Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir.
Cumhurbaşkanı açıkladı, ilan etti.
Gençlik çağlarımızda meşhur 141- 142 ve 163 maddeler vardı.
Türkiye Yönetim Sistemini, solcular 'sol anlayışla' değiştirmek isterseler 141 ve 142'nci maddelerden yargılanıp idama kadar varan ceza alırlardı.
Sağcılar özellikle dini söylemli yani 'siyasal islamcılar', "Türkiye'nin yönetim Sistemini" değiştirmeye kalkışırsalar 163 üncü maddeden yargılanır ucu idama kadar varan cezalarla cezalandırılırlard.
O günün anlayışı ve siyasi iradenin etkisiyle bu maddelerden binlerce kişi yargılandı ceza aldı. Zaman sonra bu maddeler kaldırıldı. Ama hala ülkenin yönetim sistemini meşru olmayan, keyfi ve şahsi yollarla değiştirmek suç Kapsamı içerisindedir.
Şimdi Cumhurbaşkanı, "Türkiye'nin Yönetim Sistemi değişmiştir" derken, bir kanundan bahsetmiyor, Anayasa değişikliğinden söz etmiyor, halk oylaması sonuçlarından hareket ederek söylemiyor. Adeta yaptığı hukuksuzluğu itiraf ediyor.
Tamamen kendisini bağlayan bireysel ve keyfi arzularından söz ediyor.
Hukukun, kanunların, ilkel de olsa sistemlerin işlediği devlet yönetimlerinde böyle bir hüküm cümlesi kurma kimsenin aklına gelmez ve sarf edemez. İstisnaları despotik, krallıklarda, emirlikler de, sultanlıklar da olur. Birde, 'ben yaptım oldu mantalitemizi' revaçta olduğu yerlerde olur.
Değişen sistemin ilk Uygulamaları olarak muhtarların; "kimin evinde kim kalıyor, kim geldi, kim çıktı, nerye gitti?" gibi dedektiflik görevi ile görevlendirilmesi devreye girecek. Bu mühim görev bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verildi. Artık kimin haddine muhtara; "sen ne karışıyorsun benim evime?" demeye kalkışması.
Eskiden beri muhtar seçimleri sonrası çıkan kavgalarda çok sayıda cinayetler olduğuna şahit olmuşuzdur. Milletvekili, Belediye Başkanı seçimlerinde olmayan kavgalar, çatışmalar, cinayetler muhtar Seçimlerinde olur. Küçük yerlerde bu tip rekabetler derin düşmanlıklara gebedir.
Muhbirlik, hafiyelik görevini üslenen 'bir kısım muhtarlar' bu görev(!) ve yetkilerini(!) rakiplerini ezmek için koz olarak kullanmayacağını kim garanti edebilir?
Hem keyfi olarak birçok mağduriyete, hemde kamu yönetimine fuzuli iş yüklenmesi ile meşgul edilecektir.
Görevlerini keyfi ve şahsi için kullanma temayülünde olan muhtarlar, Cumhurbaşkanı'ndan aldıkları gazla mahallelerinde, özellikle Köylerinde nasıl bir kaosa, kargaşaya sebep olabilirler diye hiç düşünülmeden ortaya atılmış, 'Değişen Türkiye Yönetim Sistemi'nin kucağımıza bıraktığı ilk icraatı olacaktır.
İstemediği adama, rakip muhtar adayına, kendine oy vermeyen kişiye, şahsi muarızlığı olan kişilerin evlerinde şüpheli kişiler var diyen muhtarı bu günden sonra ciddiye almayacak jandarma olabilir mi? Vay haline ihbar edilenin, Türkiye bürokrasi, adliyesi hantallığı içinde ayıklasın pirincin taşını...
Devlet ciddiyeti ile irdelenmeden, ne getireceği, neye mal olacağı araştırılmadan ortaya atılan bu tip garabetlerin altında kalınmaz inşallah.
Devlet Yönetimi'nde ciddiyet aranan şey olmaktan çıktı ve işin en tehlikeli kısmı halkımızda bu durumu kanıksadı vesselam.
- huriye cizmali 01 Ocak 1970 02:00
Su adamin derdine baj vatan elden gidiyor buda yazma pesinde
- mualla 01 Ocak 1970 02:00
Dursun bey hidayet hanima selamlar
- M. Emin Alper 01 Ocak 1970 02:00
Eşkıyanın mebus seçtirdiği şüpheleri ortada dolaşırken muhtar seçtirmeyeceğini kim iddia edebilir? Böyle bir durumda da eşkıya seçtirdiği muhtar vasıtasıyla yasallaşmış (hukukileşmiş değil) olmayacak mı? Oslo`lar, Dolmabahçeler (dolmakalemler), Türk Ordusunun değerli subaylarını terörist ilan etmek yetmedi mi? Hassasiyetinize binlerce saygı...
- huriye cizmali 01 Ocak 1970 02:00
Bu adam yine ne yazmis nerden bulmus biz hukuk ögrencisimiyiz bulmus biyerlerden netten kitaplardan yine düzdürmüş ulkeyi kan goturir bu adamda yazmanin delisi olmusalllah allah