Küçükler'e bir öneri

Geçtiğimiz yıl bir vesileyle Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi’ne gitmiştik. Orada öğrencilerle sohbet ederken, merak ettiğim için sormuştum; “Nurettin Topçu kimdir, bilir misiniz?” diye…

Gençler birbirlerine baktılar ve ne yazık ki hiç biri Nurettin Topçu’yu, yani okudukları okula adı verilen zatı tanımıyordu.

Öğrenciler merak edip araştırmamış, öğretmenleri de lütfedip söylememiş!

Dilimizin döndüğü kadar, gençlere hemşerimiz Nurettin Topçu’yu ve eserlerini anlattık. Sonra fark ettim ki, bu ilgisizlik yalnızca öğrencilerin bir nakısası değildi, oradaki öğretmenler de bilmiyordu, Topçu’yu…

Fevzi Budak, milli eğitim müdürlüğü sırasında, yaptığı pek çok doğru işin yanı sıra, kendi alanlarında temayüz etmiş hemşerilerimizin isimlerini okullara vermişti. İşte o isimlerden sadece bir kaçı:

Emrah, Ziya Paşa, Reyhani, Nurettin Topçu, Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Rıfkı Salim Burçak, Hüseyin Avni Ulaş, Cevat Dursunoğlu, Mümtaz Turhan ve İbrahim Hakkı…

Erzurum, kültür ve fikir iklimi bakımından öyle mümbit bir şehir ki, Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapındaki en önemli üç sosyolog bu şehirden çıkmış:

Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Nurettin Topçu ve Mümtaz Turhan…

Erzurum’un, saymakla bitmeyecek kadar, isim yapmış hemşerisi var; hem de her alanda…

Dolayısıyla bu şehirde yapılan önemli bir hizmete bir isim verileceği zaman ne belediyeler zora girer ne de başka kurumlar… Çünkü Erzurum tarih içerisinde öyle isimler yetiştirmiş ki, bugün bile o kişiler rahmet ve şükranla anılıyor.

Gelelim Başkan Küçükler’e yapacağımız öneriye…

Malumunuz, büyükşehir belediyesi “Mevlana Vadisi” adı altında hakikaten güzel bir çalışma yürütüyor. İçinde yürüyüş yolları, suni göletler, bahçeler, sosyal alanlar, kültür merkezi ve daha nice etkinliğin yapılacağı mekanlar olacak…

Buraya kadar her şey çok iyi…

Fakat bendeniz bu güzel hizmetin ismine itiraz ediyorum.

Şöyle ki:

Hiç kuşku yok ki Mevlana çok büyük bir isim ve İslam aleminin dünya ölçeğinde sembol hale gelmiş bir değeridir.

Mevlana adı, başta Konya olmak üzere hemen her şehirde bir yerlere verilmiştir.

Erzurum’da da önemli bir hizmete Mevlana adı verilmelidir. Lakin bu, bir yürüyüş yolu olmamalı…

Mevlana, eserleriyle, yaşantısıyla ve mesajıyla bilinen bir zat…

Belediye illa da bu evrensel ada saygı duymak istiyorsa, ya büyük bir okula, ya bir kütüphaneye veya bir kültür merkezine Mevlana adı koyabilir.

Park ve bahçe için Mevlana adı bana göre hiç de uygun bir ad değil.

Art niyet aramıyoruz fakat bazen bilmeden de olsa öyle yanlışlar yapılıyor ki, misal adam açtığı ciğerci dükkanına “Bedir Ciğercisi” adını koymuş.

Allah aşkınıza nedir bu Bedir Ciğercisi?

Adama sorsanız ki, “Sen Hz.Hamza’ya mı acıyorsun, Hamza’nın ciğerini söken Vahşi’ye mi?”

Merhum Turgut Özal’ın oğlu Efe, köpeğine “Ökkeş” adını vermişti. Gazeteciler hemen gidip MHP milletvekili Ökkeş Şendiller’e, sormuşlardı:

“Turgut Özal’ın oğlu Efe’nin köpeğinin adı Ökkeş, bu hususta ne diyorsunuz?”

