MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam kampında düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Erzurumajans-ANKARA (ANKA)-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'na çözüm süreci üzerinden yüklenirken, "Bunlar yalancı, korkak, nankör ve ikiyüzlüdür. Bunlar Türklüğün hasmı, Türkiye'nin iktidardaki muhalifidir. Türkiye AKP'den ibaret değildir, AKP'ye, kaçak saraya bırakılamayacak kadar da büyük ve muazzam bir ülkedir" diye konuştu. Olağanüstü kongre için imza toplayan muhaliflere de seslenerek, MHP kongresinin 18 Mart 2018'de yapılacağını dile getiren Bahçeli, "Kim ne kadar imza toplarsa toplasın, kabulü mümkün olmayacak" dedi.
Bahçeli, Kızılcahamam'da yapılan ve milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ile Merkez Disiplin Kurulu üyelerinin katıldığı toplantının ardından bir basın toplantısı düzenledi.
Bahçeli, Kızılcahamam kapının verimli ve başarılı geçtiğini söyledi. Ortadoğu'da yaşananları değerlendiren MHP Lideri, "Gerek komşu coğrafyalar, gerekse de ülkemiz şu anda ne yaşıyorsa, neye maruz kalmışsa dünün eseri, dünün ertelenmiş bir çekememezliğidir. Her şey açık ki, Ortadoğu'yu tekrar bölmek istiyorlar. Ortadoğu'yu yeniden parçalamayı, hücrelerine kadar sömürmeyi; insan ve doğal kaynaklarını tamamen eritmeyi hedefliyorlar. Bunun için kaos fitilini tutuşturup, Ortadoğu'yu bütünüyle sömürge kafesine tıka basa doldurmayı projelendiriyorlar. Büyük Orta Doğu Projesi'nin çıkış gayesi de budur. Arap Baharı isimli isyan dalgasının ana amacı da buna hizmettir" dedi.
El Kaide, IŞİD, El Nusra, Boko Haram, PKK, PYD ve diğer terör örgütlerinin silahlandırılıp "maşa olarak kullanılmasının, kiralık örgüt kategorisinde görülmesinin rastlantı olmadığının" altını çizen Bahçeli, "AKP hükümeti bu küresel oyunlara alet olmuş, cinayet projelerini maalesef ki destekleyerek zalimlerle aynı safa girmiştir. Hiçbir yasal ve anayasal dayanağı olmayan BOP'a, gururla eşbaşkanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu'nun bugünkü kanlı manzarasında payı ve parmağı vardır. Türkiye'nin tüm komşularını karşısına alan ve Haçlı niyetlerine kanan AKP'nin, şu günkü dehşet döngüsünde katkısı inkar edilemeyecek düzeydedir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Erdoğan sayesinde Türkiye'nin Ortadoğu'dan soyutlandığını belirterek, "Görüyor ve üzülerek şahit oluyoruz ki, Türkiye Suriye'nin içişlerine karışmanın vahim sonuç ve çatlaklarını her düzeyde, her şekilde yaşamaktadır. AKP, Irak'ta yanlış ata oynamanın, Mısır'da tarihin yanlış tarafında durmanın, İsrail'de istismarcı tutumların, İran'da tutarsız hamlelerin, Libya'da tenakuz dolu hataların, Kıbrıs ve Kafkaslar'da milli politikalardan keskin savrulmaların bir numaralı sorumlusu ve suçlusudur. Bunu söylemeyi istemezdik, ama Türkiye'nin dış politikası kalmamıştır" diye konuştu.
-"ASIL HEDEF TÜRKİYE"-
Bahçeli, Ortadoğu'ndan tüten boğucu ve yıkıcı dumanın Türkiye'yi sardığını, yıkım ve çözülmenin asıl hedefinin de Türkiye olduğunu dile getirdi ve "Türkiye'nin Lüblanlaşması, yani etnik ve mezhebi çerçevede ayrılıp birbirine girmesi hız ve ivme kazanmıştır" dedi.
