MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun, son yılların en büyük vurgununu deşifre ettiğini belirterek, "Şu an ülkede tam bir belirsizlik ve hatta kaos hakimdir.
Erzurumajans-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun, son yılların en büyük vurgununu deşifre ettiğini belirterek, "Şu an ülkede tam bir belirsizlik ve hatta kaos hakimdir.
Hükümet tel tel dökülmektedir. En başta Başbakan ve hükümeti için geçerli olmak üzere, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır" dedi.
Bahçeli, Merkez Yönetim Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı basın toplantısında, 2013'ün bitmesine yaklaşık iki hafta kala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun, son yılların en büyük vurgununu deşifre ettiğini söyledi. Ülkede tam bir belirsizlik ve kaosun hakim olduğuna dikkat çeken Bahçeli, şöyle konuştu:
"Hükümet tel tel dökülmektedir. Haklarında yığınla iddia bulunan bakanlar görevlerini bırakmak mecburiyetinde kalmışlardır. Hükümet ahlaken iflas etmiş, demokratik itibar açısından helak olmuş, yolsuzluğun kulvarında tüm güvenirliğini kaybetmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti içler acısı bir durumdadır. Aziz milletimiz infial halinde gelişmeleri takip etmektedir. AKP Hükümeti sanki suçüstü basılmış gibi şaşkın, titrek ve çaresizdir. Hükümetin siyasi meşruiyeti ağır bir darbe almıştır. Görüldüğü kadarıyla, yolsuzluk ahtapot gibi ülkemizi sarmıştır. Hırsızlık safrası, kanunsuzluk uru, usulsüzlük virüsü hükümetin tüm organlarına sirayet emiş ve yerleşmiştir. AKP hükümeti Türkiye'yi öyle bir hale getirmiştir ki, ateş bacayı çoktan sarmış, yolsuzluk seli siyasetçisinden işadamına, bakan çocuklarından bürokratına kadar önüne kim geldiyse süpürmeye ve yutmaya başlamıştır. En başta Başbakan ve hükümeti için geçerli olmak üzere, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Artık her şeyin tadı tuzu kaçmıştır."
-"ARTIK SONA GELİNMİŞTİR"-
AK Parti Hükümeti'nin "rüşvet kirine tepeden tırnağa bulaştığını" kaydeden Bahçeli, "Kimin parası varsa, bu kişilerin sahip oldukları servetlerini nasıl ve nereden kazandıklarına, daha da önemlisi kim olduklarına ve kimlerle bağlantılı çalıştıklarına bakılmaksızın hükümetin malum bakanları rüşvet çarkına kapılmışlardır. Parayı veren AKP'li bakanlar eliyle devletteki kirli ve karanlık işlerini halletmiştir. Rüşveti basan AKP'li bakanları kuklaya çevirmiştir" dedi.
Bu gelişmelerden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın habersiz olmasının, akıllarına yatmadığına dikkat çeken Bahçeli, şunları ifade etti:
"Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın istifa ederken 'Soruşturma dosyasında var olan imar planlarının büyük bölümü Başbakan'ın talimatıyla yapıldı' demesi yolsuzluğun kime dayandığını, hukukun kimin peşine düştüğünü ifşa etmiştir. Şayet bu doğruysa AKP Hükümeti A'dan Z'ye, küçüğünden büyüğüne yolsuzdur, uğursuzdur, hırsızdır ve ancak bu pisliği Türk milletinin demokratik müdahalesi ve yargının tarafsızlığı çözebilecektir. AKP Hükümetinin yolsuzluk konusundaki sicili çok kötü ve çok kabarıktır. Şurası açıktır ki, haram lokma hükümet ve yandaş çevrelerin sofrasından hiç eksik olmamıştır. 11 yıldır hakkında yolsuzluk çıkmayan çok az AKP'li bakan olmuştur. Dürüst ve namuslu bu kişiler bir süre sonra ya kendi istekleriyle ya da zorlamalarla AKP'yle yollarını ayırmışlardır. Artık sona gelinmiştir. Bugüne kadar her sahtekarlığın, her haksızlığın, her çalmanın üstünü örten Başbakan ve hükümeti, cebe indirdikleri yetim hakkının diyetini ödemeye başlamışlardır. Bilinsin ki, başörtüsü talanı kapatamayacaktır. Besmele çekip açılış yapmak, arsızlığı, kansızlığı ve hak gasbını mazur gösteremeyecektir."
