SiyasetHaber Girişi : 15 Aralık 2015 14:30

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert sözler

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a sert sözler
Kılıçdaroğlu: "Bunun hesabını verecekler" diyor bir diktatör bozuntusu. Bunun hesabını sen vereceksin sen!
Erzurumajans-ANKARA(ANKA)-CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Efelendiler, kahramanlık edebiyatı yaptılar, şimdi geri çekiliyorlar, ee hani sen geri çekilmeyecektin? Ülkenin en yetkilisi kişisi Sayın Erdoğan geri çekilmeyeceğiz diyor, peki şimdi ne oldu, kim seni kandırdı, niye geri çekiliyorsun?" diye sordu.

CHP grubuna Suruç'ta yaşamını yitirenlerin aileleri de katıldı.

-SURUÇ'TA HAYATINI KAYBEDENLERİN AİLELERİ CHP GRUBUNA KATILDI-

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri, sözlerine, "Allah kimseye evlat acısı vermesin" diyerek başladı.

CHP Genel Başkanı konuşmasında özetle şunları söyledi:

"Annelere, babalara sesleniyorum, sizin seçtiğiniz milletvekilleri parlamentoya gönderdiğiniz milletvekilleri sizin dertlerinizi çözmek için Meclis'te toplanmayacaklar da Allah aşkına ne için toplanacak? 33 çocuğumuz hayatını kaybetti.

-"O BİZİM ONURUMUZ, O BİZİM GURURUMUZ"-

Aramızda şu anda bulunmuyor ama bizi sevince boğan başka bir olay var. Aziz Sancar Nobel Kimya Ödülünü aldı. Hepimizi gururlandıran bir olay. İlk duyduğumda emin olun olağanüstü sevindim. O bir Cumhuriyet çocuğu. O bizim onurumuz, o bizim gururumuz. Sevgili Aziz Sancar seni çok seviyoruz bize mutluluk yaşattığı için.

-"SİLİVRİ'YE GİTTİM"-

Gazetecilerin tutuklanması... Hafta sonu Silivri'ye gittim. İki gazeteci arkadaşımı ziyarete gittim. Eğer demokrasi diyorsak bir ülkede bunun mihenk taşı medyadır, basındır.

Bu işin sağı solu yok. Bu işin ilericisi gericisi yok. Bu işin şucusu, bucusu yok. Medyanın her koşulda özgür olması lazım.

İnsani Gelişmişlik Endeksi yayınlandı. Eskiden 69. sıradaydık, geriledik 72. sıraya, kim bizim önümüze geçti Lübnan, Kostarika ve İran. Türkiye'yi bu hale kim getirdi?

-"BİR DİKTATÖR BOZUNTUSU"-

Eğer siz medyaya baskı uygular, haber yapmasını engellerseniz 'bunun hesabını vereceklerdir' diyor bir diktatör bozuntusu, bunun hesabını sen vereceksin sen.

32 gazetecimiz hapiste, yazık günah değil mi?

-"BİRİLERİ YARGIÇ CÜBBESİ GİYEREK BİRİLERİNİN TALİMATINI YERİNE GETİRİYORSA"-


Biz yargılanmasın demiyoruz. Yargılanabilirler. 'Efendim kaçacaklar' olur mu telefon ediyorsunuz geliyorlar, niye kaçsınlar, 'Efendim haberleri karartacaklar' zaten gazetede yazmış yazacağını, neyi karartacak ama birileri yargıç cübbesi giyerek birilerinin talimatını yerine getiriyorsa o ülkede sorun var demektir, yargı bağımsızlığı açısından sorun var demektir.

-"KORKUYORSANIZ O UÇAĞA NİYE BİNİYORSUNUZ"-

Ayıp olan bir başka şey daha var. Sayın Cumhurbaşkanı gazetecilerle geliyor uçakta, çok sayıda gazeteci var, her şey soruluyor ama bir gazetecinin aklına gelip de gazetecilerin tutukluluğunu sorayım diye gelmiyor aklına, niçin gelmiyor, korkuyorsanız o uçağa niye biniyorsunuz, gazetecilik yapacaksınız bu soruyu niye sormuyorsunuz? Dünyanın sorduğu soruyu sormaktan korkuyorlar, iyi de o uçakta ne işiniz var?

Bir gün baktık gazetelerde manşetler hükümet övünüyor, Başbakan, Cumhurbaşkanı övünüyor 'Irak'a asker gönderiyoruz' diye. Nasıl gönderirsiniz, Irak Merkezi Yönetiminden izin alırsınız, askerinizi gönderirsiniz, ne için Türkiye'nin güvenliği için olabilir, ne için peşmergeleri eğitmek için olabilir, orada IŞİD terör örgütüyle mücadele için olabilir. Kimsenin itiraz ettiği yok ama nasıl yapacaksınız. Eğer siz bir hukuk devletiyseniz evrensel hukuku da bilmeniz gerekiyor. BM gibi bir örgüt var, NATO gibi bir kuruluş var, uluslararası çalışma örgütü gibi örgütler var, AB var, AİHM var. Siz bütün bu hukuka uyacaksınız.

