MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Diyarbakır mitinginde halka seslendi.
Erzurum Ajans-16 yıl sonra ilk kez Diyarbakır'da miting düzenleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümete sert sözlerle yüklendi. Bahçeli, 'Bize kağıttan kaplan diyen başbakan 12 Haziran'da ensesinden tutup atan bozkurtu görecek.' diye konuştu..
İşte Bahçeli'nin tarihi mitingteki o sözler:
Diyarbakır'ın her köşesindeki kardeşlerimize selamımı gönderiyorum. Ergani'yi, Hani'yi, Hazro'yu, Kulp'u, Lice'yi, Silvan'ı hürmetle selamlıyorum... Hepinizi bağrıma basıyorum, hepinizi kucaklıyorum..
Diyarbakır deyince aklımıza çok şey gelir. Ziya Gökalp Bey Diyarbakır'ın hediyesidir. Bitmeyecek millet aşkımızı Gökalp Bey'den esinlendik. Cahit Sıtkı Tarancı bu ilden çıkmıştır. Şair, yazar Süleyman Nazif Diyarbakır'ın Türk milletine armağanıdır. Diyarbakır'ın karpuzu ağzımızın tadı sohbetimizin tadırı.
Aynı yüzün iki yanağıyız. Diyarbakır surları bir bedende aynı ruh olduğumuzu kanıtlar. Dağılmaya değil toplanmaya, kavgaya değil barışmaya, husumete değil uzlaşmaya hazırım diyor. Diyarbakırlı kardeşlerim küsresel oyun tezgahlarının oyunlarından bıktım diyor. Ses ver Diyarbakır, sesime kulak ver Türkiye..
Merak etmeyin biz varız, Milliyetçi Hareket Partisi var.
Miting Notu: Bahçeli miting alanındaki bir pankarta müdahala ederek indirin talimatı verdi
Başbakan'ın aramıza açmaya çalıştığı nefreti yok etmeye Gavurdağı sınırını yok etmeye geldim. Bin yıllık kardeeşliği yaşatmak için buraya geldim. Ekmeğimizi, suyumuzu, özlemlerimizi paylaştık. Yemen'de yan yanaydık, Çanakkale'de şehadet şerbetinden beraber içtik. Birlikte güldük birlikte ağladık. Kız aldık kız verdik sıla özlemini hep beraber duyduk. Dokunan kilimlere kardeşliğimizi hep beraber işledik.
Aynı geceye yelken açtık, aynı güneşle ısındık. Benzer düşleri kurduk, Mezlana'dan, Hacı Bektaşı Veli'den fikir aldık.. Bu topraklara hep beraber mührümüzü vurduk. Bilmeyene, anlamak istemeyene hatırlatırım ki bu büyük milletin adı Türk milletidir. Dilleri, alt kültür gurupları ile aynı hedefe yönlendirmiştir. Zaferlerimiz, fetihlerimiz tarihe damga vurmuştur.
Adımız, kimliğimiz, dinimiz ne olursa olsun, Türk milletiyiz. Son yurdumuzda nefes alan herkesi ecdadımızın yadigarı olarak kabul ediyoruz. Hangi etnik kökene, hangi meshebe sahip olursa olsun herkesi cenabı allahın bir kulu olarak benimsiyor ve sahipleniyoruz. Herkes eşittir Türkiye diyerek farklılıklara prim vermedik. Anlayan, dinleyen, koşan, sevinen herkesi bir gördük beraber kabul ettik ve ayrılmaz bir bütün olarak yüreğimize bastık. Türk milletinin hiç bir ferdi öteki değildir. Kimseyi kendi evinde yabancı olmasını istemedik. Aksini düşünenlerin karşısında durduk. Diyarbakırlı kardeşlerim biz siziz siz de biz. Başbakan'a ve bölücü PKK'ya inat ayrımız gayrımız yok. 1000 yıldır son vatanımızı beraber savunmadık mı? Bayrağımızı beraber sallamadık mı? Zorluklara birlikte katlanmadık mı? Bunların hepsini birlikte gerçekleştirdik. Etnik tahrikçilerin sözlerine kanmayın. İstanbul'dan oturup ahkam kesenlere kulak asmayın. Onların rahatı beyde yok. Sürekli ben yiyeim ben içeyim diyorlar. Ama gözleri size gelince ağızları başka söylüyor. TÜSİAD ve TESEV'in raporlarını hazırlayanların niyetleri iyi değildir. Bir zahmet gelsinler iş versinler. Ve Diyarbakırlı arkadaşlarımızın ellerinden tutsunlar. Oynan oyunları, tuzakları, komploları anlayın. Ortak hissedar değil bu devletin asli sahiplerindensiniz. Siz bizim her şeyimdesiniz. Duamızda, gönlümüzdesiniz. Washinton'dakiler, Brüksel'dekiler sizi benden çoks evemez, anlayamaz. Erbil'dekiler benden çok sizi sahiplenemezler.