-"BÜYÜK RESİMDEKİ YÜZÜ GÖRMEK İSTİYORUZ"-
Bahçeli, "Yürüyen rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ucu kendisine dokununca kıymeti kopartan Başbakan Erdoğan polis müdürlerini arka arkaya görevden alarak emniyeti küçük düşürmüş, pis tezgahlarının kurbanı yapmıştır. Polisin şüpheliyi yakalayıp, şüphelinin ise siyasi yetkisinden polise görevinden el çektirmesi ancak AKP Hükümetinin bir ayıbı olarak anılacaktır. Sayın Başbakan, bırak bakalım yargı nereye kadar uzanacaksa uzansın. Kimin hakkında ne varsa soruşturulsun, temiz olanlar aklansın, ama yolsuzluğa karışanlar da sıfatı ve babasının ismi ne olursa olsun cezalandırılsın. Yıllardır hukuk herkes lazım olacak derken kast ettiğimiz buydu" ifadelerini kullandı.
Hukukun bugün Başbakan'a da, yandaşlarına da haddinden fazla lazım olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:
"Yolsuzlukla anılan bakanların koltuklarını kaybetmesi ufak bir gelişme olsa da yeterli değildir. Hükümetin İçişleri Bakanlığı koltuğuna Meclis grubundan değil de, bürokrasiden takviye yapan Başbakan durumu kurtaramayacaktır. Biz büyük resimdeki yüzü görmek istiyoruz ve kuşkularımız da her nedense hep Recep Tayyip Erdoğan'a yönelmektedir. Başbakan Erdoğan yolsuzluk operasyonunu komplo, tuzak, kirli bir ittifakın parçası olarak görmekte, devlet içinde devletten veya paralel devlet yapılanmasından bahsetmektedir. Başbakan Erdoğan yolsuzlukları gizleyebilmek için gündem saptırmakta, kendisinin ve hükümetinin hedef alındığını söylemektedir. AKP'ye oy vermiş kardeşlerimizi de yeni bir yalan ve istismar kampanyasının içine almaya gayret etmektedir. Başbakan'ın yolsuzluğu reddederek, milli iradeye kan ve faiz lobisinin saldırıya geçtiğini ifade etmesi yüzsüzlüğün korkutucu bir boyuta geldiğini göstermektedir."
-"BEDDUANIN NE DEMEK OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ"-
Başbakan Erdoğan'ın ısrarla ismi belli olmayan bir örgüte atıf yaptığını hatırlatan Bahçeli, şunları ekledi:
"Sayın Erdoğan bu örgüt yeni mi türemiştir? Başı kimdir, kadrosu nerelere kadar sızmış, devletin hangi birimlerini ele geçirmiştir? Madem bir örgüt vardır ve adeta paralel bir devlete dönüşmüştür, o zaman Başbakan Erdoğan bunca yıl uyumuş mudur, uyuşmuş mudur, yoksa tehditlerle rehin mi alınmıştır? Sayın Erdoğan tekrar soruyorum sana, bu örgüt devleti ele geçirmiş midir? Bu örgütle ilgili gerekli girişimi ne zaman yapacaksın? 11 yıldır ittifak yaptıklarınla şimdilerde ters düşmen, karşılıklı lanet ve beddua okuman neye yorumlanmalıdır? Türk ordusuna kumpas kurmakla suçladığınız kimlerdir? O zaman bugüne kadar ki sözde darbe davaları kasıtlı ve maksatlı mı dizayn edilmiş, asılsız suç mu imal edilmiştir? "Ergenekon, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven, Ayışığı, Kafes, Balyoz, İrtica İle Mücadele" isimli darbe davaları Türk askerini sindirmek, tasfiye etmek ve Türkiye'yi zayıflatmak için mi planlanmıştır? Eğer bahsettiğiniz örgüt bunları yaptıysa ve siz de buna ortak olmuşsanız, biliniz ki sizi kurtarmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Asıl o zaman bedduanın ne demek olduğunu göreceksiniz. Asıl o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu anlayacaksınız. Başbakan Erdoğan ve hükümeti, Türk askerini terörist, Türk polisini de çete yapmış, tüm güvenlik duvarlarımızı yıkmıştır. Bu mesele yolsuzluktan daha beterdir. İddialar doğru çıkarsa, işlenen fiil devletin varlığına, milletin bölünmez bütünlüğüne açıkça düşmanlık olacaktır. Yolsuzluğa bulaşan bakanlarını istifa ettirerek "kötüleri aramızdan temizledik" diyen Başbakan'ı altından kalkamayacağı günler beklemektedir. Bugünkü ortamı cemaatle savaşa çevirip pisliklerin üstünü örtmeye bu fitne fesat yuvasının gücü yetmeyecektir. Türkiye'yi muz cumhuriyetine, kabile devletine, çadır ülkesine çeviren, babasının çiftliği gibi gören Başbakan Erdoğan'a izin vermeyeceğiz."(ANKA)