Kültür-SanatHaber Girişi : 11 Şubat 2016 17:00

Mültecilerin dramı buza yansıdı

Mültecilerin dramı buza yansıdı
Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, eksi 30 derece soğukta buzla yaptığı 'Sınırların Sınırsız Çığlığı' adlı sanat çalışmasıyla mültecilerin dramını ele aldı.
Erzurumajans-Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, eksi 30 derece soğukta buzla yaptığı 'Sınırların Sınırsız Çığlığı' adlı sanat çalışmasıyla mültecilerin dramını ele aldı. 

Son günlerde tüm dünyanın gündemi haline gelen mülteci dramı, Erzurum'da buza yansıdı. Mültecilerin dramına dikkat çekmek isteyen Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, fakültenin bahçesinde yaklaşık 20 gün çalışarak soğuk havayı suyla bütünleştirip buzdan bir çalışma ortaya koydu. Tel örgülerin buzla kaplandığı, buzdan kulelerin yapıldığı ve bir mülteci kampı görünümü kazandırılan çalışma, görenleri şaşkına çevirdi.

Daha önceden de buzdan sanat eserleri yapan Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, 'Sınırların Sınırsız Çığlığı' adlı çalışmasıyla mültecilerin dramını ele aldığını belirtti.

Prof. Dr. Kavukçu, "Bu projede dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelen mülteci kavramına dikkat çekmek ve bazı biçimsel yapılandırmalar ile bu kavrama göndermeler yapmayı amaçladım. Projenin uygulama aşamasında oluşturulan sınır hattı ile yaşama dönük bazı biçimlerin ilişkisi sorgulanmaktadır. Çalışmada mülteci kavramı metaforik olarak korkuluk göndermeli ile ifade edilmektedir. Minare, çadır, saman ve ot balyaları gibi yaşama dair nesnelerin yer aldığı dramatik bir çalışma söz konusudur. Projede mültecilerin yaşamları ve süregelen kültürleri ile ilgili dinsel ve politik göndermeler elbette vardır. Kompozisyon içinde yer alan semboller ve biçimler mültecilerin geçmişten günümüze kültürlerini dillendirmektedir" dedi.

Buzdan korkuluklara da değinen Prof. Dr. Kavukçu, "Projede üzerinde durulan kavramlardan biri olan korkuluk kavramı, korkan - korkutan ilişkisini vurgulamaktadır. Bu korku ve korkan - korkutan ilişkisi bütün kültürler için geçerlidir. Bu ilişki içerisindeki her kültür için de mültecilik bir 'ötekilik' içermektedir. Mülteci kavramındaki bu olumsuz durum korkuluklar buzlanarak, korkuluk kavramında var olan korkan ve korkutan yaklaşımı ile ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır" diye konuştu.

Prof. Dr. Kavukçu son aşamada boya, farklı figürler ve objeler kullanarak bir performans çalışması sergiledi.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • kara dadaş 01 Ocak 1970 02:00

    az önce bir haber okudum.. Bu eylem gündem olmuş bayağı.. Birleşmiş Milletler olağanüstü toplantı yapacakmış birkaç saat içinde.. Boş işlerle uğraşmayın hoca bey. Yaptığınız masrafı, 50. yılda gürcükapı caminin yanında araçlardan para isteyen küçücük çocuklara verseydiniz keşke daha çok sevap alırdınız. Adam hazırlıklı gelmiş, bütün mikrofonlar orada.. şov. şov.şov.

  • rehberr 01 Ocak 1970 02:00

    Mülteci dramı böyle mi anlatılır? Ne bu, sanat mı, protesto mu, ifade mi? Devletin parasıyla lüzumsuz objeler yap, üstüne su sık neymiş efendim mültecilerin dramı. Bir mülteci çocuğunun gözlerine bakın; bütün dram orada okunuyor zaten.