Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan 'Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı'yla birlikte MİT, Jandarma ve Emniyet tüm vatandaşları fişleyebilecek.
Erzurumajans-Hükümet
tarafından 3'ncü kez revize edilen ve Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan
Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı'nda önemli değişiklikler yapıldı.
Fişleme
ve kişisel verilerin korunma sorunu nedeniyle eleştiri konusu olan
tasarıda, son değişiklikle MİT, Jandarma ve Emniyet'e 'kişisel veri
işleme' olanağı, yani tüm vatandaşları fişleme yetkisi, getirildi. İlk
metinde, bu 3 kurumun, kişisel veri toplayamayacağı, ancak yargısal
süreçlerde verilere ulaşma imkanı sağlanacağı belirtilmişti.
3 KURUMA YETKİ
-
Tasarıya göre, MİT, Jandarma ve Emniyet, bu yasa hükümlerine tabi
olmadan kişisel verileri işleyebilecek. 3 kurum, "Sizin verilerinizi
topluyoruz" diye bilgi vermek zorunda da olmayacak. Toplanan verilerde
neler yer aldığını öğrenmek için vatandaşlar başvuru yapamayacak,
silinmesini isteyemeyecek. MASAK'ın suç gelirlerinin aklanması
kapsamında yaptığı faaliyetler de bu yasa kapsamında olmayacak. Bu
kurumların faaliyetleri, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından da
denetlenemeyecek.
NELER VERİ OLACAK?
- Yasa kapsamında
olan kurumlar ise "İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal
güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses
kayıtları, parmak izleri, genetik bilgileri" kişisel veri olarak
kaydedebilecek. Bu verilerin kaydedildiği konusunda kişiye bilgi
verilecek. Veriler, 'bir hakkın tesisi, kamu sağlığının korunması,
koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve hekim hizmetlerinin'
gereğiyse, sır saklama yükümlülüğü olanlar tarafından izin almadan da
işlenebilecek. Veriler, işlenmesini gerektiren sebepler ortadan
kalktığında, resen ya da kişinin başvurusu üzerine silinecek.
CİNSEL EĞİLİM VERİ OLAMAYACAK
-
Irk, etnik köken siyasi düşünce, felsefe inanç, dini, mezhebi veya
diğer inançları, vakıf ya da sendika üyeliği, mahkûmiyet kararları,
sağlığı veya cinsel hayatı ile özel nitelikteki kişisel bilgiler, veri
olarak kaydedilemeyecek. Ancak tasarı belli hallerde sınırlı bir işleme
ve bunları açıklama olanağı sağlıyor. Bir kişi kamuoyuna kendisi ile
ilgili işlenemeyecek bilgilerden birini açıklamışsa yasak kalkacak.
Tasarı, özetle şu unsurları içeriyor:
BİLGİLERİM NİYE İŞLENDİ?
-
Kişisel veriler, kişinin rızası alınarak 'hukuk ve dürüstlük
kurallarına uymak, gerektiğinde güncellemek, belirli, açık ve meşru
amaçlar için kullanmak amacıyla' işlenebilecek. Eğer kişisel verilerin
korunması konusunda sıkıntı yaşanır ve bunlar başkaları tarafından elde
edilirse, kişinin zararı giderilecek. Herkes veri sorumlusundan
kendisine ait bilgilerin işlenip işlenmediğini, işlendiyse bunun ne
amaçla yapıldığını, amacına uygun kullanıp kullanılmadığını, işlenen
bilgiler yanlışsa düzeltilmesini isteme hakkına sahip olacak.
İZİNSİZ YURT DIŞI YASAK
-
Kişisel veriler, yurt dışına kişinin onayı yoksa aktarılamayacak.
Aktarılması için uluslararası sözleşmelerin öngörmesi, karşılıklılık
esası, karşı tarafın gerekli koruma önlemleri alma garantisi vermesi
halinde mümkün olacak. Verileri işleyen kişi, vatandaşlara kimliğini, bu
verileri ne amaçla işlediğini, bunları ne için kullanacağını ve kimlere
aktaracağını, veri toplama hukuk ve kurallarını anlatmakla yükümlü
olacak.
KORUMA KURULU
- 7 kişiden oluşan Kişisel Verileri
Koruma Kurulu oluşturulacak. Daha önce Başbakanlığa bağlı çalışması
öngörülen kurul, Adalet Bakanlığı'na bağlı hale getirildi. Kurul
üyeleri, Bakanlar Kurulu tarafından atanacak. Devlet sırrı niteliğindeki
veriler kurula gönderilmeyecek. Ancak başkan ya da kurul üyeleri
bunları yerinde inceleyebilecek. Üyeler, Yargıtay'da, görevleri için
özel hazırlanacak yemini okuyarak göreve başlayacaklar. Tüm veriler,
sicil kütüğüne kaydedilecek.
AÇIKLAYANA HAPİS
- Tasarı
sadece devlete değil, bankalar ve şirketlere verilen kişisel bilgilerin
saklanmasını da içeriyor. Bankaya verilen kişisel bilgiler, hastane
kayıtlarındaki tahlil ve test sonuçları gibi bilgiler dahil, her türlü
hastalık sonucu, kişisel veri kapsamında olacak. Bu bilgileri şirketler,üçüncü kişilere veremeyecekler. Hem şirketlerdeki hem de devletteki bu
bilgileri yasada belirtilen şartlar dışında açıklayanlara 3 yıl hapis
verilecek.
ABDULLAH GÜL DDK'YA İNCELETMİŞTİ
11.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ilk haliyle bile 'fişleme' iddiaları
nedeniyle eleştirilen taslağı, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu'na (DDK) inceletmiş ve kurul, "Kişisel verilerin korunması sorunu
olduğu" yönünde rapor vermişti.
Raporda şu uyarılar yer almıştı:
-
Bilgi güvenliği ve kişisel verilerin korunması açısından sadece
teknolojik önlemler yeterli değildir. Koruma için idari düzenleme ve
örgütlenme bilgi güvenliği dikkate alınarak yapılmalı, hukuk altyapısı
uygun hale getirilmelidir. Kişisel verilerin toplanması, işlenmesi,
kullanılması, muhafazası, paylaşılması, yeni işlemlere tabi tutulması,
silinmesi gibi her aşamada etkin bir şekilde koruma için teknik ve idari
yapı oluşturulmalıdır.
- Bazı kurumlarda, hizmet alınan
firmaların, bilgi sisteminin işletilmesi ve verilerin kullanımı, sorgu
kayıtlarının tutulması konularında adeta sistemin sahibi gibi hareket
etmekte ve müdahale edebilmektedir. Sistemin güvenirliliği nedeniyle
kurumlar kendi bilgi sistemlerinin gerçek sahibi olmalıdır. Özel
kurumlarla olan ilişkinin doğrudan hizmetin teslimi değil, işbirliği
yapma şekline dönüşmesi gerekmektedir.
- Kamu kurum ve
kuruluşların, sahip olduğu veri varlığının 'kritik, kişisel, gizli veya
hassas' olmasına göre alınması gereken güvenlik önlemlerinin
belirlenmesi gerekir. Bankacılık, sigortacılık, telekomünikasyon, kargo,sağlık, turizm, eğitim, çağrı merkezi ve pazarlama hizmetleri gibi pek
çok alanda faaliyet gösteren işletmelerin bilgi sistemleri büyük hacimde
kişisel veriyi bünyelerinde barındırmaktadır. Kişisel verilerin
korunması için sektör bazlı düzenlemeler yapılmalı ve yaptırımlar
konulmalıdır. (Kaynak: Hürriyet)