TFF Eski Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, düzenlediği basın toplantısına kendisine oğlu ile ilgili sorulan bir soru sonrasında gözyaşlarına hakim olamadı.
Erzurumajans-TFF Eski Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, düzenlediği basın toplantısına kendisine oğlu ile ilgili sorulan bir soru sonrasında gözyaşlarına hakim olamadı.
Eski TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, şike süreciyle ilgili iddialara yanıt vermek amacıyla düzenlediği basın toplantısını yarıda kesti. Bir gazetecinin, Aziz Yıldırım'ın "Oğlu öldü, oyalansın diye ona voleybol takımını verdik" sözlerini hatırlatması üzerine duygulanan Aydınlar, "Herkesin manevi değerleri vardır. Bir kere tarihler tutmuyor. Ben 2007 yılında voleybol şubesine sponsor oldum ve başına geçtim. Zaten oğlumu son kez Fenerbahçe-Vakıfbank maçında gördüm. Orada, havaalında uğurladım" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Aydınlar, "Daha fazla devam edemeyeceğim" diyerek, toplantıyı erken bitirdi.
Eski
TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, düzenlediği basın toplantısı ile şike
sürecini değerlendirdi ve hakkındaki iddialara cevap verdi. İstanbul
Four Seasons Bosphorus Otel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan
TFF eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar, şike davasında hukuki sürecin sona
erdiğini söyleyerek, "Gelinen nokta açık ve nettir. Benden konuşmam çok
istendi ama son evreye gelmesini bekledim. Şimdi Fenerbahçe ile ilgili
kritik sürece girildi. Her gün ismim gündeme geliyor ve spekülasyona
neden oluyor. Konuşmam gerekiyordu ve bugünün de en doğru olduğuna karar
verdim. İsimlerden değil, olaylar ve kurumlardan bahsedeceğim. Bazı
bölümlerde mecburi olarak isim vermem gerekebilir. Spekülasyon yapmam
gerekebilir ama ben çok üzüldüm yıpratıldım, ben de onları rencide
etmeyeceğim. Ortada yara alan kurumlar var, ana amaç onların geleceğini
sağlıklı zeminlere oturmaktır" dedi.Daha sonraki konuşmalarında
Aydınlar, 3 Temmuz'dan bu yana şike davası sürecinde yaşanan UEFA olan
yazışmalarını barkovizyondan okutarak konuşmasına devam etti. "O süreçte
Mehmet Ali Aydınlar olmasa ne olurdu?" diyen Aydınlar, "Kim böyle bir
tabloyu gördüğünde vahim olarak görmezdi ki. Bir Federasyon başkanı
olarak bunu söylemem kadar doğal bir şey olamaz. Bunu böyle söylemeyen
bu işten anlamıyordur, bu durum da daha sonraki zamanda ortaya çıktı.
TFF Disiplin Talimatnamesi'nde ne yazıyor; 'Savunma hakkı, gizli kalması
gereken hususların korunması ya da kovuşturmanın selameti gibi
olağanüstü koşullar söz konusu olduğunda kısıtlanabilir'. Evet bu kararı
alabilirdim. Federasyonun Disiplin Talimatnamesi olağanüstü durumu
gösteriyordu ve bu kararı alabilirdim. Neden yapmadık. Masumiyet
karinesi ilkesince ilgili organlarla toplantılar yaptık, sağlıklı bir
ortama ulaşmak için çalıştık. Bütün çabam ve hedefim ülkenin en değerli
oluşumları olan kulüplerin en az zararla çıkması içindi. 7 aylık
sürecinde bunun çabasını gösterdik. Karşılığı ne oldu; hedef
gösterilmek, hain ilan edilmek, milyonlarca inanın önünde küçük
düşürülmek. Birçok taciz ve tehdit mesajı aldım, itibarsızlaştırma
çabasıyla karşı karşıya kaldım. Sizlere de soruyorum bunları hak etmek
adına ben ne yaptım. Madem her şey yazıldı çizldi, bu günlere bir de
benim penceremden bakalım. Başkanlığımın ilk gününde itibaren bu konuyla
baş başa kaldım. Sürecin başladığı ertesinde UEFA konuyla ilgili
hassasiyetini bizimle paylaştı" diye konuştu.