Çözüm süreci üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'na yüklenen MHP Lideri Bahçeli, şunları kaydetti:
"Davutoğlu, dün Afyonkarahisar'da, son çukurlar, hendekler kapatılıncaya ve kamu düzeni sağlanana kadar operasyonların süreceğinden bahsetmiştir. Davutoğlu boşa konuşmaktadır. Çünkü samimi değildir. Hepsinden mühimi, hem Oslo'da özerklik ve özyönetim sözü verirler, hem de üniter devlet ahkâmı kesip Türk milletinin aklı ve onuruyla alay ederler. Bunlar yalancı, korkak, nankör ve ikiyüzlüdür. Bunlar Türklüğün hasmı, Türkiye'nin iktidardaki muhalifidir. Türkiye AKP'den ibaret değildir, AKP'ye, kaçak saraya bırakılamayacak kadar da büyük ve muazzam bir ülkedir. Her gün gelen şehit haberleri yüreklere ateş gibi düşmektedir. Saraydan başını çıkaramayanlar, israf ve haram içinde yüzenler; bu milletin oturacak evleri dahi olmayan mazlum evlatlarının şehadetine ya duyarsız ya da kör ve sağırdır. Sayın Davutoğlu, polislerimiz canlı hedeftir, görmüyor musun? Askerlerimiz haince katledilmektedir, anlamıyor musun, hala neyin düzen ve dirliğinden bahsediyorsun?"
-"YENİ ANAYASA BİR İHTİYAÇTIR"-
Bahçeli yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları hakkında da konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir. Bu bir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, üzerinde tartışma götürmeyecek bir ilke ve tarihi iradedir. Bu iki. Türkiye Cumhuriyeti devleti bağımsız yaşama ülkümüzün, birlik ve beraberlik içinde var olmamızın muhteşem bir eseri ve payidar kalacak bir ecdat yadigârıdır. Bu da üç. Davutoğlu yeni anayasaya bakınca nasıl bir ülke olmamız gerektiğini değil, milletimizin ve devletimizin bocaladığı sorunları aşma, hukuki ve siyasi engelleri tesirsiz hale getirme fırsatı olarak görmelidir. Yeni anayasa bir ihtiyaçtır. Buna diyeceğimiz bir şey yoktur. Fakat Türkiye'nin yeni anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine; demokrasiyi özünde benimsememiş, muhalif seslere katlanamayan, parlamenter sisteme kilit vurmak için her kumpastan medet uman ilkel zihniyetlere ortak olamayız, göz yumamayız. Bugün başkan olanlar, yarın krallık iddiasında bulunurlarsa buna nasıl mani olacağız? AKP'nin başkanlık hayalinden vazgeçmesini, Davutoğlu'nun ise Erdoğan'ın oyununa gelmemesini istemek en tabii beklentimiz ve tavsiyemizdir. Korkarım ki, artan siyasi Kürtçülüğe ve bölücülüğe karşılık Türkçülüğün söndürülmesine devam edilmesi halinde yarın ihtiyaç olduğunda vatanı savunacak Türk aransa da bulunamayacaktır. Süreç öyle tazyik ve tertiplerle doludur ki, Türkiye içinden ve Türk milletinden yeni bir millet kıra döke, bağıra çağıra doğmaktadır.
-"TÜRK-KÜRT CEPHELEŞMESİNİ TETİKLEMEK AMACIYLA YOĞUN GAYRET İÇİNDELER"-
Yerli ve yabancı mahfiller; Türk milletini birbirine düşürmek, bilhassa Türk-Kürt cepheleşmesini tetiklemek, etnik kargaşayı derinleştirmek, ayrılıkçı beklentileri uyandırmak amacıyla yoğun gayret içerisindedir. Kazılan hendekler, sözde özyönetim ilanları, terörist eylemler bunun göstergesidir.
Bugün Kürt-Türk arasında meydana gelebilecek sosyolojik ve etnik ayrışmanın nerede duracağı, hangi yıkım ve facialara kapı aralayacağı az çok bellidir. Sormak lazımdır ki, kurulan yuvalar, teşekkül ettirilen ekonomik ortaklıklar, beraberce yaşanılan mahalle ve şehirler nasıl ayrılacak, nasıl bölünecektir?"
-KONGRE AÇIKLAMASI-
Bahçeli konuşmasının ardında gazetecilerden gelen sorulara da yanıt verdi. Bir soru üzerine olağanüstü kongre için imza toplayan muhaliflere seslenen Bahçeli, şöyle konuştu:
"MHP'nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın müracaatı halinde kabulü mümkün olmayacak ve yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Bizimle değil, mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz. Bugüne kadar genel merkezimize olağanüstü kongre talebinde bulunan yasaya ve tüzüğe uygun tarzda imzaları toplanıp gönderilmemiştir. Önümüzdeki günlerde bu uygulanırsa MHP, Siyasi Partiler Yasası ve tüzük çerçevesinde gereğini yapacaktır. Bu ille de imzalar geçerli kabul edilip olağanüstü kongre yapacağız anlamı taşımaz. Başkalarının imza toplama hakkı kadar parti yönetiminin de partiyi kargaşaya, birtakım kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek bir anlayış içinde hareket etme görevi vardır."