Rivayetler muhtelif fakat üzerinde ittifak edilen bir tahmine göre, İstanbul'da 500 bin Erzurumlu yaşıyor.
Yani bir yerde toplanmış olsalar, nüfusları Erzurum'dan 100 bin daha fazla olacak.
Bir de Erzurum'la bi şekilde ünsiyet bağı olanlar var. Onları da hesaba katacak olursak neredeyse Erzurum'un toplam nüfusuna denk bir Erzurumlu çıkıyor karşımıza...
Zannediyorum ki, başta Giresun ve Sivas olmak üzere bir kaç şehirden sonra, İstanbul'da en büyük nüfusa sahip şehir Erzurum...
Peki bu oranda bir nüfusa sahip olan Erzurum, aynı çapta bir nüfuza da sahip mi?
İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası...
Bu soruya, keşke "evet" diyebilseydik.
"Evet" diyemiyoruz ne yazık ki...
Çünkü Erzurumlular, İstanbul'da kapladıkları hacme mütenasip bir "ağırlık"a sahip değil.
Kabul edelim ki 17 Aralık'tan sonra, ülke genelinde özelde de devlet ve siyaset kademelerinde, Erzurumluların yıldızı parladı hatta Erzurumlu olmak "imtiyazlı" bir hal de aldı.
...Ve fakat bu bile, İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimizin genel görüntüdeki nüfuz grafiğini yükseltmeye yetmedi.
Halbu ki hemşehrilerimiz sadece İstanbul'da değil, bulundukları her yerde ferdi planda örnek kişilikleriyle fark yaratmayı başarmış insanlardır.
Bunu söylerken ne şehir şovenizmi yapıyorum, ne de mikro milliyetçilik...
Halep ordaysa (gerçi artık ortada neredeyse o güzelim Halep de kalmadı ya) arşın burada...
Peki o halde sorun nerede?
Neden Erzurumlular temayüz etmiş kişiliklerine ve nüfus çoğunluklarına rağmen, bulundukları şehirlerde nüfuz alanı açamıyorlar?
Sosyolog değilim.
Fakat bu, öyle çıplak bir gerçek ki, sorunun ne olduğunu görebilmek için uzman filan olmayı gerektirmiyor.
Sorun şudur:
Erzurumlular bir ve beraber olmayı beceremiyor.
Düşünün ki bu iddiamızın aksi geçerli olsaydı İstanbul'da sayısı artık yüzlerle ifade edilen federasyon, vakıf, dernek, oluşum ve grup'lar olur muydu hiç?
Nasıl ki Erzurum'da yaşayan her iki Erzurumlu birbirine küs ya da yan gözle bakıyorsa, kuşkunuz olmasın ki marazi hal; İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da, Bursa'da hasılı Erzurumluların yaşadığı her yerde aynı.
Misal; bugün İstanbul'un Asya yakasında Maltepe Erzurumlular Vakfı'nın, Göztepe'deki kültür merkezinde "gece"si var.
Hem kendim için hem de sizin adınıza dikkatlice inceleyeceğim; bakacağım ki İstanbul'un dört bir yanındaki Erzurumlu vakıf veya derneklerin kaçı katılacak.
Önyargılı olmayayım; lakin başka "gece"lerden edindiğimiz tecrübeden biliyoruz ki, vakıf ve derneklerden yönetici düzeyinde ciddi bir katılım olmayacak.
Neyse ki ferdi bazda katılım fena değil...
Vaziyet şu:
Herkes kendini "baş", ötekini "ayak" gördüğünden, bu onlarca kuruluş gerçek anlamda bir çatı altında toplanamıyor.
Hal böyle olunca siyasette de, bürokraside de, ticarette de kapladığımız alana göre etkisiz kalıyoruz.
Bu son aylardaki çıkışımız tamamen konjöktürün doğurduğu bir sonuçtur.
Yani belli bir plan ve çalışmanın eseri değil.
Şöyle açabiliriz:
Efkan Ala'nın İçişleri, İdris Güllüce'nin Şehircilik Bakanlığı'na, Selami Altınok'un da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelmelerinde, Erzurumlu federasyonların, vakıfların veya derneklerin bir fonksiyonu oldu mu?
Yahut bu oluşumların başlarında bulunan kişiler bu uğurda hiç lobi faaliyetinde bulunup, siyaset üzerinde baskı kurdu mu?
Yok tabi ki...
Kimse kimseyi kandırmasın.
Biliyoruz ki eğer Ankara bu görevlendirmeleri yaparken Erzurumluların görüşünü almaya kalksaydı, koru halinde "istemeyüüüz" diye bağırırdık.
Nitekim geçmişte Erzurum'dan Ankara'ya otobüs dolusu DYP'li gitti ve Tansu Çiller'in evinin balkonunun altında avazı çıktığınca bağırdı:
"İsmail Köse'nin bakan olmasını istemiyoruz"
Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz...
Evet...
Canımızı yakıyor ama neylersiniz ki böyleyiz işte.
Halbu ki fert fert her Erzurumlu...
Cephede en önde, memuriyette zirvede, politikada aranılan kişi...