-"ARKADAN BİR DE KAHRAMANLIK EDEBİYATI YAPTIK"-


İkna edersiniz ve gönderirsiniz. Bunu yapmıyorlar. Askeri gönderdik, tankları da gönderdik, arkadan bir de kahramanlık edebiyatı yaptık, 'efendim kimse geri gönderemez', 'onlardan mı izin alacağız biz'. Benzerini daha önce yaşamıştık. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız vardı Taner Yıldız, o da 4 Aralık 2012'de o da biniyor GAP uçağına Erbil'e gideceğiz diyor pilota. Kalkıyorlar. Uçak bir süre sonra Kayseri'ye iniyor. Niye Kayseri'ye indin, Merkezi Hükümet izin vermiyor. Kardeşim niye daha önceden izin almıyorsun, Türkiye'yi niye rezil ediyorsun sen.

-"HANİ SEN GERİ ÇEKİLMEYECEKTİN"-

Şimdi aynı şey, gönderdik, efelendiler, kahramanlık edebiyatı yaptılar, şimdi geri çekiliyorlar, ee hani sen geri çekilmeyecektin, Türkiye'nin saygınlığını ayaklar altına almak için sana bu yetkiyi kim verdi?

-"SİZİ KİM DAVET ETTİ ORAYA?"-

Açıkça Türk Halkına yalan söylediler, dediler ki biz oraya davetli olarak gidiyoruz, davet edildiğimiz için oraya gittik, iyi de kardeşim Irak'ın Başbakanı diyor ki biz davet etmedik, Dışişleri Bakanı diyor ki biz davet etmedik. Ben merak ediyorum sizi kim davet etti oraya? Diyecekler ki yine bizi kandırdılar. Çocuk musun, sen çocuk musun Allah aşkına?

Bir başka çelişki, 'onlardan mı izin alacağız biz gideriz'. İyi de Rus uçağını niye düşürdün o zaman. O da bizim hava sahamızı ihlal etti diye düşürdün. Şimdi sen onların toprağını bu sefer işgal ediyorsun, yetki almıyorsun, izin almıyorsun. Bu çifte standardı dünya görmez mi diyorsun.

Araya bir sürü insan girdi ve Türkiye geri çekildi. Türkiye'nin onuruyla oynamaya bu yetkiyi bu hakkı size kim verdi? Devlet yönetmek bu kadar kolay mı, bu kadar ucuz mu?

-"NİYE GİTTİN, NEDEN GERİ ÇEKİLDİN?"-

'Ben istediğim yere giderim' sanki Trabzon'a, Rize'ye, Diyarbakır'a asker gönderiyoruz, Irak'a gönderiyoruz. Nasıl gönderiyoruz, orası başka bir ülke. Peki bu geri çekilme nedir, niye gittin, neden geri çekildin? Önceden heyetin gitmesi gerekirken sonradan heyet gönderildi.

Ülkenin en yetkilisi kişisi Sayın Erdoğan geri çekilmeyeceğiz diyor, peki şimdi ne oldu, kim seni kandırdı, niye geri çekiliyorsun, bunlar birike birike Türkiye'nin itibar kaybına yol açıyor.

Biz bunları eleştirdik diye 'dış politikayı mı eleştiriyorsun, Türkiye Cumhuriyeti Devletini küçük mü düşürüyorsun'. Küçük düşüren ben değil, küçük düşüren sizsiniz."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Doğu ve Güneydoğu'ya bakın, kentler Beyrut gibi, Lübnan gibi? Belli bölgelere girilmiyor. O bölgenin insanı şimdi Suriyeli mülteciler gibi göç etmeye başladı" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri özetle şöyle dedi:

"Doğu ve Güneydoğu'ya bakın, kentler Beyrut gibi, Lübnan gibi? Belli bölgelere girilmiyor. Hendekler kazılmış. Hendekleri kazanlar şunu unutmasınlar. Türkiye'ye en büyük kötülüğü siz yapıyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi?

-"O BÖLGENİN İNSANI ŞİMDİ SURİYELİ MÜLTECİLER GİBİ GÖÇ ETMEYE BAŞLADI"-

O bölgenin insanı şimdi Suriyeli mülteciler gibi göç etmeye başladı. Yazık günah değil mi bu insanlara.

Soru şu; 78 milyon vatandaşıma şu soruyu soruyorum, Türkiye'yi bu hale kim getirdi?