FENERBAHÇE 3 KEZ FIRSATI KAÇIRDI
Fenerbahçeli
yöneticilerin eline 3 kez fırsat geçtiğini ve bunları ellerinin
tersiyle geri çevirdiğini anlatan Aydınlar, "1. Fırsat: UEFA, her ne
kadar soruşturmada adı geçen kulüpler Avrupa Kupası'na katılabilir dese
de, 'elimizde temiziz kağıtları var' demekten geri kalmıyorlardı. Ben de
yöneticilere; 'Bu sene Avrupa'ya gitmeyin, başkan ve iki yönetici
tutuklu, bu yıl tedbiren katılmıyoruz diyebilirsiniz' dedim, sonra
düzenlediğim basın toplantısında 'kendisine güvenmeyen gitmesin' dedim.
(Ardından UEFA'nın bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmaması
gerektiğini bildiren UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik imzalı belge okundu) Bu
mektubu Fenerbahçeli yöneticilerle paylaştım ve konuyla ilgili acilen
karar vermelerini istedim. Acilen 'Cenevre'ye giderek UEFA ile görüşün'
dedim. Bir yönetici, 'Yönetim Kurulu'nu topluyorum ve bu sene
katılmıyoruz' dedi. UEFA'nın yazısı açık olarak 'Fenerbahçe gelmesin,
gelirse siz göndermeyin, yoksa Türkiye ceza alır' diyordu. Ben
Türkiye'yi riske edemezdim. Biz de zaman darlığı nedeniyle kararı
bildirdik" şeklinde konuştu.
TRABZONSPOR'U GÖNDERMEZDİK
Daha
sonra bir programa katıldığını hatırlatan Aydınlar, "Trabzonspor'un
Fenerbahçe'nin yerine Şampiyonlar Ligi'ne alındığını bu programda
öğrendim. Ardından UEFA'ya tepki gösterdim. Zira Trabzonspor da o sırada
soruşturmada adı geçen kulüplerden biriydi, belki de biz Trabzonspor
yerine Bursaspor'u önerebilirdik. Bir FB yöneticisi TV'ye bağlandı ve
her gün bana teşekkür eden o yönetici, süreci iyi yönetemediğimi ve
FB'ye zarar verdiğimi söyledi" ifadelerini kullandı.
FENERBAHÇE 8 YIL CEZA ALACAKTI
Mehmet Ali Aydınlar, konuşmasına şöyle devam etti: "2.
Fırsat: 'Fenerbahçe 'gelmiyoruz' diyebilir ve 1 yıllık ceza ile konu
kapanabilirdi. Zaten, ben gönderseydim bile, UEFA o sene Fenerbahçe'yi
Şampiyonlar Ligi'ne almayacaktı. Diğer kulüplere 3 ile 5 yıl,
Fenerbahçe'ye ise 8 yıla kadar cezalandıracaktı. Aslında ben
Fenerbahçe'yi göndermemekle daha büyük cezadan kurtardım. Ayrıca diğer
takımları ve milli takımı da riske atamazdım. Ancak bunu kullanarak beni
hain durumuna düşürmeye çalıştılar, o gün bugündür de devam ediyorlar.
Bugün UEFA ne dediyse o oldu. Aksi halde milli takım 8 yıl diğer
takımlar 3-5 yıl arası ceza alacaktı. 'Bizi gönderselerdi o sene
oynayacaktık' diyorlar, sürecin başından beri sadece Fenerbahçe
taraftarı yanıltılıyor. Benzeri yakında da yaşandı; 'CAS kararı ne
olursa olsun bu sene Avrupa'da oynayacağız' da dediler. Ne oldu sadece
Fenerbahçe taraftarı yanıltıldı, sonucunda Fenerbahçe men edildi."
PLATINI İLE PAZARLIK
O süreçte önemli bir karar aldıklarını aktaran Aydınlar şu ifadeleri kullandı: "O
süreçte önemli bir karar aldık, UEFA'nın yapamazsını demesine rağmen
Platini ile Larnaka'da görüştüm. Liglerin oynatılacağını, alınacak
kararları Play-off öncesinde alacağımızı söyledik. Bu karar da süreci
rahatlattı, kulüpleri milyonlarca lira zarara sokacak durum önlendi. Tüm
kulüpler adına bunu yaptık ve başarılı olduk. Son Fırsat: İsviçre'de
UEFA teklifimizi kabul etti. Puan silme ve para cezası ile 1 yıl men ile
konu kapanacaktı. Bu pazarlığı Türk futbolu adına yapmış ve başarılı
olmuştuk. Herkes mutabık kaldı. Başarmıştık ama pazarlıklar sözlüydü.
