“Dünya dönüyor” diyen Galileo, aristokrat bir aileye mensup bir kimseydi.
Bu yüzdendir ki, yargılandığı Engizisyon Mahkemesi, O’nu bir türlü asmak istemiyordu.
Mahkeme, O’ndan tek bir savunma istedi. Galileo, o savunmayı yapması halinde serbest bırakılacaktı.
“Mahalle baskısı” öyle etkili olmuştu ki, Galileo sonunda mahkemenin arzusu doğrultusundaki o savunmayı yaptı:
“Dünya dönmüyor”dedi!
Aslında celse talik edilmeseydi, Galileo’nun savunmasının devamı aynen şöyle idi:
“Ben dünya dönmüyor desem de, gerçek değişmez. Zira dünya dönüyor.”
Engizisyon
mahkemesi, bu aristokrat genci giyotine yollamak istemediği için,
“dünya dönmüyor desem de” şeklindeki cümlesini, “pişmanlık” olarak kabul
etti ve Galileo’yu “beraat” ettirdi.
Gerçi Galileo yine öldürülmekten kurtulamadı ama bize ölçü olacak bir şablon bıraktı:
“Canın pahasına da olsa hakikatten şaşma”
Zor bir görev…
Yağcılığın tavan yaptığı bir dönemde, hakikati haykırmak kadar zor başka bir şey yoktur.
Gaziantep’te 9 insanımız alçak bir saldırı sonucu yaşamını yitirdi.
Başka bir ifadeyle bayram kana bulandı.
Bekledik ki acaba Ankara’dan bir Galileo çıkacak mı?
Hoş umutlu değildik, ancak bu denli bedbaht olacağımızı da düşünemezdik.
Bugün birileri bizden istiyor ki, kendi ego tapınaklarını kutsayalım.
Diyelim ki, “Muhterem efendim ne kadar güzel kararlar aldınız”
Demiyoruz…
Çünkü akıl nefsin önüne geçmiş durumda.
PKK adres sormadan saldırıyor.
Tabii ki teslim olmayacağız, tabii ki süngü indirmeyeceğiz.
Ama bu, insanlarımızın ucuzca can vermesi anlamına gelmez.
Ak Parti milletvekili Muhyettin Aksak diyor ki, “… Öldürülen PKK’lılar için ‘gebertildi’ diyelim.
Haklı haksız bir yana…
Medya tersini söylüyor ama…
Bana sorarsanız haklı.
Fakat
bugünkü Türkiye gerçeklerine göre haksız! Baksanıza medya nasıl
topyekün bir saldırıya geçti ve bir anda Muhyettin Aksak nasıl ‘vatan
haini’ ilan edildi!
Muhyettin Aksak, bir Anadolu çocuğu…
Muhtemelen 9 şehit haberini duyunca insani bir refleks verdi. Yani işin
siyasi boyutunu hesaba katmadı.
İyi ki katmamış.
O, o andaki duygusuyla konuştu.
PKK hamisi BDP, Muhyettin Aksak’a karşı harekete geçmiş.
Olsun; hiçbir önemi yok…
Çünkü bu ülkedeki PKK karşıtı herkes Aksak gibi düşünüyor:
“Geberdiler”
BDP’li Sakık itiraz etmiş…
Hiçbir önemi yok.
Çünkü artık bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz.
Hatta hükümet adamları bu durum için, “sözün bittiği yerdeyiz” de diyorlar.
Sonuç değişmiyor ama gerçekten bu kez bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz.
BDP’liler
Muhyettin Aksak’ı infaz etmek için medyadaki yandaşlarıyla birlikte
saldırıya geçtiler. Şayet birileri bu “gebertildi” sözünden ötürü,
Aksak’a sahip çıkmazsa, bugün yarın ipini çekecekler.
Bazıları istiyor ki, birileri PKK için terör örgütü demesin.
Lakin işin ucunda ölüm de olsa gerçek değişmemeli:
PKK, kanlı bir örgüttür ve acımasız bebek katilidir.
Antep sadece en son örnektir.
Bunu en iyi bilenler ise, Muhyettin Aksak’a saldıran PKK muhipleridir.
Yani Ankara’da itibar gören ölü seviciler…