Erzurumajans-Eylül cinayetinde kan donduran detaylar! Caninin telefonunda iğrenç görüntüler.
Ankara Polatlıda kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın cansız bedeni, köye bir km uzaklıkta yeni dikilmiş elektrik direğinin dibinde gömülü bulundu. Eylülün boğularak öldürüldüğü, vücudunda kesici ve delici alet tarafından bırakılan izlere rastlandığı öğrenildi. Tutuklu Uğur K.nın cinayeti intikam duygusuyla işlemiş olabileceği üzerinde duruluyor. Zanlının pedofil eğilimi gösterdiğine ilişkin bulgulara ulaşıldı.
Bursada yaşayan İbrahim ve Şerife Y. çifti, yaz tatili için memleketleri Ankaranın Polatlı İlçesi Uzunbeyli Mahallesine geldi. Çiftin, 3 çocuğundan en küçüğü olan 8 yaşındaki Eylül, 22 Haziran Cuma günü öğle saatlerinde arkadaşları ile oyun oynamak için evden çıktı. En son bisiklet sürerken görülen Eylülün, eve gelmediğini fark eden ailesi, çocuklarını aramaya başladı. Arama çalışmaları sonuç vermeyince durum, Jandarmaya bildirildi. İhbar üzerine köye çok sayıda asker ve AFAD ekibi sevk edildi. 7 gün boyunca havadan ve karadan yapılan aramalara rağmen küçük kızın izine rastlanılamadı.
Olaya ilişkin Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığınca kapsamlı bir soruşturma başlatıldı. Savcılık, Eylülü o gün görenlerin tanıklığına başvurdu.
Eylülün en son bisiklet kullanırken, Uğur K.nın yanında görüldüğü beyanları bu kişi gözaltına alındı. Çelişkili beyanlarda bulunması üzerine Uğur K., savcılık tarafından sevk edildiği mahkemece tasarlayarak öldürme suçundan tutuklandı.
DNA ÖRTÜŞMESİNE RAĞMEN KONUŞMADI
Jandarma, Eylülü arama çalışmalarına da katılan Uğur K.nın el konulan otomobilinde bulunan bir saç teli ile yıkandığı tespit edilen arka koltukları ve paspasları kriminal laboratuvarda incelendi. Eylülün yakınlarından alınan DNA örnekleriyle Uğur K.nın aracının koltuğunun yıkanan bölümünde ve bulunan bir eldivendeki kan lekeleri ile saç teli örtüştü. Bu tespit üzerine şüpheli Uğur K.nın annesi ve eşi de gözaltına alındı. Ancak her 2 isim de Eylüle dair bilgilerinin bulunmadığını savundu. DNAnın örtüşmesinin ardından cezaevinde bulunan Uğur K.nın tekrar ifadesi alındı. Ancak somut bulguya rağmen şüpheli, suçlamayı kabul etmedi. Savcılık, Uğur K.nın olay öncesi ve sonrası irtibatta bulunduğu kişileri mercek altına aldı. Telefon trafiği çıkarılan Uğur K.nın Eylülün kaybolduğu gün 2 kişiyle sık sık görüştüğü belirlendi. Numaraların kullanıcısı 2 şüpheli savcılık tarafından gözaltına alındı. Böylece soruşturmada evli ve 3 çocuk babası olan tutuklu Uğur K.nın yanı sıra annesi, eşi, komşusu bir kadın ile bir erkek dahil 4 kişi gözaltına alınmış oldu.
Acı haber sonrası yıkılan Eylülün annesi ve babası ayakta güçlükle durabildi. Annenin ağıtı yürekleri dağladı. Ailenin evinin bulunduğu Uzunbeyli Mahallesine getirilen Eylülün cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi.
DAKİKA DAKİKA CİNAYET
Soruşturma kapsamında alınan tanık beyanlarına göre, Eylül en son cuma namazına giden cemaatteki bazı kişiler tarafından köy içinde saat 12.40ta Uğur K.nın evine doğru bisiklet sürerken görüldü. Eylüden bir daha haber alınamadı. Eylül, Saat 13.10da ailesi tarafından aranmaya başlandı. O sırada köyde bulunan Uğur K., saat 14.15te aracıyla köyden çıkarken görüldü.