Bir de yazılı teyit istedik. (Ebru Köksal imzalı UEFA'ya gönderilen,
şike alan takımlarla ilgili alınacak kararların anlatıldığı belge
okundu.) İşte gizli olarak söylenen belgede bunları söyledik. UEFA ile
bunu bize sözlü olarak söylediniz, teyit edin dedik. Ardından yanıt
geldi. (Infantino imzalı TFF'nin kararları almakta özgür olduğunun ifade
edildiği UEFA'nın yanıtı okundu)"
BAHSETTİĞİM 3 FIRSATTAN BİRİNİ KULLANSALARDI, BU DAMGAYI YEMEMİŞ OLACAKLARDI
Aydınlar,"Tarihi yüzyıllara dayanan kulübün menfaatlerini düşünmeyip, kendi
menfaatlerini düşündüler. 58. maddenin ağır olduğunu UEFA yetkililerine
anlattım. UEFA yetkilileri, bu maddenin kaldırılamayacağını ancak tek
seferlik genel kurulda askıya alınabileceğini belirttiler. Karar
verildikten sonra, 58. maddenin değişebileceğini söylediler. Fenerbahçe
Başkanı '58. maddenin değişmesini hiçbir zaman istemedik' dedi. Kulüpler
Birliği, federasyona düşme kalksın ve madde değiştirilsin diye müracaat
ediyor. İlk imzayı atan ve "bu madde değişmezse Türk sporu batar" Bunu
diyen kim? (Nihat özdemir'in Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamalar)
Fenerbahçe yönetimi diyor ki, 58. madde değişemez. Daha sonra da 1
puanımız bile silinemez diyor. Kulübün menfaatleri değil, kendi
menfaatleri adına çalışıyorlar. Geçmişteki örnekleri veriyorlar. Porto,
Juventus ve Milan... Gerçekçi olun, 2006 öncesine aittir bu kararlar.
Platini 2006'da göreve geliyor, 2007 yılında disiplin talimatını
değiştiriyor ve şikeye sıfır tölerans diyor. Bahsettiğim 3 fırsattan
birini kullansalardı, bu damgayı yememiş olacaklardı. Tarih sayfaları bu
damga ile dolu olacak. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bizzat
yaşadıklarım, içeride farklı; dışarıda farklı konuşanlar ve kamuoyuna
yanıltanlar. Yeter diyorum ve bırakma kararı alıyorum demiştim"
açıklamasını yaptı.
CAS DAVASI NAMUS DAVAMIZ DİYENLER...
Yaşananların
o gün doğru bir şekilde çözümlendiğini ifade eden Aydınlar, "Keşke
bunlar yaşanmasaydı ve bu günlere gelinmeseydi. Konu o gün doğru bir
şekilde çözümlenmişti. CAS davasına namus davamız diyenler, 'başka
çaremiz yok bu davayı çekmek zorundayız' dediler bana. Sanırım şu anda
gündemdeki noktalardan biri de CAS davası. UEFA'dan randevu istediler
alamadılar. Ben de araya girdim ve aldılar. Platini ile de bu şekilde
bir talepte bulundular ve Platini bu talebi beni de CC'ye koyarak
reddettiğini bildirdi. O pazarlıkta ne ben ne TFF yöneticisi vardı, 3
Fenerbahçe yöneticisi ve bir avukat vardı. O günlerde televizyon gezen
spor avukatıdır bu kişi" açıklamasında bulundu.
FENERBAHÇE YÖNETİMİ ZARARI TAZMİN EDECEK
Fenerbahçe
yönetiminin yaşanan zararı tazmin etmesi gerektiğini vurgulayan
Aydınlar, "Fenerbahçe yönetimi 'Aydınlar neden üstüne alınıyor, bu karar
kendi dönemimde alınmadı' diyor ama randevuyu ben aldım ve pazarlık
taslağı da bana geldi. 32. Gün programında Fenerbahçe taraftarına bir
söz vermiştim. (32. Gün programında, 'Fenerbahçe benim kararımla zarar
görürse bunu tazmin ederim, ama Fenerbahçe yönetimi tarafından yaşanırsa
onlar tazmin edecek mi?' dediği sözleri yayına verildi). Fenerbahçe
yönetiminden bu zararı tazmin etmeleri, Kasım ayına kadar da ödeme
planını sunmalarını bekliyorum. Bunla ilgili süreci bir Fenerbahçe
kongre üyesi olarak başlatıyorum. Kendi hesaplarıyla 3x45 milyon euro
zarar var. Bu konuda da taraftarı yanıltmaya çalıştılarsa kendileriyle
pazarlık da yaparım. Bu bedeli tazmin edeceklerine inanıyorum. İçlerinde
büyük işadamları var onlar için büyük paralar da olmasa gerek. Her bir
yönetim kurulu üyesi maddi zararlarla ilgili kefil sıfatına haizdir.
