhi Bilmen Pasajı yapılmamıştı, caddenin üst köşesinden aşağı inişte ilk bina, 1953 yılında Şevki Akçay tarafından yaptırılmış olan Akçay Apartmanıydı.
Erzurum’un entelektüel simalarından olan Baki Akçay’ın dedesine ait olan bu apartmanın kiracılarını; subaylar, doktorlar, hâkim ve savcılar oluştururdu.
1960 ihtilâlinin başsavcı yardımcılarından Albay Süleyman Taşer’in de burada oturduğu söylenir.
İlerleyen yıllarda bu apartman yıkılarak yerine yenisi yapıldı.
Çeyrek asırlık bir maziye sahip Ö. Nasuhi Bilmen Pasajı’nın, ilk yapıldığı zaman ismi Evren Paşa Pasajıydı.
İhtilâl güçlerine selam çakmak maksadıyla verilen bu ismi telaffuz etmek de oldukça zordu.
Yakutiye Parkı’nı pasaja bağlayan köprünün altında, Yusuf Yerlikaya’nın (Küfüri Baba) hediyelik eşya satan dükkânı vardı.
Kitaplarla arası oldukça iyi olan Yusuf Ağabeyi, miting meydanlarında etkileyici konuşmalar yapmasıyla da oldukça tanınırdı.
Pasajın köşesindeki konfeksiyon mağazasını, Abdulgaffur Hoca Efendi’nin oğlu Resul Has işletirdi.
Pasajın ön cephesinde bir şarküteri dükkânı, Milletvekili Muhittin Aksak ve ortağının çalıştırdıkları giyim mağazası ile Hamit Yavuzer Ağabeyi’nin Şafak Elektrik isimli dükkânı, lokanta, berber ve Muammer Cındılli’nin işyeri vardı.
Belediyeye ait olan bu dükkânların müstecirleri çoğunlukla el değiştirmiş olsalar da Hamit Ağabeyi pasajın ilk yapılışından beri aynı yerde, Ethem Usta ile birlikte tezgâhlarını çevirmeye gayret gösteriyorlar.
Erzurum kültürü hakkında epeyce bir malumat sahibi olan Hamit Ağabeyi, aynı zamanda iyi bar tutmasıyla da Erzurumlular tarafından bilinen ve sevilen bir kişiliktir.
Pasajın içindeki Belediye Tanzim Satış Mağazası uzun yıllar halka hizmet sunmuştu.
Ömer Nasuhi Bilmen Pasajı’nın caddeye bakan tarafında Ford Bayii ve pasajın altındaki garajın bir bölümünde ise Bayii’nin servisi vardı.
Akçay Apartmanı’nın altındaki mağaza bir ara Pastane, Erça Mobilya, Sana ve Vita Yağları Deposu, Merkez Eczanesi ve Tortum Pazarı olarak çalıştırılmıştı.
Astım hastası olan oğlu için Erzurum’a gelip yerleşen Rizeli Şaban Akmehmet’in yaptırdığı Ak Apartmanı, Merkez Bankası’nın lojmanı olarak kullanılmıştı.
Binanın zemin katında bulunan Ak İş Merkezi’nde ciltçi Selami Usta, Terzi Necati, pasajın içerisinde ise Hürrem Tutar’ın Albayrak Gazetesi yer alırdı.
Terzi Necati’nin yeri bir süre de Dilek Tur isimli bir iş yerine dönüştürülmüştü.
1974 yılında, Baki Akçay zemin kattaki dükkânları birleştirerek, Dilek Süper Market isminde, bölgenin ilk büyük AVM’ni açmıştı.
NATO müteahhidi Artvinli Ali Şükrü Yalçın’ın, arsasını Ömer Arı’dan satın alarak yaptırdığı apartmanın zemin katındaki iş yerinde bir müddet Halk Oyunları Derneği durmuş, daha sonra burası Kültür Müdürlüğü’nün kitap satış yeri olarak da çalıştırılmıştı.
Ali Şükrü Yalçın’dan bu binayı 1979 yılında satın alan Elazığlı Mustafa Tİmuroğlu, uzun yıllardan beri Erzurum’da yaşamaktan memnun olmasına rağmen, son yıllardaki şehrin bozulan kültüründen dertlimi dertli…
Şehrin ekonomik olarak kan kaybetmesi, gençler arasındaki yaygınlaşan küfürlü konuşmalar, Elazığlı Mustafa Bey’in en çok şikâyet ettiği konuların başında geliyor.
Timuroğulları Apartmanı’nda muayenehanesi olan Diş Doktoru Sabahattin Özakalın da çarşının en eski siması olarak hastalarını tedavi etmeye devam ediyor.
Mollaoğulları Apartmanı Dr. Osman Arı’nın binası olarak bilinmekte, binanın yapımı sırasında alttan çıkan suyun oluşturduğu birikintide hamur tekneleri ile çocukların kayık sefası yapmaları, bugün bile anlatılmaktadır.
Uzun yıllar Erzurum’a Hizmet veren Dr. Osman Arı, o günlerde şehrin en tanınmış hekimlerinin başında geliyordu.
Şiir merakı da olan Osman Arı, İstanbul’a göç etmiş, orada hayata gözlerini yummuştu.
Osman Arı’nın apartmanının zemin katındaki mağazada, bir vakit Topraksu isimli devlet kuruluşu oturmuş, kurumun kendi binasına çıkmasından sonra, Barış Kolonyaları isimli müessese bu iş yerinde çok uzun yıllar kalmıştı.
Bayram günlerinden önce Barış Kolonyaları’nın önünde çok uzun kuyruklar oluştuğunu da bu arada belirtmek isterim.
Şu anda Deniz Apartmanı ismi altındaki binanın yerinde, Osman Kısmet’in, içinde mercimek eleme ve ayırma değirmeni olan çok büyük bir işletmesi vardı.
Osman Kısmet’in evi de bu işletmenin arkasındaydı, evin girişi Karaköse Mahallesi tarafındaydı.
Bu büyük iş yeri sonra üç iş yerine bölündü, dükkânların birinde Osman Kısmet’in torunu Murat toptan yağ işi yaparken, diğer dükkânlarda Erzurumspor’un sempatik futbolcusu Cumhur Songül’ün Onur Möble ismindeki mağazası ile kuru temizlemeci dükkânı yer alırdı.
Karakaya’ların, dış cephesi mavi mozaikle kaplanmış apartmanlarının altında Niğdeli Galip Koç’un mobilya mağazası, bu binanın bitişiğinde ise Hacı Maksut Ayverdi’nin üç katlı binası mevcuttu.
Hacı Maksut asabi mizaçlı, aşırı derecede pazarlık yapan, kendine münhasır huyları olan bir esnaftı.
Çok zor şartlarda çalışarak para sahibi olduğunu her zaman dile getirir, sahip olduğu mal varlığına son derece güvenirdi.
Binasının üst katında evi, alt katında ise Nil Mobilya isimli mağazası olan Hacı Maksut, hanımının ölümünden sonra ikinci bir evlilik yapmıştı, ne yazık ki her fani gibi dünyada yığdıklarını bırakarak hayata veda etmişti.
Hacı Maksut’un binasının, ölümünden sonra çocukları tarafından satılması ise Yunus’un; “Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? / Malda yalan, mülkte yalan, var biraz da sen oyalan” mısralarını hatırlatmaktadır.