Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, özellikle son günlerde gündemin ana maddesi olan Kürt sorunu hakkında görüşlerini açıkladı.
Erzurumajans-Yazma hazırlığında olduğu kitabının hazırlıkları için geldiği
memleketinde Erzurum Gazeteciler Cemiyeti’nin davetlisi olarak bir
söyleşi gerçekleştiren Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, özellikle son
günlerde gündemin ana maddesi olan Kürt sorunu hakkında görüşlerini
açıkladı.
‘Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Ancak doğu sorunu
vardır diyen’ Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, sorunun çözümüne yönelik
ipuçları verdi.
Andaç, “Türkiye’nin en temelinde Doğu Sorunu var.
Neden bu yalnızca ‘Kürt Sorunu’na indirgenip tartışılıyor. Türkiye’nin
ekonomik gelişmesi ağır aksak ilerlediğinden, yatırımlar için halen batı
cazibe merkezi kılındığından; diğer alanlardaki eşitsizlik,
dengesizlik, feodal yapı vb. doğu kalkınmasının önüne engel olmuştur.
Evet, “Kürt Sorunu”nun Türkiye’nin “Doğu Sorunu”nun bir parçası olarak
görmek gerekir. Kars’taki, Erzurum’daki, Erzincan’daki insanın yaşadığı
ekonomik darboğaz; artık yok edilen tarım ve hayvancılık alanındaki
çölleşme onun en temel sorunu” dedi.
TÜRKİYE ORTADOĞU ÜLKESİ DEĞİLDİR
Orda doğuda Arap baharları ile şekillenen yeni devletlerin öncekilerde
olduğu gibi suni devlet olduğunu dile getiren Edebiyatçı Yazar Feridun
Andaç, Türkiye’nin Ortadoğu ülkesi olarak lanse edilmesinin yanlış
olduğunu anlattı.
Andaç, “İslâm, Ermeni, Kürt, Ortadoğu vb.
sorunları da bunun içinde düşünmek; eğer çözüm aranıyorsa, Türkiye’nin
doğusunu iyi analiz edip neler yapılması gerektiğini yeni baştan
düşünmek gerekir” diye konuştu.
Türkiye’nin Ortadoğu ülkesi gibi
gösterilmek istendiğine vurgu yapan Andaç, “Unutmayalım ki Türkiye bir
Ortadoğu ülkesi değildir. Üzerinde var olduğu Anadolu'nun taşıdığı
uygarlıklarla oluşan tarihsel kültürel birikimi, Asya ile Avrupa
arasında geçitte bir ülke olma konumu ile kendine özgü nitelikler
taşımaktadır. Avrupa için zenginlik Ortadoğu ve Asya için ise
bağlantısızlık örneği olabilecek bir birikime sahiptir. Ama ne yazık ki
çok partili yaşamın güdümlü siyaset anlayışları Türkiye'nin kendi olma
yolculuğunun önünü açmakta hep muhafazakar davranmıştır. Bugün gelinen
noktadaki çıkmaz ise aslında bunun bir sonucudur” diye konuştu.
CUMHURİYETLE SEVİŞEMEDİK
Memleketi Erzurum ile ilgili anlatımları ile de dikkatleri çeken
Edebiyatçı Yazar Feridun Andaç, “Erzurum 70'li yıllardan itibaren,
nitelikli göç verdi ve niteliksiz göç aldı. O nitelikli göç dediğimiz
şey, yerli kültürü, yöresel kültürü yaşayan ailelerin göç etmesine neden
oldu. Böylece yerel sermaye de göç etti. Yerel kültür, yerel doku,
insan ilişkileri, sokak-mahalle kavramı adım adım kaybolmaya başladı. En
büyük değişim 1980 sonrası oldu ve 1990'larda kent kimlik değiştirdi.
Cumhuriyet'in ilk harcı Erzurum'da yapılmış. Ben çocukluğumdan şunu
hatırlarım: Ailemiz çağdaş bir aileydi. Buna rağmen Erzurum'un
Cumhuriyet'i, Mustafa Kemal'i daha fazla sahiplenmesi gerekirken; o
duygu çok da egemen değildi. Bunun nedeni o muhafazakâr yapının baskın
olmasıydı ve o yapı siyasal iktidarlar tarafından sürekli olarak
gözetildi ve korundu” şeklinde konuştu.
FERİDUN ANDAÇ KİMDİR?
Feridun Andaç, 1954 yılında Erzurum'da doğdu. İlk, orta ve lise
öğrenimini bu kentte; yüksek öğrenimini İstanbul'da, Marmara
Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi'nde yüksek lisans yaptı. Türkçe ve edebiyat öğretmeni
olarak lise ve üniversitede görev aldı. 1987'de kendi isteğiyle
görevinden ayrıldı. Temmuz 1987'den bu yana özel kurum ve kuruluşlarda
eğitim, halkla ilişkiler, idari işler, yayın tanıtım, reklam işleri,
insan kaynakları konularında yöneticiliğin yanı sıra yayınevlerinde
editörlük yaptı. Halen özel bir üniversitede "karşılaştırmalı
edebiyat"dersleri vermekte, serbest yazarlık yapmaktadır.
Eğitim,
kültür, edebiyat konularındaki inceleme, araştırma, deneme çalışmaları
çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlayan Feridun Andaç, yurtiçi ve
yurtdışında birçok uluslararası toplantıda ülkemizi temsil etti.
Yazılarının bir bölümünü topladığı "Gerçekçilik Yolunda" (1989, Cem
Yayınevi) adlı yapıtı 1987 Akademi Kitabevi Eleştiri-Deneme Birincilik
Ödülü'nü kazandı. "Işık ol, Günüme Ağ" adlı denemesiyle 1994 Abdi İpekçi
Barış ve Dostluk Ödülü'nü; Necati Cumalı ile yaptığı "Yazıya Adanmış
Bir Ömrün Tanıklığında" adlı söyleşisiyle de 2000 yılı PEN Yazarlar
Derneği Onat Kutlar Edebiyat Söyleşisi Birincilik Ödülü'nü aldı. PEN
Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Edebiyatçılar
Derneği, Dil Derneği üyesi olan Andaç; Ekonomide Dayanışma (1987-89),
Yayın Dünyası (1989-90), TYS Edebiyat (1994-95) adlı dergilerin yayın
yönetmenliğini üstlendi; Kavram ve Papirüs Yayınevlerinde editörlük
yaptı; TYS Yönetim Kurulu'nda iki dönem görev aldı (1993-94, 1999-Mart
2000)