Vali beklerken Ankara'dan, Belediye Başkanı seçerken sandıktan; neredeyse Büyücü Merlin gibi birini arıyoruz.
Tabi bu büyük beklenti, yöneticileri de kasıyor, baskı altında tutuyor. Yani düşünün hep yöneticilerden yatırım ve hizmet bekleyen, hesapta kolaycı bir anlayış, yönetici olsanız sizi de kasmaz mı?
Bu açıdan baktığımızda, daha 100 günü doldurmayan, çiçeği burnunda belediye reisimizi anlamak mümkün. Ben dahi bekler oldum, Sekmen Başkan'ın gizli yeteneklerini...
Geçenlerde Pasinler'e doğalgaz çevrim santrali kurmak konusunda bir mega projeden bahsetti. Aha budur dedim. Sekmen'i de sonunda baskı altına almayı başardık.
Hemi de bir iki ayda!
Adamcağız baktı klasik belediyecilik hizmetleri kesmiyor şehrin ekabirlerini; bastı mega projeyi.
"Sizi enerji üssü yapacağım!"
Sene gurban olim reisim, dur bir hele. Gazına gelme hemen bizim ekabirlerin.
Elbette Erzurum kadar mega projeleri hakkeden başka bir şehir yoktur şu Anadolu'da. 1000 yıldır kahrını çekiyoruz bu soğuğun, bu rakımın. Dahası bu devletin temellerini attık, sonunda arkalara atıldık.
Ama kaptırma kendini.
Bak reisim seçim kampanyanda dizlerine kadar çamurlara bata çıka gezdin Erzurum'u.
Görmüşsündür, kışı kar boran, baharı çamur çaylak, yazı toplasan iki ay etmez toz boran...
Erzurum'un diğer kentler gibi kalkınmasında reel sektör çok önemli ama onlarca yıldır bu reel sektörden sadece kamu ve hizmet sektörünün Erzurum'a yolu düşer. Üniversite kapanır, öğrenci gider. Erzurum'da ticaret durur.
Oysa diğer şehirler, inşaat sektörünü lokomotif yaparlar. Reel sektörü canlanır. İş olanağı artar. Esnafın yüzü güler. İnşaat sektörüne tuğlasından çerçevesine, çivisinden demirine onlarca üretici imalathane açar, üretim artar. Hatta Türkiye ekonomisinin bel kemiğidir inşaat sektörü. Yanlış mı biliyoruz?
Ve uzun yıllardır ilk defa abra kadabralara gerek kalmadan, inşaat sektörü Erzurum'u fark etti. Üstelik kentsel dönüşüm sayesinde şehrin çehresi değişti. Ve daha üstelik, Batı'da büyümüş, Erzurum'lu iş adamlarımızda bu sektörde yer alabildi. Artık o özgüven sorunu aşıldı. İlla ki yöneticilerden beklemeden de büyük yatırımlara girişebiliyoruz.
Ama Reisim sen şimdi yan çiziyorsun.
Tutturmuşsun; "Ben reisim, Reis olarak emrediyorum; Erzurum'da inşaat sezonunu değiştiriyorum. Yaz aylarında yatılacak, kış aylarında inşaat yapılacak! " diye.
Erzurum yöneticilerini diğer şehirlerden daha fazla önemser. Sen öyle buyurmuşsan elbette öyle olacak. Hele şehrin ekabirleri etrafını çevirmiş ki!...
Onlar varken bizi dinlemeye ne hacet?
Anlattık durumu.
Ama elini vicdanına koy:
Uzun on yıllar sonrası, ilk defa bu oranda şehre gelen inşaat sektörünü, tekrar Erzurum'dan küstürecek, bu inşaat yasağı, şehrin kalkınmasına hizmet midir?
Bu iş adamları bu kararla batar ya da alır tasını tarağını, çeker giderler başka şehirlerde yapar inşaatını... Sorun bu değil.
Sorun, reel ekonominin lokomotifi inşaat sektörünün kaderinin, belediye başkanının iki dudağının arasında olduğunun bilinmesi. Böyle bir ortamda inşaat sektörü büyümez. Başka iş adamları gelmez bir daha bu şehre. Biz de inşaat sektörü olmadan reel ekonomiyi canlandırmaya çalışırız. 40 yıldır yapmaya çalıştığımız ama yapamadığımız da budur zaten.
Yoksa "bekle öğrenciyi, tatil bitsin de gelsin, çıksın çarşı pazara. Allah vere Rus turistler bu sene fazla gele"
"Ola istir misen kombina bu yıl fiyatları artıra da mala girek"... sürer gider.
Böyle de kalkınmayacağımız ortada.
O zaman mevsimleri durdurma gibi bir yetkin olsa da, Reisim lütfen kullanma.