CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "CHP olarak siz de onlar gibi yönetebilecek misiniz?" diye soruyorlar. Hayır tövbe biz çalmayı bilmeyiz!
Erzurumajans-(ANKA)-CHP
lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul'da yapılacak Yüce Divan oylaması
öncesinde AK Partili milletvekillerine, "Kirliliği buraya
bulaştırmayalım. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz, kullanacağımız
oylardır. parlamentonun namusuyla görev yapmasını istiyorum" derken dört
eski bakana da, "Lütfen kürsüye çıkın, yürekli olun, korkmayın, namuslu
adamlarsanız asla korkmayın, 'biz Yüce Divana çıkmak istiyoruz' deyin,
neden korkuyorsunuz. Korkunun ecele faydası yoktur" diye seslendi.
Partisinin
grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı dört eski bakan hakkında
Genel Kurul'da yapılacak Yüce Divan oylaması hakkında konuştu.
CHP lideri şöyle dedi:
"Bugün oylama olacak, biraz sonra Genel Kurul'da?
Diyor ki Hakkı Köylü 'efendim yeteri kadar delil yok'.
-AK PARTİLİ VEKİLLERE SESLENDİ, ÖZAL DÖNEMİNDEN ÖRNEK VERDİ-
Bir
olay anlatacağım. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin
vicdanına sesleniyorum. Rahmetli Özal, Başbakan. Bir gün bir işadamı
gelir, 'benden bir bakan rüşvet istiyor' der. O da Adnan Kahveci'yi
görevlendirir. Ceketinin cebine bir teyp yerleştirir. Ve rüşveti kayda
alıyor. Mahkeme kararı yok, hiçbir şey yok. Götürür, Özal'a verir. Özal,bakanı aldı, Yüce Divan'a gönderdi. Kendisi de gitti soruşturma
komisyonunda ifade vermeye.
Delil derseniz sadece bir ses kaydı var ve Yüce Divana gönderdi.
Bu
olayda ses kaydı mı var mı, var; mahkeme kararıyla mı, evet; görüntüler
var mı, evet görüntüler de var; para kasaları evet onlar da var; senin
önüne yatarım diyen evet o da var; evladım kaç lira var, birkaç kuruş
babacım, oğlum kaç lira var, bir trilyon civarında babacığım diyen ses
kayıtları da var, ayakkabı kutuları var, MİT'in dönemin Başbakanına
verdiği 3 sayfalık rapor var.
-"AK MI KARA MI ÇIKACAK ORTAYA"-
Şimdi
görüşülecek, ak mı kara mı çıkacak ortaya. Bu parlamento ulusal
Kurtuluş Savaşını yöneten parlamentodur. Bu parlamento kirliliği kabul
etmez. Kirliliği buraya bulaştırmayalım. Hepimizin vicdani, ahlaki
sorumluluğu var. Çocuklarımıza karşı, ülkemize karşı, vatanımıza karşı
sorumluluğumuz var. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz,
kullanacağımız oylardır.
-DÖRT ESKİ BAKANA SESLENDİ-
Dört
sayın bakandan da istirham ediyorum, lütfen kürsüye çıkın, yürekli olun,korkmayın, namuslu adamlarsanız asla korkmayın, biz yüce divana çıkmak
istiyoruz deyin, neden korkuyorsunuz. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz
kurtulacağınızı sanıyorsanız bunu unutun, gün gelir yine hesap
vereceksiniz, yol yakınken şimdiden gidin, aklanmak istiyorsanız, gidin
aklanın, kaçarsanız zaten bu toplum sizi vicdanında mahkum edecektir.
-"ONLAR VİCDANLARINI SATTILAR, ONLAR KENDİLERİNİ DE SATTILAR"-
O
nedenle buradan bütün Adalet ve Kalkınma Partisinin saygıdeğer
milletvekillerine sesleniyorum, 9 kişi hariç, komisyonda görev yapan 9
kişi hariç, onlar vicdanlarını sattılar, onlar kendilerini de sattılar,
dünyanın en ağır mirasını çocuklarına bıraktılar, yolsuzlukları kapatan
üstünü örten kişiler olarak bu parlamentonun tarihine geçtiler.
O
nedenle önümüzdeki süreçte yani bugün oy kullanırken madem ki kapalı
bir yere gireceksiniz, bir vicdanınıza sorun, bir ahlakınıza sorun, bir
inancınıza sorun, az önce okuduğum Peygamberin sözlerini kulaklarınıza
getirin, vicdanınıza getirin, ne diyordu, sizden öncekiler şu yüzden
helak oldu diyordu, Sevgili Peygamberimiz, içlerinden güçlü biri
hırsızlık yapınca onu serbest bıraktılar, güçsüz biri bir şey çalınca
onu cezalandırdılar. Ve helak oldular.
-"PARLAMENTONUN NAMUSUYLA GÖREV YAPMASINI İSTİYORUM"-
Bir
toplumu saygın kılan yolsuzluğun üstüne gitmektir, rüşvetin üstüne
gitmektir, ben umudumu yitirmiyorum, yitirmekte istemiyorum,
parlamentonun namusuyla görev yapmasını istiyorum. Eğer parlamento görev
yaparsa emin olun Türkiye'nin itibarı sadece Türkiye'de değil sadece
halkın nezdinde değil bütün dünyada artacaktır. Bütün dünya şunu
söyleyecektir, evet Türkiye Cumhuriyetinde bir TBMM var ve sonuna kadar
toplumun haklarına sahip çıkıyor diyecektir."
