Arapça kökenli ‘kurban’ kelimesi belki de dilimize en çok yakışan ve sıkça kullandığımız sözcüklerden biridir.
Şiirlerde yerini alarak tahtını koruyan, kendini inancı ve aşkı uğruna feda eden kişide taçlanan ve zalimin zulmüyle harcanan canlar için söylenen cümlede kanlı püskül gibi sallanan bir kelimedir kurban.
Pir Sultan Abdal, “kurban olam kalem tutan ellere,” demiş.
Yazma eyleminin ve yazmayı bilen elin ne kadar değerli olduğunu bu dizede düşünmeye kendimizi azıcık zorlarsak buna kimsenin bir itirazı olmaz sanırım.
“Katip arzuhalim yaz yare böyle…”
Yâre derdini anlatmak, ona ulaşmak için aracı olan kaleme, ele kurban olmak!
Yani amaç, yâre ulaşmak; bunu sağlayana, sırf bu gaye için ona kendi canını sunabilmek!
Bu aşkın aşikar olan yüzü!
Dinsel yönden ise kurban asıl yükünü yüklenmekte; asıl yâre, asıl sevgiliye ulaşmak ve ona bağlılığında aracı olarak kullanılan, feda edilen, sunulan can olmakta.
Ve belki de unutulmaya yüz tutmuş bir gelenektir, dua ederek kurbanın kanından alnımıza sürmek!
Dinsel konuda ahkâm kesecek değilim elbet; ne böyle bir hayalimiz var ne de haddimiz!
Amma kurban sadece bu değil ki!
Dağlarda onsekizlik, yirmilik ve tam da kurban olacak sağlığa sahip gençlerimiz ne için kurban olmakta!.. Bu kurbanlar da vatan için, dirlik için, düzen için sunulmakta değil midir Yaradan’a!
Peki, her zaman yazdığım ve yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim şu HES meselesinde, kim, neresi, ne, ne için, kime kurban olarak sunulmakta.
Hoyratça kullanığımız enerji için mi, dev şirketler için mi; veya ampul denilen havası boşaltılmış bir cam şişe için mi!.. Eğer bunlar içinse Tortum Bağbaşı’nda kurban edilenlenlerin kanını kim sürecek alnına!
İndıklarını ve gördüklerini yazma uğruna kimseye boyun eğmeyen ve yalnızlaştırılarak kendini kurban yerine koyan Erzurumajans gibi yayın organlarının kanı kimin alnında olacak acaba!
Ben bu ihaneti taşıyamam, diyerek aşkını kurban eden sevenin sevdasının kanı kimin alnına sürülecek!
Kurban sözcüğünün geçtiği her tümcede buna benzer sorular sorulabilir; sorulabilir de, bunlara dürüstçe cevap verecek yürek nerede kim bilir!
Çıkar için, kâr için değil, gerçek Yaradan’a ve gerçek Yâr’a sunulan kurbanınız şimdiden mübarek ola!
Kurban kelimesinin yükünü ve kurban edenlerin alnındaki kanı unutmadan, hayırlı bayramlar!