Milli Eğitim Temel Kanunun 43. maddesi şöyle diyor: Òğretmenlik devletin eğitim-öğretim ve bununla ilgili yönetim hizmetlerini yürüten özel ihtisas mesleğidir. Öğretmenlik mesle?ine hazırlık genel kültür, alan bilgisi ve pedegojik formasyonla sağlanır" Eski tabirle " efradını cami, ağyârını mani" türünde eksiksiz bir tanımlama. Kanunun bu eğitimsel tanımlaması yürürlükte iken; mevcut öğretmenler için itiraz ediyorum ve nereden çıktı bu alelacele karar verilen kariyer sınavı diyorum. Öğretmenler zaten eğitim gördükleri süreçte ve bu mesleğe atanma öncesinde, kanunda belirlenen nitelikleri elde ederek ve yeni bir sınavla öğretmen olurlar. Öyle ise, yeni bir sınava tabi olmadan belirli hızmet süresini dolduranlar "Uzman Öğretmen" ve "Başöğretmen" ünvanlı olmaları pedegojiktir ve de doğru olandır. Mevcut öğretmenler için kariyer sınavı yapılması fevkalâde yanlıştır ve ugulamada kestirilemeyecek olumsuzluklara neden olacağı kaçınılmazdır. Sınavı geçememiş öğretmenlerin öğrenci, veli karşısındaki hal ve durumunu varın siz bir hesap edin.
Çözüm gayet kolay: Öğretmenlerin niteliğini ve yarışmacı becerisini arttırmak mı istiyorsunuz. O takdirde üniversitelerle anlaşarak bir milat koyar ve yeni bir yasal düzenlemeyle bundan böyle atanacak tüm öğretmenlerin yüksek lisans ve doktora yapmalarının yasal yolunu açarsınız ve yüksek lisans yapılmasını zorunlu kılarsınız. Yüksek lisanslarını tamamlayanları belirlenen hizmet yılından sonra Uzman Òğretmen ve doktora yapıp hizmet yılını tamamlayanları da Başöğretmen yaparsınız. Ama halihazırda mevcut öğretmenlerden mesleğinde yol almış ve yekün bir kısmı emekli olmayı beklerken bu saatten sonra onların kariyer adı altında sınava alınmalarının bir mantığını var mıdır Allah aşkına.? Bir gün yöneticiliğı olmayan nicesini Daire Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür bilmem neler yapacaksınız ve makamlar üstüne makamlar tahsis edeceksiniz. Sonra dönüp yirmi, otuz, kırk yıllık öğretmenlere sınav yapacaksınız. Öyle mı? Mevcut òğretmenleri düzenli hizmet içi eğitim programlarından geçirerek onlara bu ünvanları kazandırma yoluna gitmeniz ve onların mahçup olmamaları yolunu tercih etmeniz daha iyi olmaz mı?
Mevcut öğretmenlere yönelik şu örnek yeterli olur sanırım. Orduda üsteğmenln yüzbaşı olması, yarbayın albay olması sınavla mı belirlenmektedir ki; pedegojik formasyon almış ve bir özel ihtisas mesleğı sayılan öğretmenlerin bu niteliklerine rağmen sınava tabi tutulmaları. Bakanlık öncelikle ücretli, geçici, sözleşmeli öğretmen garabetini ortadan kaldırmalı. Zaten çıkarılan "Öğretmen Meslek Kanunu dağ fare doğurdu misali şok ve hayal kırıklığı yarattı. Oturun ve yeniden çalakalem çıkarılan bu Meslek Kanunu yeni baştan gözden geçiriniz ve geniş katılımlı bir çalışma ile adam akılı pedegojik, bilimsel ve beklentilere cevap verecek bir kanun çıkarınız ve Bakanlık olarak bu sınavı da şimdilik erteleyiniz.
Güzel yazı,Mahmut Özer?e selam olsun bu yazı gerçek bir eğitimciden.
Değerli müdürüm, hürmet ve saygılar sunuyorum. Acizane, bir öğretmen olarak, şunu belirtmek isterim ki öğretmenlerin donanımları, kendilerini geliştirmeleri, kariyer gelişimleri için ne yapılırsa, burokratik-kanunsal-yonergesel, tamamının Türk eğitim sisteminin gelişimi için elzem oldugunu düşünüyorum. Zannederim, bu işe, lise çıkışlı akademik başarılı gençleri eğitim fakultelerini tercih etmeye teşvikler il? başlamalıyız. Eğitim fakültelerinin hangi sıralama ile öğrenci aldığı çok açıktır. Maalesef bu sıralamalar la kaliteli ogretmen yetiştirmek mümkün değildir değerli hocam. Saygılar.
güzel yazı