"Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur..."
Yukarıdaki paragraf Mustafa Kemal Atatürk'e ait.
Albert Camus, "Politika ve sanat dünyanın düzensizlikleri karşısında başkaldırmanını iki ayrı yüzüdür," derken, Yalçın Küçük de hayatının en doğru cümlesini ederek, "Politikada 'yenilgi' bilimde 'yanlış' en büyük öğretmendir," demiş.
Erzurum'da genel ve yerel seçimlerde hatırı sayılır oy oranı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin son yıllarda sesinin eskisi kadar gür çıkmayışının nedenini, Türkiye'nin geneline bağlamak kolaycılıktan başka birşey değildir!.. Özellikle Erzurum'da bir zamanlar yerel yönetimlerde hüküm sürdüren MHP'ye ne oldu da yerinde yeller esmeye başladı!
Eksiklik, yenilgilerden ders almayan MHP'de mi; yoksa güçlünün yanında saf tutan seçmende mi?
Buna MHP kadrolarının cevap vermesi gerekir, diyerek ve bu püsküllü sorudan kurtulup, birazcık kendi fikrimizi fısıldayarak devam edelim bakalım...
Şunun şurasında yerel seçimlere pek fazla bir zaman kalmadı; bunun bilincinde olan AKP kadrosu Erzurum'da çalışmaya başladı bile. Özellikle güney ilçelerini hedef seçen Erzurum İl Başkanı Murat Kılıç kolları sıvamışken, Erzurum'da güçlü muhalefet olarak görünen MHP'nin "görelim Mevla n'eyler, n'eylerse güzel eyler," sözüne uyup uyku mahmurluğundan kurtulamaması anlaşılır gibi değil.
Siyasette geleceği görüp, ona göre tavır almak gerekirken, gerekli çabayı göstermeden tevekkül etmek pek de doğru olmasa gerek!
Erzurum'da eğer MHP şu üç olasılığa güveniyorsa bunlar tek başına yeterli olmaz.
Birinci olasılık; BDP'nin güçlü bir adayla Büyükşehir'e talip olması ve Ak Parti'deki oyların bir kısmının kaçması...
İkinci olasılık; Şimdiki Büyükşehir yönetimine gösterilen tepki oylarının kendi partilerine yönelmesi...
Üçüncü olasılık; Başbakan Erdoğan'ın Erzurum'a ithal bir isimle gelip seçime girmesi...
Elbet bunların etkisi olur; ama bu üç olasılığın da aynı seçim dilimi içinde gerçekleşmesi zor gibi.
Bu arada MHP'nin aday göstereceği ismin de oy kaybına veya kazancına cok etkisi olacağı bilinmeyen bir konu değil.
MHP'de ilk aday adayı ortaya çıkınca partide bazı kesim, "hangi rüzgâr attı seni, özlemiştik görmeyeli," şarkısını mırıldanırken, bir kesimin de Ajda ablamızın, "kapı açık, arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık," şarkısıyla tempo tuttukları kesin!
Yani öyle bir isim olmalı ki; Erzurum'da Milliyetçi Hareket Partisi'ne meyleden herkes aynı şarkıyı hep bir ağızdan söylemeli.
Mesela, "daha önceleri neredeydiniz..."
Aksi takdirde Âkıl İnsanlar'dan olan bir sanatçının efkâr yüklü "batsın bu dünya," şarkısı devreye girmekte gecikmez!
Albert Camus, politika ve sanatı başkaldırmanın iki ayrı yüzü olarak göstermiş.
Peki, politikanın yanına neden sanatı koymuş dersiniz!
Çünkü, politika da bir sanattır. Ve de sanat eserinin başarısı sanatçının yeteneğine bağlıdır!
Bu yazıya Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini eşik yaparak girmiştik. Siyasetle ilgilenmeyen aydınların, memleket için nasıl bir sonuç doğuracağına vurgu yapan cümleleri basite almamak gerekir.
Bilmem anlatabiliyor muyum!
- Dursun KAYA 01 Ocak 1970 02:00
Kardeş bilmeden yorum yapıyorsun belden aşağı hangi ....hep eli sana küfür etti lütfen siz bir aynaya bak gerisi kolay çamur at izi kalsın sizin zihniyetiniz bu mutlaka yalan talanla bir yere varılmaz.
- YY AA 01 Ocak 1970 02:00
MHP ve milliyetçiler veya milliyetci geçinenler bırakın şarkıyı ağızlarından küfürü bıraksalar,ona buna sövmeseler,davanın bilincinde yaşasalar çok kalbi geri kazanırlar.küfür sanatı bağırarak korkutarak insanları yanlarında tuttuklarını zannediyorlar.sevgi denen şeyi unutmuşlar.varsa yoksa AKP lilerin anasını avradını,kürtlerin anasını avradını başka siyaset yok.kuru kafaya oy verecek kadar kuru kafa değil bu millet.ucuz kahramanlıktan öteye gidemezler!
- Ali Duman 01 Ocak 1970 02:00
"Tello gider yan gider"