Hüsnü M. Özyeğin Vakfı'nın, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (DAKA) desteğiyle 2009-2013 yılları arasında Bitlis'in Tatvan ilçesine bağlı Kavar Havzası'nda uygulamaya aldığı "Kırsalda Umut Var" projesi değerlendirme çalıştayı yapıldı.
Erzurumajans-Hüsnü M. Özyeğin Vakfı'nın, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (DAKA)
desteğiyle 2009-2013 yılları arasında Bitlis'in Tatvan ilçesine bağlı
Kavar Havzası'nda uygulamaya aldığı "Kırsalda Umut Var" projesi
değerlendirme çalıştayı yapıldı.
Hüsnü M. Özyeğin Vakfı'nın
organize ettiği ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) Başkanı Adnan Demir, Doğu
Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Planlama Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay,üniversite öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, Hüsnü M.
Özyeğin Vakfı proje koordinatörleri, Van, Bitlis ve Tatvan Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri, çiftçiler ve sektör
temsilcilerinin katıldığı çalıştay programı 2 gün sürdü. Yaklaşık 20
kişiden oluşan heyet ilk olarak Kavar Havzası'nda yer alan Kolbaşı ve
Yassıca köylerinde incelemelerde bulundu. Proje kapsamında kadınların
üretim süreçlerinde daha aktif rol almasını sağlamak amacıyla yalnızca
kadınların yer aldığı arı yetiştiriciliği, el sanatları, çiçek
yetiştiriciliğindeki çalışmalar değerlendirildi. Japonya'nın Ankara
Büyükelçiliği'nin yaptırdığı köy evinde bir araya gelen heyete Bolalan,
Dibekli, Yassıca, Kolbaşı köylerinde devam eden proje hakkında
koordinatörler Murat Bayramoğlu, Nurcan Baysal ve Kemal Uyanık
tarafından bilgi verildi. Kadın çiftçilerin de katıldığı bilgilendirme
toplantısında Kavar Kırsal Kalkınma Projesi'ne devam etmesi için kamu ve
özel sektörün desteği tartışıldı. Akşam geç saatlere kadar köyde
gözlemlerini sürdüren heyet daha sonra Tatvan ilçe merkezinde iki ayrı
değerlendirme çalıştayı yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şemsa Özar'ın
moderatörlüğünde gerçekleşen çalıştayda, Kavar Havzası'nda 5 yıldır
uygulanmakta olan projenin devamı için Hüsnü M. Özyeğin Vakfı ve kamunun
desteğinin devamının sağlanması gibi kırsal politika önerileri
tartışıldı. Kavar Kırsal Kalkınma Projesi'ne beş yıllık dönemde toplamda
4 milyon 321 bin TL harcama yapıldı. Bu harcamaların 1 milyon 712 bin
TL'si M. Hüsnü M. Özyeğin Vakfı, 1 milyon 397 bin TL'si kamu
kuruluşları, 1 milyon 211 bin TL ise Kavar Havzası'nda yer alan
çiftçiler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından sağlandı.
DAP DESTEĞİYLE ERZURUM, ELAZIĞ VE BİTLİS'TE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZLERİ KURULACAK
Çalıştayda konuşan Doğu Anadolu Projesi (DAP) Başkanı Adnan Demir,
Kavar Havzası Projesi'nin sivil inisiyatif ve yerelin sahiplenmesinin
önemli olduğuna vurgu yaptı. Hüsnü M. Özyeğin Vakfı'nın farkındalık
oluşturmasının önemine de değinen Demir, "Proje ilk aşamasını
tamamlamış. Bundan sonrasında şuna bakmak gerekir, bu havza hangi
misyonu üstlenmelidir? Hangi yönüyle öne çıkmalıdır? Hangi
potansiyellerin harekete geçirilmesi gerekir? Bunu destekleyecek altyapı
kapasitesi ve gerekli yatırımlar nelerdir? DAP bu konuda üniversitelere
yıllık 5.8 milyon TL destek veriyor. DAP desteğiyle Erzurum, Elazığ ve
Van'da çiftçi eğitim merkezleri kurulacak. 7 ildeki üniversitelere ahır
yapımı, hayvan alımı gibi konularda destek veriliyor. Bölgede para
problem değil, yeter ki bir şey yapmaya istekli insanlar olsun.
Yaygınlaştırma sürecinde öncelikle bir planlama yapılmalı. O plan
kapsamında kamunun yapacakları da belirli olacaktır. DAP ihtiyaç analizi
ve planlama sürecinde hizmet alımı yapabilir. Sonrasında iş akışı,
bütçe planı, sorumluluk dağılımı belirlenir. Uygulayıcı kurum
belirlenir. Yerel düzeyde bir yürütme ve yönlendirme komitesi
oluşturulur. Bu alanda uzman bir firmanın da danışmanlık vermesi
gerekir. Eğer planlama ve uygulama süreçlerini yürütecek ve yerelde
çalışacak kurumlar olursa DAP destekler. Yaygınlaştırma konusunda IPARD -
LEADER programı etkili olacaktır" dedi.