-"KENTLERİ SİLAH DEPOSUNA DÖNÜŞTÜRMESİ KİMİN ZAMANINDA OLDU?"-

Soru iki; bu Çözüm Süreci denen süreç içinde terör örgütünün kentlerde yuvalanması ve kentleri silah deposuna dönüştürmesi kimin zamanında oldu? Kim yaptı bunları? Valilere talimat verdiniz 'aman sakın dokunmayın', güvenlik güçlerine talimat verdiniz 'sakın dokunmayın'. Ee onlar da silahlandılar.

-"İÇERİDE VE DIŞARIDA ÇUVALLAYAN BİR TÜRKİYE YÖNETİMİ VAR"-

Türkiye'yi yeniden bir terör batağının içine sürükleyen bir iktidarın sorunları çözme kapasitesi bitmiştir. Çözemez sorunları artık. Kendisi sorun olan bir siyasal iktidar ülkeyi yönetemez, yönetemiyor da. Türkiye'nin bir numaralı sorunu yönetim sorunudur. İçeride ve dışarıda çuvallayan bir Türkiye yönetimi var.

-"KİM SİZİ KANDIRMADI?"-


PKK bizi kandırdı diyor, Esad bizi kandırdı diyor, Irak bizi kandırdı diyor. Sizi kim kandırmadı Allah aşkına bir de onu söyleyin bir öğrenelim. Kim sizi kandırmadı?

-"BİLDİĞİNİ OKUDU VE TÜRKİYE'Yİ BU NOKTAYA GETİRDİ"-

Nasıl çözüleceğini söyledik, parlamentoyu adres gösterdik ama hiç dinlemedi. Ben bildiğimi okurum dedi. Bildiğini okudu ve Türkiye'yi bu noktaya getirdi.

Sivas'ta bir fabrika var demir-çelik fabrikası. Geçen hafta orada işçiler eylem yapıyordu. Kimsenin sahip çıkmadığı işçiler, özellikle sendika başkanlarına söylüyorum. Sıcak koltuklarında oturan sendika başkanlarına söylüyorum, altlarında lüks arabalarla gezen, işçinin parasıyla gezen sendika başkanlarına soruyorum, o sendika ağalarına soruyorum ben. İşçiler eylem yapıyor, hiçbir partinin sahip çıkmadığı işçilere biz sahip çıktık, beş arkadaşımı görevlendirdim, bu işçilerin derdi ne diye. Bir rapor yazıp geldiler.

40 bin dönüm arazide kurulan bir fabrika var.115 ailenin lojmanı var, bekar lojmanı var, düğün salonu, camisi, spor tesisi var.

-"SONUNDA FABRİKA BİR MAFYA LİDERİNİN ELİNE DÜŞÜYOR"-

Açıldığında 747 çalışanı var. Özelleştiriliyor yaklaşık 10 milyon dolar. Tam bir felaket. Sonunda fabrika bir mafya liderinin eline düşüyor.

Gidiyorlar AKP milletvekillerine, bizim gücümüz mafya liderine yetmiyor diyorlar. Ee senin gücün ona yetmiyor da niye gariban işçiye yetiyor senin gücün kardeşim. Onun oturduğu lojmanın elektriğini niye kesiyorsun sen?

-"ÇÜNKÜ SEN O MAFYA LİDERİYLE ZATEN KARDEŞSİN"-

İşçiye gelince gücün yetiyor, mafya liderine gelince 'gücüm yetmiyor', neden çünkü sen o mafya lideriyle zaten kardeşsin.

-"17-25 Aralık aynı zamanda yolsuzlukları anma haftası"-

17-25 Aralık aynı zamanda yolsuzlukları anma haftası. Birileri sanıyor ki biz yolsuzlukları unutacağız. Hiç meraklanma, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak bizim namus borcumuzdur. Onun hesabını sormadan bizim bu işin arkasını bırakmamız mümkün değildir. Koşullar ne olursa olsun yolsuzluk yapanlar hangi mevkide olursa olsun bunun hesabını sormak her yurtseverin her vatanseverin boynunun borcudur."

-KILIÇDAROĞLU'NUN OĞLU GRUP TOPLANTISINI İZLEDİ-

Bu arada CHP Grup toplantısını Kılıçdaroğlu'nun oğlu Kerem Kılıçdaroğlu da salondan izledi.

Basın mensuplarının soruları üzerine Kerem Kılıçdaroğlu, Güney Kore'de sürdürdüğü siyaset alanındaki doktora eğitiminin sonuna yaklaştığını ifade etti.

İlk kez grup toplantısına katıldığını kaydeden Kerem Kılıçdaroğlu, "Türk siyasetini nasıl bulduğu" sorusuna da, "Biraz karamsar. Kore'den de bakınca yine aynı. Biraz demokrasiden uzaklaşma var. Biraz daha otoriterliğe doğru gidiyor" yanıtını verdi.

Başkanlık sistemi sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Onunla ilgili bir çalışmam ya da araştırmam yok" dedi.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.