Son günlerde bazı çarpıcı haberleri ile dikkat çeken Erzurum'da ki yerel bir gazetenin ''MHP'nin Büyükşehir adayını açıklıyoruz! Yarını bekleyin!'' anonsunu okuyunca içim bir anda 'cızz' etti! Gazete sahibinin MHP'de yönetici ve bu partiye yakınlığı olması sebebiyle elbette ki okuyucular gibi ben de bu anonsa bakınca, doğal olarak, ''Demek ki Büyükşehir adayı belli olmuş. Belli ki o isim yazılacak!''dedim. Ve, fakat! Daha aylar öncesinden bu adayın açıklanmasının ne o partiye ne de adaya bir faydasının olmadığını düşündüm. Yalan yok. Böyle düşündüm. En azından şimdilik hiç gerek duyulmayan aday açıklamasının hem o adayı hem de partiyi yıpratacağı kanaatindeydim. Öyleyse böyle bir haber neden çıkacaktı ve kime faydası olacaktı?
***
MHP'nin adayı beni niye bu kadar ilgilendiriyor meselesini bir anlatayım daha sonra asıl meramıma geçerim! Kuşkusuz bu şehirde yaşayanlardan biriyim. Seçmen olma ötesinde yaşanacak eksikliklerden herkes gibi ben de etkilenir, ben de problem yaşarım. Modern şehircilik anlayışını hedefleyen bir Büyükşehir'in her zaman arkasında olan ben, sadece MHP'nin mi, AKP'nin de adayının kim olacağı ile elbette ilgili olacağım! Oy veririm, vermem! O ayrı mesele! Kimseyi de ilgilendirmez elbet! Ahmet Küçükler ne bileyim Murat Kılıç'ı ne kadar ilgilendiriyorsa beni de elbet o kadar ilgilendirdiği gibi bir şey bu! O açıdan bir defa bir gazeteci açısından da merak uyandırır beni, partilerin adayları. Sakın kınamayın ha! Hele de oyunu önemseyen, en yakın arkadaşına, dostuna, dahi 'sırf partisini benimsemediği için oy vermeyen, o yüzden kötü olan' benim gibi birini!
***
O sebepledir ki MHP'nin Büyükşehir adayı, en az Zekai Kaya kadar da beni alakadar eder! Sözkonusu gazetenin bu iddialı başlığını okuyunca doğal olarak bugünü bekledim. Hem de büyük bir merakla. Son zamanlarda 'yarını hiç bu kadar beklediğim' olmamıştı! Ve o yarın bugün geldi! Doğrusu, uzaklarda olduğum için Face'den takip etmek durumunda kaldığım gazetenin haberi, bende derin bir 'ohh'çektiriyordu! Büyükşehir'in kesin adayı denilen adayın, adaylardan biri olduğu belirtiliyordu. Adayın ismi de resmiyle yayınlanan Avukat Enver Atasever adında biriydi!
***
Erzurum Barosu'na kayıtlı avukatların hemen hemen yarısını tanırım. Bu 'yarısının yarısı' ile de dostane tanışıklığım ve konuşmuşluğum vardır. Doğrusu bugün resmini de gördüğüm halde Enver Atasever ile tanışıklığım yok. Bilmiyorum, en azından varsa ben hatırlamıyorum. Gazetede ilan edilen bu isim ne yalan söyleyeyim beni 'şimdilik' heyecanlandırmadı. Şimdilik diyorum, çünkü yarın bakarsın, duruşu, üslubu ve projeleri ile bende de çekim merkezi de olabilir! Kaldı ki, bir çoğunu heyecanlandırmış olabilir ama beni, ı-ıhh! Ama büyük de konuşmayayım. Daha önce de dedim ya. Ben nedense bu Erzurum'da kime acıdımsa o belediye başkanı oldu! 'Kolluk' bende diye 'kıllık' yapmayayım şimdi! Zaten hep öyle değil mi? Kolluk kimdeyse kıllık da onda oluyor! Bakarsınız Enver Atasever ismi de öyle bir şeydir. İl Başkanı Zekai Kaya'nın avukatı olduğu bilgisini veren partili bir arkadaşım ile dün gece faceden görüştük. O da benimle aynı kanaatteydi. MHP'nin, toplumun bütün kesimlerini heyecanlandıracak bir ismi Büyükşehir'e aday göstermesi gerektiğinden filan söz ediyordu.
***
Üstümüze elbette vazife değil. Ama burada düşüncelerimizi hür bir şekilde açıklamak da kimsenin'engelinde' veya 'yol vermesinde' değil! Son iki seçimde 'Cumhuriyet Caddesi'nde kazanan ama diğer yerlerde kaybeden' adaylar artık MHP'de olmamalı! İsmail Köse gibi efsane bir ismi bile yetersiz bulan ben, mutlak ipi göğüslemek isteniyorsa herkesi heyecanlandıracak isimde ancak mutabık kalırım! Aksi halde böyle muhalif kalırım! O da öyle kolay değildir. İktidar partisini üçüncü dönemi kazanması ne kadar zorsa, bilinsin ki MHP'nin işi bir değil, iki defa zordur! Hele de MHP'nin bir daha seçim kaybetme lüksü kalmamış diye düşünülen bir ortamda olduktan kelli! Bu durumda MHP ne edip edip etkili bir isimde birleşmeli, anlaşmalı. Tabii seçim zamanı Ankara'dan esecek rüzgarı saymıyorum. Zaten rüzgar iyi eserse aday kim olur olsun, fark etmiyor. Ama aksisi işte bal gibi fark ediyor. Haa, böyle düşünüyorum da, kaale alan kimmiş? Eh artık. Onu da öyle düşünenlerin paşa gönülleri bilir!