Ökkeş Şendiller, “Ne yani şimdi ben de bir köpek alsam ve adını Turgut koysam yakışık alır mı?” cevabını vermişti.


Bu sebeple diyoruz ki, nereye ne isim koyduğunuz çok önemlidir.

Bir kere isimle, eser arasında bir ünsiyet ve illiyet bağı olmalıdır.

Bale salonuna “Şair Nefi” adını verirseniz sadece komik bir duruma düşmüş olursunuz.

İsimle, eser birbirini tamamlamalı…

Sosyal bilimler lisesine Nurettin Topçu adı ne kadar mütenasip ise, yürüyüş yoluna Mevlana adını vermek de o kadar alakasızdır.

Sayın Küçükler bu itirazımızı dikkate alır mı almaz mı bilemeyiz. Ama biz kendisine dostça bir öneride bulunuyoruz. Diyoruz ki:

Henüz vakit geçmemişken şu Mevlana ismini bir daha gözden geçiriniz ve yaptığınız o güzel hizmete uygun bir isim veriniz. Böylelikle hem Mevlana adı park ve bahçeye verilmemiş olur, hem de o hizmete uygun bir hemşerimizin adı yaşatılmış olur.

Tamam madem öyle bir isim ver, diyorsanız. İşte küçük bir öneri:

Rıfkı Danışman Vadisi…

Bazıları sorabilir kimdir bu Rıfkı Danışman?

Ona verecek bir cevabım olmaz. Sadece gir google Rıfkı Danışman kim diye sor, sana anlatsın derim.

Başka bir isim de olabilir.

Yani Mevlana, bu iş için bulunmuş en ideal isim değil.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Vedat KARATAŞ 01 Ocak 1970 02:00

    Ahmet Savurlu; hamaset ve yalakalık yapmadan önce Türk Dil Kurumu`nun Türkçe İmla Klavuzu eserini bir kez gözden geçir derim. Birincisi Türkçede tamamı büyük harflerle yazı yazılmaz. İkincisi Beyefendiğe değil, Beyefendiye olacak ve üçüncüsü; kanpanya değil kampanya. Kahve ve kenar mahalle ağzıyla konuşan birinden bunların düzeltilmesini istemek fazla biliyorum ama benimdme Türkçe gibi bir hassasiyetim var.

  • M. Emin AYDEMİR 01 Ocak 1970 02:00

    Değerli site editörleri lütfen yazılarımızın tamamını yayınlayınız. Çokça sindirilmiş, pısırık bir yazı gibi kalıyor yazdıklarım.

  • serhat BOZKURT 01 Ocak 1970 02:00

    GORUYORUMKI YAZDIKLARIMIN TAMAMINI YAYINLAYAMIYACAK KADAR CESURSUNUZ...(!)

  • Tubanur Atik 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Bey, Ben bu yazınızda ismi geçen okulda 5 yıldır eğitim görmekteyim. Fakat sizin alenen belirttiğiniz gibi Nurettin Topçu`yu tanımayan öğretmenlerle henüz karşılaşmadım. Karşılaşmam da mümkün görünmüyor. Çok şükür ki, Nurettin Topçu`nun izinden gitmemizi sağlayan hocalarımız var. Ve kendilerinde de onun ilme bakışından emareler görürsünüz. Demem o ki sizin sorduğunuz soruları cevaplayan öğrencilerin okula yeni giriş yapan öğrenciler olması da mümkün. Bütün bir okulu, idareyi, öğrencileri zan altında bırakmak büyük yanılgı.

  • serhat bozkurt 01 Ocak 1970 02:00

    Merak ediyorum hangi vesileyle okuluma geldinizde biz görmedik .... Bizi ve öğretmenlerimizi cahil yerine koymuşsunuz... Kaç kere sordunuz bize NURETTİN TOPÇU kimdir diye... şimdi size soruyorum bu okul bu başarısını nasıl kazandı nasıl SBL olimpiyatlarında madalya kazandı ....