Bunun yasalar önünde zorunlulukları vardır. Sürece dair büyük bir zarar
vardır. Bu lekeyi sürenler, kişisel bekaları için kulübü ateşe atanlar
bunu ödemelidir. Ancak hiçbir para yaşanan manevi zararı karşılayamaz"
dedi.
2 AY SONRA OLAĞANASTÜ SEÇİM OLUR MU?
2 ay sonra
olağanüstü seçim olmayacağını söyleyen Aydınlar, "Şimdi yeni bir seçim
yapılacak, adayları beklemeliyiz. Ancak; 2 ay sonra olağanüstü seçim
olur mu? 20 gün, bilemedin 30 günde yaparsınız. 2 ay sonraya belirleyip
yeni bir rekora imza attık. Fenerbahçe üzerinde oyun oynamaya devam
edilmektedir. (Aziz Yıldırım'ın bir gazetede çıkan ve 'Adaylar ortaya
çıksın' dediği gazete okundu)" yorumunda bulundu.
KİMSE FENERBAHÇE'NİN SAHİBİ DEĞİL
Seçim
sürecinden birçok adayın ortaya çıkacağını belirten Mehmet Ali
Aydınlar, "Bunu başaracak çok kişi de vardır. Fenerbahçe kimsenin
vesayetinde değildir, kimse sahibi değildir, kimse Fenerbahçe'nin
üzerinde değildir, herkes haddini bilmelidir. Fenerbahçe'nin ana sorunu
seçim değil, zihniyet sorunudur. Sorun gündem değiştirme manevraları ile
olayı örtbas edilme sorunudur. Sorun yönetim anlayışı sorunudur. 25
yılını bu kulübe vermiş spor adamı olarak, dünya üzerinde 25 milyon
taraftarı olan, cirosu 200 milyon olan bu şekilde yönetilen başka bir
kuruluş var mıdır? Kendi tabirleriyle 'bakkal gibi yönetilen' bir örnek
daha gösterebilir misiniz? Fenerbahçe kurumsal yönetime sahiptir diyecek
biri var mı aranızda? Bu kurum bunu hak ediyor mu, bu yakışıyor mu,
böyle mi dünya kulübü olacağız. Dünya globalleşmeyi konuşurken, rakipler
Çin'de Hindistan'da pazar genişletip, Süper Kupa kazanan antrenörünü
vizyon genişletmek adına değiştirme cesareti gösteren takımlar varken,
biz şuan neyi konuşuyoruz? Aranızda bunu bu kuruma yakıştıran var mı.
Buradan açık bir çağrı yapıyorum. Değişim ve yeniden yapılanma çarpısını
yapıyorum. Böyle büyük bir sevgi bunu hak etmiyor. Böyle bir sevgiyi
kişilerin egosu ile tüketiyoruz" dedi.
FENERBAHÇE TARAFTARI KALICI SPORTİF BAŞARIYI KONUŞMAK İSTİYOR
Fenerbahçe'de
kaos ve gerilimin hiç değişmediğini aktaran Aydınlar, "Dünya değişiyor,değişmeyen tek şey Fenerbahçe'de kaos ve gerilim. Fenerbahçe değişmek
zorunda, yenilenmek zorunda. Uluslararası bağımsız denetim kurumunca
hesapları denetlenen, hesap verebilir, çağdaş bir dünya kulübü olma
yoluna girmek zorunda. Artık beton inşaatı değil, kalıcı sportif
başarıyı konuşmak istiyor Fenerbahçe taraftarı, bunu gerçekleştirecek
yönetim istiyor" diye konuştu.
ADAY OLMUYOR AMA AÇIK KAPI BIRAKTI
Fenerbahçe Kulübü başkanlığı için ise Aydınlar şunları söyledi: "Önce
uzun bir süredir Fenerbahçe başkanlığı konusunda beni teşvik eden
kongre üyelerine teşekkür ediyorum. 2 Kasım'da yapılacak olan kongrede
aday değilim. Kongrede Fenerbahçe'yi temsil edecek aday çıkacağına
inanıyorum. Ancak tek sorumlu olan bu zihniyet, yönetim konusunda
ısrarını sürdürür, emanetçi bir başkan ile devam ederse, kararımı gözden
geçireceğimi söylemek istiyorum."