Kültür-SanatHaber Girişi : 10 Aralık 2012 17:15

''Kürt sorunu yoktur doğu sorunu vardır''

''Kürt sorunu yoktur doğu sorunu vardır''
Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, özellikle son günlerde gündemin ana maddesi olan Kürt sorunu hakkında görüşlerini açıkladı.
Erzurumajans-Yazma hazırlığında olduğu kitabının hazırlıkları için geldiği memleketinde Erzurum Gazeteciler Cemiyeti’nin davetlisi olarak bir söyleşi gerçekleştiren Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, özellikle son günlerde gündemin ana maddesi olan Kürt sorunu hakkında görüşlerini açıkladı.

‘Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Ancak doğu sorunu vardır diyen’ Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, sorunun çözümüne yönelik ipuçları verdi.
Andaç, “Türkiye’nin en temelinde Doğu Sorunu var. Neden bu yalnızca ‘Kürt Sorunu’na indirgenip tartışılıyor. Türkiye’nin ekonomik gelişmesi ağır aksak ilerlediğinden, yatırımlar için halen batı cazibe merkezi kılındığından; diğer alanlardaki eşitsizlik, dengesizlik, feodal yapı vb. doğu kalkınmasının önüne engel olmuştur. Evet, “Kürt Sorunu”nun Türkiye’nin “Doğu Sorunu”nun bir parçası olarak görmek gerekir. Kars’taki, Erzurum’daki, Erzincan’daki insanın yaşadığı ekonomik darboğaz; artık yok edilen tarım ve hayvancılık alanındaki çölleşme onun en temel sorunu” dedi.

TÜRKİYE ORTADOĞU ÜLKESİ DEĞİLDİR

Orda doğuda Arap baharları ile şekillenen yeni devletlerin öncekilerde olduğu gibi suni devlet olduğunu dile getiren Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, Türkiye’nin Ortadoğu ülkesi olarak lanse edilmesinin yanlış olduğunu anlattı.
Andaç, “İslâm, Ermeni, Kürt, Ortadoğu vb. sorunları da bunun içinde düşünmek; eğer çözüm aranıyorsa, Türkiye’nin doğusunu iyi analiz edip neler yapılması gerektiğini yeni baştan düşünmek gerekir” diye konuştu.
Türkiye’nin Ortadoğu ülkesi gibi gösterilmek istendiğine vurgu yapan Andaç, “Unutmayalım ki Türkiye bir Ortadoğu ülkesi değildir. Üzerinde var olduğu Anadolu'nun taşıdığı uygarlıklarla oluşan tarihsel kültürel birikimi, Asya ile Avrupa arasında geçitte bir ülke olma konumu ile kendine özgü nitelikler taşımaktadır. Avrupa için zenginlik Ortadoğu ve Asya için ise bağlantısızlık örneği olabilecek bir birikime sahiptir. Ama ne yazık ki çok partili yaşamın güdümlü siyaset anlayışları Türkiye'nin kendi olma yolculuğunun önünü açmakta hep muhafazakar davranmıştır. Bugün gelinen noktadaki çıkmaz ise aslında bunun bir sonucudur” diye konuştu.

CUMHURİYETLE SEVİŞEMEDİK

Memleketi Erzurum ile ilgili anlatımları ile de dikkatleri çeken Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, “Erzurum 70'li yıllardan itibaren, nitelikli göç verdi ve niteliksiz göç aldı. O nitelikli göç dediğimiz şey, yerli kültürü, yöresel kültürü yaşayan ailelerin göç etmesine neden oldu. Böylece yerel sermaye de göç etti. Yerel kültür, yerel doku, insan ilişkileri, sokak-mahalle kavramı adım adım kaybolmaya başladı. En büyük değişim 1980 sonrası oldu ve 1990'larda kent kimlik değiştirdi. Cumhuriyet'in ilk harcı Erzurum'da yapılmış. Ben çocukluğumdan şunu hatırlarım: Ailemiz çağdaş bir aileydi. Buna rağmen Erzurum'un Cumhuriyet'i, Mustafa Kemal'i daha fazla sahiplenmesi gerekirken; o duygu çok da egemen değildi. Bunun nedeni o muhafazakâr yapının baskın olmasıydı ve o yapı siyasal iktidarlar tarafından sürekli olarak gözetildi ve korundu” şeklinde konuştu.

FERİDUN ANDAÇ KİMDİR?

Feridun Andaç, 1954 yılında Erzurum'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini bu kentte; yüksek öğrenimini İstanbul'da, Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yüksek lisans yaptı. Türkçe ve edebiyat öğretmeni olarak lise ve üniversitede görev aldı. 1987'de kendi isteğiyle görevinden ayrıldı. Temmuz 1987'den bu yana özel kurum ve kuruluşlarda eğitim, halkla ilişkiler, idari işler, yayın tanıtım, reklam işleri, insan kaynakları konularında yöneticiliğin yanı sıra yayınevlerinde editörlük yaptı. Halen özel bir üniversitede "karşılaştırmalı edebiyat"dersleri vermekte, serbest yazarlık yapmaktadır.

Eğitim, kültür, edebiyat konularındaki inceleme, araştırma, deneme çalışmaları çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlayan Feridun Andaç, yurtiçi ve yurtdışında birçok uluslararası toplantıda ülkemizi temsil etti. Yazılarının bir bölümünü topladığı "Gerçekçilik Yolunda" (1989, Cem Yayınevi) adlı yapıtı 1987 Akademi Kitabevi Eleştiri-Deneme Birincilik Ödülü'nü kazandı. "Işık ol, Günüme Ağ" adlı denemesiyle 1994 Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü'nü; Necati Cumalı ile yaptığı "Yazıya Adanmış Bir Ömrün Tanıklığında" adlı söyleşisiyle de 2000 yılı PEN Yazarlar Derneği Onat Kutlar Edebiyat Söyleşisi Birincilik Ödülü'nü aldı. PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği üyesi olan Andaç; Ekonomide Dayanışma (1987-89), Yayın Dünyası (1989-90), TYS Edebiyat (1994-95) adlı dergilerin yayın yönetmenliğini üstlendi; Kavram ve Papirüs Yayınevlerinde editörlük yaptı; TYS Yönetim Kurulu'nda iki dönem görev aldı (1993-94, 1999-Mart 2000) 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.