  • M. Emin AYDEMİR 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Bey... Zat-ı ali`nizi yakından tanımam. Ama yazdığınız yazıyı da eğer gazeteciyseniz bir gözden geçirin derim. Bir sosyal bilimler lisesi öğrencisi olarak ... Birinci kural araştırın. Araştırmadan sakın yalan dolu bir haber yapmayın. .... Ben aşağıladağın sosyal bilimler lisesinde beş yıllık eğitimini tamamlamış ve şu anda İÜ Hukuk Fakültesi`nde öğrenim görmekte olan bir öğrenciyim. Okulumda bana Nurettin Topçu`yu da Nurettin Topçu`nun eserlerini de çok iyi öğrettiler. ....

  • Cem Turgut Göktaş 01 Ocak 1970 02:00

    sayın Şener bir Nurettin Topcu mezunu olarak hocalarımı ve arkadaşlarımı eleştirmenize saygı duyarım fakat eleştirdiğinizi sandığınız kendinize göre eksiklik anlamındaki konu için söylüyorum: okulumdaki hiçbir kişi ne Topcu`yu bilmemezlik yapar ne de sizin yaptığınız gibi öğretmenlere değersiz yargılar savurur.Mesele eksik sandığınız şeyse her yerde bulunduğu kuruma yakışmayan kişiler vardır okulumda yok belki ama siz bu aşikar incitici yorumunuzla okulum için minumum düzeyde önem taşırsınız.Keşke kendinizi okulun mükemmel öğrencileri ve öğretmenlerinin devamlı takip ettiği sosyal medya önünde bu kadar küçük düşürmeseydiniz.Kızmayın bize başarılarımızı reklam için kullanmadığımız için belki de o yüzden herkes üstümüze gelmeye çalışıyor.şu kötü yorumunuza bile cevap verecek kadar alçakgönüllüyüz biz.

  • Abdullatif ÜNALAN 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın Mehmet Bey ben Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi 2011 mezunlarından birisiyim. Okulumuz öğretmenlerinin bile Nurettin Topçu`yu bilmediğini yazınızda söylemişsiniz. Öncelikle şunu belirtmek isterim ben şahsım olarak Nurettin Topçu`yu öğretmenlerimden öğrendim. Daha sonra öğretmenlerimizin tatlı zorlamasıyla biz Nurettin Topçu`nun kitaplarını okuduk. Ve o kitaplardan çıkardığımız notlar benim dönem arkadaşlarımın hepsinde hala bulunmakta. Siz yazınızda; sadece bana 5 yıl emeği geçen ve benim gibi diğer arkadaşlarıma emeği geçen öğretmenlerimizin fedakarlıklarını göz ardı etmiş oluyorsunuz. Bu nedenle bir sonraki yazınızda bu durumu düzelteceğinizi temenni ederim.

  • Sinüs Kosinüs 01 Ocak 1970 02:00

    Geçtiğimiz yıl okulumuzu ziyaret etmenize sebep olan o "bir vesile"yi merak ettim doğrusu. Lisans Yerleştirme oranına göre devlet okulları arasında Türkiye ikincisi olmamızı tebrik etmeye mi geldiniz, yoksa ilimizde bir devlet okulunun bilim olimpiyatlarında altın madalya almasını mı kutlayacaktınız?

  • köşe yazarı 01 Ocak 1970 02:00

    bir köşe bulan kendini köşe yazarı sanıyor bu ülkede biri de bu adam

  • Erzurumlu Emrah 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Beye katılıyorum. Merhum üstad Raci Alkır` ın adı verilmeli bence bu projeye...

  • Vedat KARATAŞ 01 Ocak 1970 02:00

    Sen fransızca ajans kelimesini sitenin adına koyarken; fransanın napolyonunamı acıyorsun, yoksa fransız devriminde ölen fransızlaramı. Hiçbir eksik yön bulamadığın bir projenin ismine takılmış olman komik. Sen hangi hakla ciğercinin koyduğu isme ipotek koymaya çalışıyorsunki. Nesin sen? bay doğru mu? Ha birde, edepsizce Vahşi dediğin Hz. Vahşinin sonradan sahabe olduğunu bilmiyormusun.

