Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası yayımlanan bildiride; Şam rejmi, kimyasal silah kullanarak katliam yapmakla suçlandı.
Erzurumajans-Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrası yayımlanan bildiride; Şam rejmi, kimyasal silah kullanarak katliam yapmakla suçlandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında
Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Abdullah Gül'ün başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) ağustos ayı olağan toplantısı sona erdi. Toplantı
sonrası yayımlanan bildiride, Mısır'daki askeri darbe ve sonrasındaki
gelişmelerin ele alındığı belirtilerek, 'Barışçı gösterilere karşı
yapılan ve can kayıplarına neden olan müdahaleler kınanmıştır. Ülkede
bir an önce barış ve huzur ortamının sağlanması ve kesintiye uğratılan
demokratik sisteme dönüş için çağrıda bulunulmuş, yaşanan sorunların
bölgemize yönelik muhtemel olumsuz etkilerinden duyulan derin üzüntü ve
kaygı ifade edilmiştir' denildi. Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak
da, 'Suriye rejim güçlerince bu sabah Şam'ın çeşitli semtlerine kimyasal
silah kullanmak suretiyle yapıldığı değerlendirilen saldırılarda
yüzlerce masum sivilin katledilmesi şiddetle kınanmıştır. Rejimin kendi
halkına karşı her türlü hukuki ve insani değerleri hiçe sayarak
uygulamakta olduğu şiddet karşısında Birleşmiş Milletler güvenlik
konseyi başta olmak üzere, uluslararası toplumun bir an evvel harekete
geçmesi gerekliliği vurgulanmıştır' ifadelerine yer verildi. Milli
Güvenlik Kurulu ağustos ayı olağan toplantısı yaklaşık 3 buçuk saat
sürdü. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiri şöyle: 'Halkımızın huzur
ve güvenliğini ilgilendiren iç ve dış güvenlik konuları ayrıntılı olarak
görüşülmüş, bu kapsamda alınmış olan ve ilave olarak alınması gereken
tedbirler değerlendirilmiştir. Ayrıca, güney sınırımızda güvenlik
sorunları ve huzursuzluklara neden olan kaçakçılık faaliyetleri ve bu
konuda alınan önlemler gözden geçirilmiştir.
Suriye rejim
güçlerince bu sabah Şam'ın çeşitli semtlerine kimyasal silah kullanmak
suretiyle yapıldığı değerlendirilen saldırılarda yüzlerce masum sivilin
katledilmesi şiddetle kınanmıştır. Rejimin kendi halkına karşı her türlü
hukuki ve insani değerleri hiçe sayarak uygulamakta olduğu şiddet
karşısında Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi başta olmak üzere,
uluslararası toplumun bir an evvel harekete geçmesi gerekliliği
vurgulanmıştır.
Öte yandan ülkede devam eden çatışma ortamının
bölgesel güvenlik açısından oluşturduğu tehditler kapsamlı bir şekilde
incelenmiş, bu çerçevede, ülkemizdeki barınma merkezlerinde ve yerleşim
yerlerinde bulunan ve sayıları dört yüz bini aşan Suriyelilerin
ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülen alışmaların yanısıra,
sınır güvenliğimizin sağlanmasına yönelik detbirler de görüşülmüştür.
Mısır'da
3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbe ve sonrasındaki
gelişmeler ele alınmış, barışçı gösterilere karşı yapılan ve can
kayıplarına neden olan müdahaleler kınanmıştır. Ülkede bir an önce barış
ve huzur ortamının sağlanması ve kesintiye uğratılan demokratik sisteme
dönüş için çağrıda bulunumuş yaşanan sorunların bölgemize yönelik
muhtemel olumsuz etkilerinden duyulan derin üzüntü ve kaygı ifade
edilmiştir.
Irak'ta artış eğilimi gösteren şiddet ve terör
eylemlerinden duyulan endişe dile getirilmiş, mevcut sıkıntıların
demokratik ve anayasal çerçevede çözüme kavuşturulmasının sadece Irak'ın
değil, bölgemizin huzur ve istikrarına da katkı sağlayacağına dikkat
çekilmiştir.
Ortadoğu barış sürecinde doğrudan müzekerelerin
zeminini hazırlamaya yönelik olarak, Filistin ile İsrail arasında
başlatılan görüşmeler ve barış sürecinin başarısı bakınımdan önem
taşıyan Filistinliler arası uzlaşı çabalarındaki mevcut durum ele
alınmıştır.'
