CHP Erzurum İl Başkanı Tacettin Kızıloğlu, gündeme dair açıklamalarda bulunarak AK Parti hükümetini eleştirdi.
Erzurumajans-CHP Erzurum İl Başkanı Tacettin Kızıloğlu, gündeme dair açıklamalarda bulunarak AK Parti hükümetini eleştirdi.
Kızıloğlu, ilk olarak yüzde 10 seçim barajına değinerek, "Türkiye
demokrasisinin 1980'den bu yana halkın temsili açısından yüzde 10 barajı
gibi çok önemli bir sorunu bulunmaktadır. AKP 2002 seçimlerinde yüzde
34 ile parlamentonun yüzde 65'ine, 2007'de yüzde 46 ile yüzde 62'sine,
2011'de yüzde 49 ile yüzde 60'ına sahip olmuştur. Bu rakamlar da
göstermektedir ki baraj, AKP iktidarının temel dayanağı haline
gelmiştir. Genel Başkanımız, "yüzde 10 seçim barajını içimize
sindiremiyoruz, doğru da bulmuyoruz, kalkması gerektiğine inanıyoruz.
Bunun adı milli irade hırsızlığıdır" dedi. Vatandaşın iradesini hiçe
sayan 12 Eylül darbeci zihniyetinin başımıza musallat ettiği bu barajın
ortadan kaldırılma zamanı gelmiş bulunmaktadır. Çünkü vatandaşın oy
verdiği partinin parlamentoya yansımasını engelleyen yüzde 10 barajı,
temsilde adaleti zedelemektedir. AKP, 12 Eylül darbesine karşı
çıkıyormuş gibi yapıp, 12 Eylül'ün getirdiği yüzde 10 barajına sıkı
sıkıya sarılmaktadır. Bu baraj sayesinde başta Doğu ve Güneydoğu olmak
üzere pek çok ilde hak etmediği halde milletvekili çıkarmakta; böylece
halkın iradesine ipotek koymaktadır. Temsilde adalet için yüzde 1 oyu
alan partiler bile parlamentoya girebilmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin
bireysel başvuruyu gündemine alması beklenmektedir. Anayasa
Mahkemesi'nin yüzde 10 barajının hak ihlali olduğuna karar vermesi
ihtimali AKP'yi ve Erdoğan'ı rahatsız etmiştir. Anayasa Mahkemesi'ni
suçluyor ama esasen Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirmekte,
Cumhurbaşkanı makamını vesayet kurumu haline dönüştürmektedir." dedi.
Açıklamasında daha sonra Somalı işçilerin işine son verildiğini ifade
eden Kızıloğlu, "1 Aralık itibariyle Soma'da 2 bin 831 maden işçisinin
işine son verildi. 301 işçinin katliama kurban gittiği Soma'da, sağ
kalan işçilerin işine son verilmesi, vahşi kapitalizmin kendini
göstermesidir. İşçilere "Ya güvenliksiz madenlere gir, orada öl ya da
işsiz kal açlıktan öl!" denilmektedir. Vahşi kapitalizmin temsilcisi
konumundaki AKP, "fıtrat" adı altında emekçilere sadece açlık, sefalet
ve ölüm önermektedir. 2014 yılı içinde ortalama her gün 5 işçi ve emekçi
kardeşimizi iş cinayetine kurban verdik.
Aktif işsizlik oranı
neredeyse yüzde 20'ler civarına dayanmış durumdadır. İş bulma umudunu
yitiren insanlarımız, artık iş aramaktan vazgeçtikleri için işsizlik
istatistiklerine alınmamaktadırlar. Oysa Türkiye'nin yoksulluk,
yolsuzluk gibi temel sorunları kadar önemli bir diğer sorunu da
işsizliktir ve işsizliktir. Genel Başkanımızın dediği gibi
emekçilerimiz, ya taşeron zulmü altında iş ve sağlık güvencesinden
yoksun, uzun süre ve yüksek riskli koşullarda çalışmaya ya da işsiz
kalarak açlıktan ölüme mahkûm edilmektedir. CHP, madencilik konusunda
10 maddelik bir çözüm paketi hazırladı. CHP iktidarında çalışma
koşulları iyileştirilecek; taşeronluk kaldırılacak; havza madenciliğine
geçilecek, madenlerin denetimi bağımsız elemanlar tarafından yapılacak,
yüksek risk barındıran bütün işyerleri, gerekli tedbirler alındıktan
sonra üretime devam edecektir. CHP iktidarında sendikalaşma teşvik
edilecek; işçinin sendikalaşmasına engel çıkarılamayacak; üye olduğu
sendikadan istifaya zorlanmayacaktır." diye konuştu.
3 Aralık Dünya
Engelliler Gününde engellilerin çok kötü koşullar içinde hayatlarını
sürdürmekte olduklarını ileri süren CHP Erzurum İl Başkanı Tacettin
Kızıloğlu, "Cumhurbaşkanı, Eğitim Şurası'nda konuşurken, gençlerin
Itri'yi, Dede Efendi'yi bilmediğini söylemiştir. Cumhurbaşkanı bunu ilk
defa yapmıyor; her vesilede nasıl yaşayacağımıza, hangi müziği
dinleyeceğimize müdahale ediyor. Devletin ve Hükümetin görevi, yaşam
tarzına müdahale etmek değil, yurttaşları özgürleştirmektir. Devlet,
engelleri kaldırıp eşit yurttaşlık hakkının kullanılmasını sağlamalıdır.
3 Aralık, Dünya Engelliler Günüdür. Bugün engelliler, çok kötü koşullar
içinde hayatlarını sürdürmektedirler. Türkiye nüfusunun yüzde 12'si
engelli konumdadır. Genel Başkanımızın da belirttiği gibi hepimiz her an
engelli konumuna gelebiliriz. O nedenle engellilerin içinde bulunduğu
koşulları çok iyi bilmemiz ve değerlendirmemiz gerekmektedir. Kent
sadece engelsizler için değil, hepimiz içindir. Onların sorunlarını
çözmek hepimizin görevidir. Engellilerin sorunlarını çözmek, partiler
üstü bir alan olmak zorundadır. Devlet; merkezi hükümet ve belediyeler,
engelli yurttaşların diğer yurttaşlar gibi kamu hizmetini alabilmeli
için engelleri kaldırmakla yükümlüdür." şeklinde konuştu.