Yol İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanlığının 9. Olağan Genel Kurul seçimi yapıldı.
Erzurumajans-Yol İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanlığının 9. Olağan Genel Kurul seçimi
yapıldı. Tek liste halinde yapılan olağan genel kurulu Yol İş Sendikası 2
Nolu Şube Başkanı Kıyas Daşkaya yeniden başkan seçildi.
Palandöken'de bir otelde gerçekleştirilen 9. Olağan Kurul genel
seçimine, Yol İş 2 Nolu Şube Başkanlığı Genel Sekreteri Ramazan Ağar,
Genel Başkan Yardımcısı İsmet Tan, Türk İş İl Temsilcisi Yusuf Gökcan,
Koop İş Erzurum Şube Başkanı Tarık Toğrul ve Harp İş Başkanı Sefa Yılmaz
ve çok sayıda delege katıldı. Açılış konuşmasını Yol İş Sendikası 2
Nolu Şube Başkanı Kıyas Daşkaya yaptı. İşçi sınıfı tarihinde kazanılmış
hakların gasp edildiğini, özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın doruk
noktaya çıktığını, açlığın, sefaletin, işsizliğin arttığını,
sendikasızlaştırmanın yaşandığını ve sendikaların kapanma noktasına
geldiğini ifade eden Yol İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Kıyas Daşkaya,milli değerlerin yok edildiğini, yerli üretimin yok bitme noktasına
geldiğini söyledi. Daşkaya, "Dışa bağımlılığın arttığı, daha birçok
olayın yaşandığı ve hükümetin tek başına iktidar olduğu son 12 yıldan
bahsetmek gerekir. Yıllardır ülkeyi idare eden hükümetin emeğe bakış
açısı işçilere ve sendikalara bakış açısı bellidir. Esnek çalışma, Ödünç
işçilik, Telafi çalışması, Çağrı üzerine çalışma gibi kavramları
kanunlaştırarak çalışma hayatına koymuştur. Özelleştirme ve
taşeronlaştırma ile kamuda hemen hemen bütün işyerlerini kapatmış ve
satmıştır. İşçiler işten atılmış, emekli edilmiş, sendikalar kapanma
noktasına gelmiştir. İşçiler asgari ücretle sendikasız ve güvencesiz
taşeron aracılığı ile çalıştırılıyor. Örgütlenmenin önündeki engeller
arttırılmış, sendikasız bir toplum yaratılmıştır. Teşkilatımızın
yaşadığı olayları hepiniz biliyorsunuz. Çalışanları imha projesi
hazırladılar. Önce Köy Hizmetlerini kapatıp, Özel İdarelere devrettiler.
Çalışanları azaltmak için, resen emekliliği denediler. Baskılarla,
yıldırma politikası ile emekliğe zorladılar. Bir kısım işçileri başka
kurumlara verdiler. Bitmedi. Özel idareleri Büyükşehirlerde kapatarak
belediyelere devrettiler. Bitmedi. Belediyelerde mal varlığını kendisi
aldı. İşçileri havuza attılar sonuç. 10 binin üzerinde inşaat iş
kolundaki işçinin iş kolu değişti. Başta Genel Başkanımız olmak üzere
Genel Merkezimiz bu sıkıntıyı en az zararla nasıl atlatırız diye
mücadele etti. Geçicide olsa iş kolu sorununu Çalışma Bakanlığı iş kolu
yönetmeliğinde bir değişiklikle çözdü. Uzun vadeli çözüm için
çalışmaları devam ediyor. Gün geçmiyor ki; iş kazalarında işçi ölümleri
olmasın. Gün geçmiyor ki; taşeron firmalar işçileri işten atmasın.
Güvencemiz yok. Eskiden işçi sağlığı iş güvenliği vardı. Şimdi
değiştirdiler iş sağlığı iş güvenliği yaptılar. İşçinin sağlığı önemli
olsaydı, maden işçilerine yeraltında gazlı, tozlu yemek yediremezlerdi.
Ortaçağın vahşi kapitalizmi bile kölelere yemek verirken prangalarını
açarlardı. Ermenek'teki cinayet filmini biz Soma'da izledik. Senaryo,
konu oyuncular aynı. Bir yanda Emekçiler; Ekmek parası için, kredi borcu
için, çocuğuna patik almak için, ölüm pahasına madene giriyor. Bir
yanda hükümet; esas oğlan filminin kahramanı günlerce uykusuz
kaldıklarını söyleyen bakanlar cenaze müdürleri işlerini çok iyi
yapıyorlar. Cenazeler çıkmadan tabutları ayarlıyorlar. Zaman zaman
televizyonda açıklama yapıyorlar. Kaç kardeşimizin cenazesine ulaştık
diyorlar. Bazen de doğru söylüyorlar. Son dokuz ayda iş kazalarında bin
414 kişi oldu. 2 bin kişi sakat ve malül kaldı. Bizimkiler Letonya'ya
oranla 68 kez istifa etmeleri gerekirdi." dedi.