Kuzgun barajı 4 ana koldan gelen, sırlı, karaalı, küçük çay ve üçköse çayları ile beslenmektedir. Bu cayların beslendiği havzalara göz atacak olursak;
SIRLI DERESİ: Naltöken yurdunda bulunan Aygır gölünden doğarak geçtiği güzergahın çevresinde yer alan onlarca irili ufaklı pınarlardan kaynağını alarak, Kuzgun barajına ulaşmaktadır.
AYGIR GÖLÜ: Gerek doğal yapısı gerekse zengin su kaynağı olması ile bölgemizin en zengin varlıkları arasındadır. İçerisinde doğal kırmızı benekli alabalık yetiştiği için çok önemli ve koruma altına alınması gereken bir doğa harikasıdır.
KARAALI DERESİ: Kavurma çukuru yurdundan doğarak Çukurovacık ovasına ulaşır. Ahırcık yaylasından doğan diğer kol ile Başkent yaylasından doğan diğer bir kol ile Cukurovacık ovasında birleşerek Kuzgun barajına ulaşır.
KÜÇÜKÇAY DERESİ: Kurtdere dağından doğarak, Akdağ köyü yurdundan doğan diğer kolu ile birleşerek Kuzgun barajına ulaşır.
ÜÇKÖSE DERESİ: Canören ve Kapılı köyleri ile sınır olan Gezmiş yaylasından doğarak güzergahta yer alan dağlarda bulunan pınarlardan doğup gelen diğer caylarla birleşerek Kuzgun Barajına ulaşır.
Bu Havza'nın yüz ölçümü yaklaşık 1000 Kilometre karenin üzerinde olup, bu alanda 17 adet köy ve onlarca yayla bulunmaktadır.
Bu havzanın bitkisel örtüsüne ( FLORA'SINA) göz attığımızda yer yer sarı cam ve yaban kavağı ormanları mevcuttur. Binlerce tür ve çeşitten oluşan bitki örtüsünden oluşan floraya sahiptir. Bu zengin flora iyi değerlendirildiği zaman yüksek verime sahip hayvancılık yapılması mümkündür.
Bitki örtüsü kaliteli yaban cayır otları ve mera bitkilerinden oluşmaktadır. Bu bitkiler sayesinde kışın iyi bakılmayarak ilkbahara zayıf cıkmış bir kısır koyun 50 günde, erkek dana ise 100 gün gibi kısa sürede kasaplık olacak seviyeye gelmektedir. Çok kaliteli çanakli bitkilere sahip olan bu fauna, rantabl arıcılık yapılmasına çok uygundur.
Yaz aylarında yüksek oranda vitamin gibi faydalı ve insan bağışıklık sistemini geliştiren besinlerle, zengin bitkilere sahip arazilerde otlayan hayvanların sütünden elde edilen doğal (organik ) tereyağı, peynir ve balın; damar sertliği ve kalp hastalıkları yönünden hiçbir risk taşımamakla beraber faydalı oldukları da tespit edilmiştir.
Ayrıca ateşte veya fırında pişirme ve benzeri işleme tabi tutulmadan taze olarak doğal hali ile tüketilen, eşkın, ısırgan, ekşi, yelmik, yer elması, kuzu kulağı ve medik gibi bitkiler ile pişirerek tüketilen kızılca, çaşır, evelik ve isirgan gibi doğal otsu bitkiler insan sağlığı yönünden çok faydalıdır. Bu bitkiler, salgıladıkları salgılarla vücudumuzda bulunan her çeşit zararlı mikroorganizmaları öldürerek veya vücut dışına atılması görevini ifa ederler. Bu bitkiler, bazı hastalıkların tedavisini kolaylaştırdıkları gibi, vücudumuzun mukavemetini de artırarak bağışıklılık sisteminin güçlenmesini sağlayıp hastalıklardan korunmamıza yardımcı olurlar.
Bu bölgede ayrıca , eski çağlardan kalma bir çok tarihi ören yerleri de bulunmaktadır. Örneğin, tepecik, taşveren, vıran şehir, gibi yerleşim yeri kalıntıları ile; kızılkilise, üç kilise gibi bina kalıntıları mevcuttur. Bu yerleşim yerlerinde taştan yapılmış koç heykellerine de sıkça rastlanır.
FAUNA ( CANLI HAYAT) : Bölge halkının geçim kaynaklarının temelini hayvancılık oluşturmaktadır. Evcil hayvanların dışında bölge çok zengin bir hayvan çeşitliliğine sahiptir. Kış mevsimin uzun sürmesi ve zor şartlarda geçmesi, kışın belli tür ve cinslerde hayvanların bulunmasına rağmen yaz aylarında çok fazla türde ve cinste göçmen kuşların gelmesi ile zengin bir yapıya kavuşmaktadır. Kışın, ayı, kurt, tilki, tavşan gibi av hayvanları bulunduğu gibi, yazın, keklik, ördek, bıldırcın, leylek, turna, gibi hayvanlara da sıkça rastlamak mümkündür. Dere ve cay gibi akarsularda yüksek rakımlarda alabalık, diğer kısımlarda ise sazan balık ve sarı balık mevcuttur. Yaz aylarında oldukça zengin ve uzun süreli bir çiçek sezonu yaşandığından arıcılık faunaya zenginlik katmaktadır.
Bu zenginliğin korunması ve gelişmesi için bölgenin doğal park olarak projelendirilip, mevcut yapının biran önce koruma altına alınması gerekmektedir.