K., saat 14.30da köyde çobanlık yapan biri tarafından Eylülün gömüldüğü yerde görüldü. Daha sonra köye dönerek, Eylülün ailesine Geçmiş olsun dileklerinde bulunan zanlı K. cinayetin ardından köyde başlatılan arama çalışmalarına da kısa bir süre katıldı.
EVA GELİNCE KORKUP KAÇTI
Eylülü aramak üzere köye, kokuya duyarlı iz süren kadavra köpeğinin geleceğinin duyulmasının ardından Uğur K. ile annesi paniğe kapıldı, ikili arama faaliyetine katılanların yanından ayrıldı. Polis köpeği Evanın yapılan aramalarda ilk tepkiyi zanlı K.nın evinde verdiği, bu nedenle ilk etapta bu evin detaylı arandığı öğrenildi. Evanın evin önünde park halindeki Uğur K.nın aracına doğru tepki vermesi üzerine de araçta kriminal inceleme yapıldı, bu şekilde araçta Eylüle ait kan lekesi ile saç teli tespit edildi.
KENDİ DİKTİĞİ DİREĞİN DİBİNE GÖMDÜ
Aracındaki kan lekesi, saç teli ile eldiven ve gömleğindeki kan lekeleri Eylüle ait çıkan tutuklu zanlı, 2 kez sorgulandı. Tüm suçlamaları reddederken, sorgu sırasında soğukkanlı olduğu, sorulan her soruya farklı farklı cevaplar verdiği öğrenildi. Diğer mahkûmlar tarafından linç edilme ihtimaline karşı tek kişilik hücreye alınan zanlının, Eylülün cesedinin bulunmasının ardından yeniden sorguya alınacağı kaydedildi.
Uğur K.nın olay günü Yüzükbaşı yolu mevkiinde arabası ile birlikte görüldüğü beyanları üzerine aramalar o bölgede yoğunlaştırıldı. Bölgede, ceset arama köpeği ile çalışma başlatıldı. Arama köpeğinin tepki vermesi üzerine bir elektrik direğinin dibi kazıldı ve minik Eylülün cesedine ulaşıldı. Direğin sulama sisteminde kullanılmak üzere elektrik getirmek amacıyla zanlı tarafından dikildiği belirlendi.
Zanlının, Eylülün babasının sondaj ve elektrik hattı işlerini aldığı, ancak işleri geciktirdiği bu nedenle de işine son verildiği belirtildi. Cinayetin, intikam duygusuyla işlenmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Eylülün boğularak öldürüldüğü belirlenirken, vücudunun çeşitli yerlerinde kesici-delici alet yaralamaları ortaya çıktı. İlk otopside minik Eylülün bir ayağında kırık da tespit edildi. Eylülün kesin ölüm nedeni otopsi sonucunda belirlenecek. Tutuklu Uğur K.nın daha önce siber polisi tarafından incelenen cep telefonunda çocuk pornosuna rastlandığı öğrenildi. Zanlının pedofil olduğu yönünde bulgulara ulaşıldı.
BOZDAĞ: VAHŞİCE BİR CİNAYET
Türkiye'yi sarsan vahşetle ilgili hükümet kanadından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ açıklama yaptı. Bozdağ, 'Cinsel kastrasyon dediğimiz tedbiri de bütün yönleriyle yeni dönemde devreye sokacağız' dedi.
Bozdağ sözlerine şöyle devam etti:
"Vahşice bir cinayet. Türkiye olarak bu tür cinayetleri önleme konusunda ciddi tedbirler aldık bugüne kadar hükümet olarak. Önümüzdeki dönemde bu tedbirleri tekrar gözden geçirip cezaları daha da artıracak adımlar atacağımızı daha önce açıklamıştık ancak seçimin araya girmesiyle bu düzenlemeler yapılamamıştı. Yeni dönemde bu konularda cezaları daha da artıran adımları atacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek isterim"
Habertürk