Ekoloji kelimesi; Yunanca ev manasına gelen oikos ve bilim manasına gelen logos kelimelerinden türetilmiştir. Bu kelime ilk defa Alman tabiatçısı Ernest Haeckel tarafından kullanılmıştır. Fakat kelime daha evvel de sınırlı olarak kullanılıyordu
İnsanoğlu teneffüs ettiği havayı ve içtiği suyu kirletir. Eğer bu kirli havayı ve suyu sırf fiziksel çevre yönünden düzenlemek isterse, bu, çevre ile ilgili bir durumdur. Fakat bu durumdan etkilenen bitki ve hayvanları düşünerek yaparsa bu durum ekolojik bir hale dönüşür.
EKOTURİZM : 2002 yılının Mayıs ayında, Kanada'nın Quebec kentinde, 133 ülkeden gelen bin 100 delegenin katılımıyla yapılan "Dünya Ekoturizm Zirvesi"nde,tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım saptandı. Buna göre ekoturizm, "yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanısıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavır" olarak benimsendi.
Yeryüzünün yaşanılan ve değişik canlıları besleyebilir şekilde kararlı bir denge halinde tutulması büyükönem taşır. Bu denge, cansız maddenin eseri olamaz. Canlıları ekolojik yönden ilgilendiren olaylar en çok yeryüzü ve onu çevreleyen atmosferde meydana gelmektedir.
Kısaca günümüzde doğal yapısı biz insanlar tarafından bozulmadan yapılan bitkisel ve hayvansal üretime Ekolojik (Organik ) tarım denmektedir.Buradan yola çıkarak 'Çukur Ovacık Ovası' ve onu çevreleyen vadileri, yaylaları, küçük platoları cay ve dere gibi küçük akarsu kollarını ele aldığımızda, yeryüzü şekilleri oluştuğu günden bu güne kadar, biz insanlar tarafından doğal dengesi (ekolojik yapıs) hiç bozulmadan bu güne kadar devam eden ender coğrafyalardan biridir.
Bu organik coğrafya ya; Kuzgun barajı gerek fiziki yönden gerekse estetik yönden oldukça fazla değer ve önem kazandırmaktadır. Bu ekolojik (organik ) coğrafya ekoturizm yapılmasına çok uygundur.
Bu bölgenin eko turizmin kapasitesine göz atacak olursak:
Güneyde yer alan Kuşun Dağı üzerinde ve Aygır Gölü çevresinde bulunan yaylalar; yayla turizmi için gerekli olan zenginlikte, bulunmaz doğal güzelliklerde floraya ve faunaya sahiptirler.
Bölgenin merkezini oluşturan 'Çukur Ovacık Ovası' ise konaklama yönünden çok elverişli bir yapıya sahiptir. Şöyle ki; Çukur Ovacık içerisine girmiş olan Kuzgun Barajı'nın kolunda su derinliği çok sığ olup, Olta balıkçılığına uygundur. Hatta burada küçük marinalar kurularak yat ve tekne gezintileri yapılabilir. Yaz mevsiminde hafta sonları sosyal etkinlikler düzenlenerek yayla turizmine katma değer katılması mümkündür.
Yaklaşık 150 Kilometre kare alana sahip olan bir ova içerisinde yer alan 8 adet (Çatak, Başovacık, Başkent,Ahırçık, Bingöze, Kabaktepe, Kuzuluk ve Sırlı) köy birbirlerine çok yakın olduğu için bu köylerde üretilen organik et ve süt ürünlerinden faydalanmak ta oldukça kolaydır.
Bölgenin batı kesiminden gecen Erzurum - Rize duble karayolunu kullanarak bölgeye ulaşmak çok kolaydır. Ayrıca bölgenin batı kesimini oluşturan yakada ise 8 adet köy ( Aynalıkale, Üçköse, Karakale, Kızılkale, Kapılı, Toprakkale, Akdağ ve Ağzıacık ) yer almaktadır. Bölgenin Güneyinde ise 7 adet köy (Çamlıca,Kuzgun, Ağzekent, Eşkin kaya, Yeni köy, rizekent ve Cirikli ) bulunmaktadır.
Bölgede mevcut olan 23 adet köy ve 20 den fazla yayla yaklaşık bin 500 kilometre kare alana sahip bir coğrafya üzerine kurulmuştur. Bu coğrafyanın tam ortasında yer alan Kuzgun Barajı, bölgeyi adete cennetten bir belde haline getirmiş bulunmaktadır. Tüm bu güzelliklere ilaveten baraj gölü çevresinde bulunan sarı çam ve yabanı kavak ormanları uzaktan bakıldığında bir kadife görüntüsü oluşturmaktadır.