Dicle'de çalan davulun sesiyle Ankara'da heyecanlanmadınız mı? Hani'den, Hazro'dan, İzmir'e Manisa'ya sevdalarınızı götürmediniz mi? Siz de ananızdan bacınızdan, yavuklunuzdan ayrı düşmediniz mi? Elbette sıkıntılarınızın olmadığını söylemek istemiyorum. Sıkıntıyı sadece siz yaşamıyorsunuz. En az sizin kadar sorunu olan vatandaşlarımız var. Her sorunun çözümü çıkmaz sokaklardan aranmıyor. Bağımsız devlet özlemi içinde olanlar aklını başına alsın. Bizim verecek ne bir çakıl taşı toprağımız ne de bir kişimiz vardır. Son vatanımızda yaşamaya karar verdiğimizden bu yana bizi bu coğrafyadan atmak istmişlerdir. Gafiller şerefsizce üzerimizden oyunlar oynamak istiyorlar. Bugün zorda olduğumuzu görünce saldırmaya başlamışlardır.
Bizim misakı milli sınırından taviz vermemiz mümkün değildir. Türk milletinin gideceği başka bir vatanı ve toprağı yoktur.
Ya bu vatan üzerinde bir bütün yaşayacağız ya da sadece Diyarbakır'dan değil Anadolu'dan atılacağız. PKK terö örgütünü taşeron olarak kullanıyorlar. Bir yanda Türk milleti diğer yanda haçlı zihniyeti. İstiyorlar ki kardeş kavgasının tarafı olalım.. Aramızı bozmaya çalışıyorlar. Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamayacaklar. Emellerine varamayacaklar. Bizi asla bölemeyecekler. Son sözümüzü 29 Ekim'de söyledik. Tük milletini Allah'ın izniyle var edeceğiz. Üzerinde yaşadığımız coğrafya hepimize büyük sorumluluklar yüklüyor.
Hiç kimsenin kökeni bir diğerini ilgilendirmiyor. Herkes anadilini konuşabilmelidir. Anadili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı, ekmeğiniz artacak mı? Sırtınıza yeni elbise alabilecek misiniz? Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında halledilemeyen meseleler yarın nasıl çözülecek? Biraz vicdan ve haysiyeti olanlar sorunların temelinde sosyo ekonomik sebeplerin olduğunu görecektir. İleri demokrasi zırvası ve sahte özgürlük vaatleriyle Diyarbakır'lı kardeşlerimizin aklını çelmeye çalışıyorlar. Biz kavgadan sonuna kadar uzak kalacağız. Biz Diyarbakır ve Türkiye'nin katlanan sorunlarını çözmek istiyoruz. Yoksulluk çoğalmaktadır. Sayıları 6 milyonu bulan işsizimiz var. Başbakan Erdoğan kendi çocuklarının geleceğini hazırlargken diğer vatan evlatlarını aklına bile getirmemektedir.
Bir taraftan terör bir taraftan da hükümet baskısına marız kalmaktadır Diyarbakırlı. Diyarbakır'ın her hanesini işsizlik çaresizlik harap etmiştir. Diyrabakır'lı kardeşlerimizin durumu içler acısıdır. Başbakan hayali ve boş projelerle uğraşmaktadır. Diyarbakır işsizlikle uğraşıyor Başbakan sur içi projesini sunuyor. Diyarbakırlı ekmek götüremiyorum diyor Başbakan piknik alanı yapacağım diyor.
Çılgın projeler Diyrabakırlı kardeşim için bir şey ifade etmiyor. Başbakan fabrika yapmaktan bahsedemiyor. Başarısızlığını Kürt kökenli kardeşlerime yüklemeye çalışıyor. Başbakan'ın hizmet etmek gibi bir derdi yok. Varsa da yoksa da yandaşları kazansın hanedanları kazansın.
Türkiye iyi yönetilememektedir. Ülkemizin her yanı tel tel dökülmektedir. AKP hükümeti ülkemizi perişan bir duruma getirmektedir.
Bu zihniyetini üçüncü defa iktidara gelmesi Türkiye için felaket olacaktır. Türkiye hızla dağılmaya gitmektedir. Açlık zirveye çıkmıştır. Başbakan'ın yönettiği Türkiye yaşanamaz hale gelmiştir. Bize kağıttan kaplan diyen başbakan 12 Haziran'da ensesinden tutup atan bozkurtu görecek.
Diyarbakırlı kardeşim emin olsun yoksulluk belasını mağlup edeceğiz. Hilal Kart projemizle her yoksul vatandaşımızın elinden tutacağız. Kim olursa olsun kökeni nereye dayanırsa dayansın Türk milletinin her ferdini bir beraber görüceğiz ve kucaklayacağız. Kürt kökenli vatandaşım hiç merak etmesin ortak payda çerçevesinde her derdin üstesinden geleceğiz. Biz bölünmeye karşı değiliz ancak soframızı ekmeğimizi paylaşmaktan yanayız. Bir kardeşçe yaşamaktan tarafız. Bizi kim nasıl anlarsa anlasın biz buyuz. Ülke sizin karar sizin. Ülke sizin tercih sizin.
Bugün buraya gelerek toplantımızı şereflendiren Diyarbakırlı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Türk milletinin engin sağduyusuna idrakine vicdanına sonuna kadar inanıyorum. Cenab-ı Allah birliğimizi beraberliğimiz bozmazın, bozmak isteyen simsarlara da izin vermesin. Ne mutlu Türküm diyene