DAKA, KAVAR HAVZASI PROJESİNE DESTEK SAĞLADI
DAKA Yönetim Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay da, çalıştayda yaptığı
değerlendirme konuşmasında, Kavar Havzası'ndaki çalışmaların kalkınmaya
olan etkileri ve oluşturacağı çarpan etkileri bakımından önemli olduğuna
vurgu yaptı. DAKA'nın 'Kırsalda Umut Var' projesinin TRB2 bölgesinde
uygulanması için destek sağladığını anımsatan Çakay, "Buradaki
çalışmalar kalkınmaya olan etkileri ve oluşturacağı çarpan etkileri
bakımından önemli. Bu projeden alınacak dersler, bundan sonrası nasıl
planlanabilir. Bu proje bölgemizin önemli olduğu için DAKA bu süreci
destekledi. Kavar projesi mikro bir kalkınma programı olarak
değerlendirilebilir. Buradan çıkarılacak dersler çok önemli. Gençlerin
kalkınma süreçlerine katılmaları çok önemli. Vakfın bu süreci
desteklemesi de önemli. DAKA bu örneği yaygınlaştırabilir. Hedef
topyekun kalkınmayı sağlamaktır. Bu kapsamda da Kavar, bir başarı
öyküsüdür ve önemli bir örnek oluşturmaktadır" dedi.
Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk
ise, "Türkiye'de şu an 8 bin tarımsal kalkınma kooperatifi var. Bunların
yüzde 10'u, yüzde 50 kapasiteyle çalışsa kırsal kalkınır. Kadın
kooperatifleri yerine kooperatiflerde kadını tartışmamız lazım. Proje
kapsamında bir çiftçi eğitim merkezi kurulması ve bu merkezin kamu ile
iletişimde olması iyi olur. Pazarlama konusunda sürdürülebilirliği
sağlamak için kamunun Tatvan özelinde bir girişim oluşturması gerekir"
dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Van İl Müdürlüğü'nde görevli
Ziraat Mühendisi Yusuf Taşkın da, "Üretimi arttırmak yetmez, verimliliği
arttırmak gerekir. Vakıf çekilirken yerelde etkin bir insan kaynağı
bırakması gerekir. Örneğin köy koordinatörleri gibi. Projenin kapsamının
insan kaynağı, bütçe gibi konularda yerel tarafından da hayal
edilebilir olması lazım" ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği (AB)
Türkiye Delegasyonu Sektör Yöneticisi Leyla Alma da, "Türkiye'deki gıda,hayvancılık ve tarım alanlarında Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak
hedefleniyor. IPARD uygulaması diğer AB projelerinden biraz farklı. Tüm
yetkiler Tarım Bakanlığı'na devredilmiş durumda. Ama bu süreçte
gecikmeler yaşandı ve doğrudan kırsala yönelik desteklemeler henüz
başlayamadı (devir yetki henüz gerçekleşemedi). 2014 sonuna kadar
başlaması planlanıyor. Her il için bir koordinatör olacak, yerel
planlamalar ve stratejiler oluşturulacak. Amaç talebin yerelden gelmesi
ve ihtiyacın yerelde belirlenmesi. Bu yerel stratejiler arasında da bir
işbirliği olması bekleniyor. Kavar modeli, kırsal destekler hayata
geçirilmeye başlandığı zaman çok önemli olacaktır" dedi.
Türkiye
Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Temsilcisi Ülker Şener ise,"Kamunun baştan itibaren projenin içinde olmaması, sonradan dahil
edilmesi projenin güçlü yanlarından birisi. Türkiye'deki kooperatiflerin
çoğunun problemi kamuya bağımlı olmaları. Türkiye'nin kırsalı çok
homojen, o yüzden bu proje her yere yaygınlaştırılamaz ama belli
bölgelerde uygulanabilir. Bu da bölgesel arası farklılıkları iyi analiz
etmeyi gerektiriyor. Devlet kırsal kalkınmayı ekonomik anlamda ele
alıyor. Bu projenin önemli farklılıklarından biri de sosyal kapasitenin
güçlendirilmesine önem verilmesi" şeklinde konuştu.
Hüsnü M.
Özyeğin Vakfı ve Kavar Proje Koordinatörü Murat Bayramoğlu ise,
"Kalkınma ve kamu yan yana getirildiğinde aşılmaya çalışılan ama hala
çok çaba gerektiren bir alan demokrasi. Kalkınma çalışmaları
demokratikleştirilmediği sürece, ne kadar çaba harcansa da bir yerde
tıkanıyor. Demokratik mekanizmalar kurulmalı ve güçlendirilmeli. Desteği
sağlayan ve alanlar arasında eşit ilişki kurulması önemli" dedi.