  • Fatih TOPLOĞLU 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet Bey yazılarınızı fırsat buldukça takip eden birisi olarak, bu gün ki yazınızın giriş bölümünü yadırgadığımı ifade edeyim. Ben yazınızda bahsettiğiniz lisede beş yıl Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmeni olarak görev yaptım. Halen KTÜ İlahiyat Fakültesi`nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Görev yaptığım süre içerisinde Nurettin Topçu Hocamızın düşünce dünyasının birçok öğretmen arkadaş tarafından öğrencilere aktarıldığına bizzat şahit oldum. Okulda bu konuda birçok çalışmalar yapıldı. İki yıl önce Atatürk Üniversitesi`nde yapılan ‘Nurettin Topçu Bilgi Şöleni’ne katıldıysanız, salondaki öğrencilerimizin dikkatinizi çekmiş olması gerekir. Bu bilgi balı başına bir şey ifade etmese de, on binlerce öğrencisi olan bir üniversitede yapılan böyle bir sempozyumu dinlemeye gelenlerin önemli bir bölümünün, dikkatinizi çekerim tatil gününde ve oraya kendi rızasıyla gelen, orta öğretim öğrencileri olması kayda değer bir durumdur. Yazınıza dönecek olursak, öncelikle öğrencilerin ve daha önemlisi öğretmenlerin Nurettin Topçu`yu tanımadıkları yargısını nasıl temellendirdiğinizi anlatma zahmetine girmiyor sadece birkaç kelimeyle geçiştiriyorsunuz. Okula yapılan bir ziyaret sırasında karşılaştığınız ve sohbet etme imkânı bulduğunuz öğrenci sayısını tahmin etmek hiç de zor değil. Buradan yola çıkarak böyle sağlıksız bir genellemeye varmaksa en hafif tabirle insafsızlık olur. Bilmenizi isterim ki okulun mevcut kadrosu entelektüel donanımı oldukça yüksek idareci ve öğretmenlerden oluşmaktadır. Diğer yandan, siz de takdir edersiniz ki, Nurettin Topçu gibi, sosyal bilimler alanının neredeyse tamamına hâkim olan, eserlerini bu geniş sahada vermiş bir filozofun düşüncelerini orta öğretim düzeyindeki öğrencilere aktarmak ve buradan sağlıklı dönütler almak oldukça zor bir iştir. Bu konuda ne kadar çalışma yaparsanız yapın varacağınız yer, çok öteler olmayacaktır. Bu dönemde yapılan çalışmalar ürünlerini yıllar sonra ancak verebilecektir. Topçu konusunda gösterdiğiniz hassasiyeti önemsemekle birlikte, bu hassasiyeti orada büyük fedakârlıklarla emek veren öğretmen arkadaşlarımıza ve bu ülkenin umudu sevgili öğrencilerimize de göstereceğinizi umuyor, bir sonraki yazınızda bu durumu düzelteceğinizi temenni ediyorum. Yrd. Doç. Dr. Fatih TOPALOĞLU KTÜ İlahiyat Fakültesi

  • TC_etveli 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın yazarım;Yazdığınız yazı verdiğiniz isim o kadar tezat ki bu kez beni şaşırttınız. Google de Rıfkı Danışman kimdir diye baktım adam iktisatçı ne işi var park ve bahçe adıyla nasıl bir ünsiyet ve illiyet bağı kurdunuz anlayamadım. Eğer illa bir illiyet ve ünsiyet bağı kurulacaksa park ve bahçe denince akla ne geliyor mesela Fatih Yürek parkı olabilir. Sayın yazarım daha önemli meseleler varken bırakın bu ideolojik yaklaşım yazı tarzlarını. Saygılar sunuyorum.

  • AHMET SAVURLU 01 Ocak 1970 02:00

    ERZURUMUN YETİŞTİRDİĞİ EN BAŞARILI ,GÖZBEBEĞİ GAZETECİLERİMİZDEN SAYIN ÜSTAD MEHMET ŞENER BEYEFENDİĞE TÜM KALBİMLE KATILIYORUM.ERZURUMA AİT BİR YERİN ADI BİR ERZURUMLU İLE ANILMALI.SAYIN MEHMET ŞENER ÖNDERLİĞİNDE BİR KANPANYA BAŞLATMAYI ÖNERİYORUM.TEZ ELDEN BU HATADAN DÖNÜLMELİDİR.