Bakanlar Kurulu nihâyet açıklandı. Kabinede yer alan Bakanlar arasında, eğitim camiasında ve toplumda en olumlu tepkiyi ve beklentiyi alandan gelen eğitimci kişiliğiyle, Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilen Prof, Dr. Ziya Selçuk aldı. Eğitim alanında "Rehberlik- Davranış Gözleme, iletişim-Gelişim- Öğrenme, Okul Deneyimi ve Uygulama, Diikkat Eksikliği ve Hiperaktif Çocuklar" gibi, bilimsel eserleri bulunan ve "Çoklu Zeka Kuramı" alanında da çalışmalar yapan ve müdürlük dönemimde, Talim Terbiye Kurulu Başkanı iken; müfredat proğramlarının yeniden dúzenlenmesini sağlayan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk'un, bazı pedegojik paylaşımları ile birlikte, sıcağı sıcağına bazı endişelerimi ifâde etmek ve beklentilerimi de iletmek istedim...
Sorularım olacak; sayın Selçuk bilmem ki, önündeki ideolojik engelleri ve saplantıları yıkabilir mi? Eğitimi yeniden çağdaş ve bilimsel normlara oturtabilir mi? Eğitimde bozulan sistemde, çağdaş yapısal teform ve düzenlemeleri yapabilir mi? Bakanlığı bir sendikanın ipoteğinden ve güdümünden kurtarabilir mi? Andımızı yeniden okutabilir mi? Bilimselikten uzak, hurafelerle örülü müfredat proğramlarına el atabilir mi? Öğretmenlere sosyo-ekonomik alanda gerekli imkân ve fırsatları sağlayabilir mi? Yönetimde "ehliyet-liyakat" ölçüsüne yeniden dönüşümü sağlayabilir mi? Bakanlık yönetimini "acemi nalbantlar''dan arındırarak, gerçek eğitimcilere teslim edebilir mi? Okulları siyaset arenası olmaktan kurtarabilir mi?
Başörtüsü dışında, okullarda çizgisinden çıkmış ve öğretmenliğe yakışmayan, öğrencilere "rol-model" olmaktan uzak hırpani kılık- kıyafetlere bir dur ve son diyebilir mi? Çocuklarımızın kobay olarak kullanıldıği sınav sistemlerine bir çeki-düzen verebilir mi? "Dindar-kindâr" neslin ötesinde ve uzağında daha "ahlàklî-vicdanlı" bir neslin gelişimine ve yetişmesine imkàn veren bir eğitim anlayışına ve inşasına yol açabilir mi? Sultan Mahmut'la başlayan, Atatürk ve Cumhuriyet ile şekillenen Milli Eğitim Bakanlığı'nı yeniden kurumsal kimliğine kavuşturabilir mi? Özet olarak sıraladıklarımdan şüpheliyim..
Sanmıyorum ama, şâyet yönetme irade kendisinde olursa, ki zannetmiyorum, birikimiyle, alandan gelen ve akedemisyen kişiliğiyle, sayın Ziya Selçuk eğitim için bir şans olabilir. Kendisine az da olsa bir süre ve fırsat tanımakta fayda var... Benim de kendisinin Bakanlığa gelişinden memnuniyet duyduğum ve oluşan olumlu beklentinin, bir hüsrâna dönüşmesinden ve yine "eski tas-eski haman" olmasından korkarım...
Sayın Selçuk'tan olumlu bir kaç tespit ve paylaşım...
"Hastayı röntgenine rötuş yaparak iyileştiremeyiz. Eğitim,ferdi ve milli seviyede değil, insan merkezli evrensel medeniyet düzeyinde iyileşir.
Mükemmel bir müfredat yetersiz öğretmeni kanatlandırmaz; .kötü bir müfredat iyi öğretmene engel olmaz. Yeni bir özdeyiş:)
Mesele uzaysa, enerjiyse, tıpsa bilgi geleceğe yönelik ele alınıyor. Mesele dinse, bilgi hep geçmişe dönük konuşuluyor maalesef. Oysa bilgi can'lıdır. An'da yaşar. Can'ı olmayan, sadece geçmişe dönük olan bilgi çürür, çürütür, atalar dini olur
Bütün günahların en büyüğü, yaptığınız eğitim hakkında kuşku duymaya başladığınız halde, eğitmeye devam etmektir' der Gurdjieff. Pusulası vicdan olan tüm öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.
Gerçek liderlikler asır geçse de etkisini koruyor. Başta Atatürk olmak üzere Misak-ı Milli neferlerine minnet ve şükranla.
Insani sakatlayan kapitalizmden, toplum hedeflerine dayali bir egitim sisteminin tamamladigi sosyalist bir ekonomiyle kurtulunur."A.Einstein