Ne vatan sevgimizi sorgulamak kimsenin haddine, ne de bu ülke için sunduğumuz artı değeri kimse yok sayabilir.
Ama...
Evet; ama ne yazık ki biz Erzurumlular, Erzurum'da olduğu gibi Erzurum dışında da tek yürek ve tek vücut olmayı başaramıyoruz.
Bu yüzden de başkaları hep üzerimize basarak yükselirken, kendimizi kandırmayı sürdürüyoruz:
"Makus talihimiz!"
Geç mübarek, geç sen onu...
Ne makus talihi Allah aşkınıza?
Baksanıza...
Bu arızalı yapımızın mizahı bile üretilmiş.
Fıkra uzun da, sonunu anlatalım:
Hakim, idamlık iki Erzurumluya son arzularını sormuş. Biri, "Hakim bey" demiş. "Benim anam burada onu görmek istiyorum." Öteki hemşehrimizin son arzusu ise, "arkadaşım anasını görmesin" olmuş.
Bugün Maltepe Erzurumlular Vakfı'nın "Erzurum gecesi"ne bakacağız, acaba kaç Erzurumlu son arzusunda "beni oraya götürmeyin" demiştir.
Ne diliyorsun, Süha başkan?
Haydi hemşehrilerim beni öyle bir yanıltın ki, Süha Dengizek bile şaşıp kalsın bu işe...
Olur mu olur.
Hoş Allah'ın emri değil ya illa da birbirimizi yiyip durmak zorunda değiliz.
Baksanıza CHP bile daha düne kadar "ebedi tehlike ve düşman" gördüğü cemaatle bugün nasıl da kol kola...
Erzurumlular niye olmasın ki?
- asi 01 Ocak 1970 02:00
ACABA NEDEN ERZURUM UN NÜFUSUNDA 100.000 FAZLASI SADECE İSTANBULDA VEYA DİĞER VİLAYETLERDE.
2006 YILINDA 400.000 ÜZERİ OLAN NÜFUS ŞİMDİ 360.000 HESAP ORTADA
FAKİRLEŞEN, ERİYEN KÜÇÜLEN YAKIN ZAMANA KADAR DOĞUNUN PARİSİ ERZURUM BAŞKA VİLAYETLERDE ÇOĞALIYOR.
BEN MİSAFİR OLARAK GİTTİĞİM MEMLEKETİMDE MURATPAŞA CAMİİ İLE DADAŞ SİNEMASI ARASINDAKİ KISACIK SOKAKTA GEÇEN YIL 15 KAHVE VEYA KAFE SAYDIM amcaoğlu üstüme güldü ve eksik saymışsın dedi. ERZURUMUN 50 YAŞINA GELEN İNSANINA BAKIN BİRDE BATININ 70 VEYA ÜSTÜ YAŞINDAKİ İNSANINA ERZURUM ESKİMİŞ EZİLMİŞ YAŞLANMIŞ BEDENLER, BİZLERİ DIŞARILARA SÜRÜKLEYEN SEBEPLERİ ANLATACAK ARAŞTIRACAK VEYA SAHİP ÇIKACAK YÜREKLİ İNSANLARA VEYA SİYASETÇİLER OLMADIKÇA SADECE MANGALDA KÜL MİSALİ KALACAK. 12 YILDIR BU İKTİDAR VE 2 DÖNEMDİR BELEDİYESİ ÖZELLİKLE ERZURUMDA NE YAPTI KAÇ FABRİKA VEYA BENZERİ İSTİHDAM YARATACAK KAPI ARALADI ? ODUN, İNSANIMIZ KÖMÜR VEYA MAKARNA İLE KANDIRILDI.
ERZURUMLUYU DİN SÖMÜRÜSÜ İLE ALDATTILAR, BİLMEYENDE ERZURUMA İSLAMI BUNLAR GETİRDİ ZANNEDECEK.
DİLERİM BU YORUMUMUZ YAYINLANIR ÇÜNKÜ ÖZELLİKLE ERZURUM ....'SİNE YAZDIĞIMIZ YORUMLAR YANDAŞ ( ALO FATİH MİSALİ ) OLDUKLARI İÇİN YAYINLAMIYOR. ONLARIDA
BU VESİLE İLE AYIPLIYOR, KINIYOR VE ERZURUM DIŞINDA YAŞAYAN DADAŞLAR ADINA PROTESTO EDİYORUZ
SAYGILARIMLA
- Bekir SEZER 01 Ocak 1970 02:00
Mehmet bey iyi bir konuya deginmişsiniz ben devam ediyim bizim bir şehircilik bakanımız var 3 aydır görevde ben medyayı iyi takip eden biriyim sanki Erzurmla bir ilgisi alakası yokmuş bir bağı yok muş gibi bir görünüm var.İç işleri bakanına bakınca 4-5 defa Erzuruma geldi bizi aydınlatırsanız sevinirim.
- veyis 01 Ocak 1970 02:00
bütün yazılarında hoş kelimesi ile cümle kuruyorsun hoş kelimesi neyi ifade ediyor.ayrıca cemaat seni neden bu kadar rahatsız ediyor.