CHP Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "karikatür" eleştirisine,
"Hayatımda böylesine bir alçakça suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya
kalmadım. Alçak diyeceğim de, alçağın da bir sırası var, çukur.
İnsanların yüreklerine kin ekmek, kin tohumları ekmek bir Başbakan'a
yakışır mı? Gerçi Başbakan diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal
Başbakan" diye yanıt verdi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, Başbakan'ın eleştirilerine yanıt vererek şöyle dedi:
-" ALÇAK DİYECEĞİM DE, ALÇAĞIN DA BİR SIRASI VAR, ÇUKUR"-
Sayın
Davutoğlu mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Paris'e gitti. O
gitti, geldi, arkadan CHP'yi suçlamaya başladı. Söylediği şu; 'CHP,
Hazreti Peygambere hakaret eden karikatürleri savundu'. Hayatımda
böylesine bir alçakça suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım.
Böylesine alçakça bir suçlamayla CHP hiçbir zaman karşı karşıya
gelmemiştir. Nasıl yapıyorsunuz? İnsan da vicdan olur, insan da ahlak
olur, insan da dürüstlük olur. Alçak diyeceğim de, alçağın da bir sırası
var, çukur?
- "SANAL BAŞBAKAN"-
İnsanların yüreklerine
kin ekmek, kin tohumları ekmek bir Başbakan'a yakışır mı? Gerçi Başbakan
diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal Başbakan. Böylesine bir iftira
nasıl atılır?
CHP hiçbir zaman hiçbir kutsalın karşısında olmamıştır. Bütün peygamberleri de, dört kitabı da hak biliriz.
-"BUNLAR KARANLIK DÜNYALARIN ADAMLARIDIR"-
Sen
kim oluyorsun, kim oluyorsun da benim inancımı, benim dinimi
sorgulayacaksın, sana bu yetkiyi kim verdi? Bunlar karanlık dünyaların
adamlarıdır. Asıl, İslamiyet'e asıl Müslümanlığa en büyük kötülüğü
yapanlar bunlardır.
-VATANDAŞLARA SESLENDİ-
3 Mart 2014?
Bunların Genel Başkanı Muğla'da konuşuyor. 'Bizim rahmetimiz gazabımızı
aşacaktır' diyor. Kimsin sen, senin rahmetin gazabını aşıyor. Sözlükte
rahmet nedir, onu okuyayım, Allah'ın kullarına acıması, onları sevgi,
şefkat ve merhametle muamele etmesi anlamında Kurani bir tabirdir diyor.
Kendi rahmet dağıttığını söylüyor. Bu mu Müslümanlık?
İçişleri
Bakanı Efkan Ala, 14 Temmuz 2014, 'Peygamber gurura kapıldı, biz gurura
kapılmadık' diyor. Hala koltuğunda oturuyor. Kendisini peygamberden
üstün gören bir zihniyet. Şimdi ben Davutoğlu'na soruyorum, Sevgili
Peygamberimize hakaret eden kim? Sen ağzını açıp bir cümle kullandın mı
acaba?
AKP Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz, 'Hazreti İbrahim tabii ki benim, Hazreti Muhammed ise en küçük kardeşim'.
Davutoğlu buna bir şey diyor mu, diyemez. Onların inancı farklı?.
- "DİN TÜCCARLIĞI YAPIYORLAR BUNLAR"
Davutoğlu
bir şey dedi mi, demedi, Abisi bir şey dedi mi, o da demedi. Bunların
amacı ne, din tüccarlığı yapıyorlar bunlar, dindar değiller. Dini
siyasete alet ediyorlar bunlar, iktidarda kalmak için yapmayacakları
hiçbir şey yoktur. Din dahil, iman dahil, Kuran dahil, peygamber dahil,
her şeyi istismar ediyorlar, bu kadar vicdansız insanlar bunlar.
Bütün dindar kardeşlerime sesleniyorum. Hala uyanmayacak mısın, hala konuşmayacak mısın?
Din siyasetin aracı olabilir mi, din ticaretin aracı olabilir mi?
Davutoğlu
bir şey dedi mi, tık yok, abisi bir şey dedi mi, tık yok. Çünkü
iktidarda kalmak için her şeyi satarlar, her şeyi istismar ederler. O
nedenle ben muhafazakar kardeşlerime sesleniyorum, dindar kardeşlerime
sesleniyorum. Bunları iyi tanıyın. Ahmet Arif diyor ya; engerekler ve
çıyanlardır bunlar diye. Aynen öyle?.
Düne kadar cami yalanlarını yapıyorlardı.
Dokuz
tane örnek verdim. Araştırsak daha çok örnek çıkar. Bunu yapan
insanların yakından uzaktan Müslümanlıkla ilgisi yoktur. Din tüccarı
ayrı, dindar ayrı, ikisini ayırıyorum?
-HAZRETİ MUHAMMED'İN SÖZÜNÜ HATIRLATTI-
Sevgili
Peygamberimizin bir sözü var, diyor ki, 'sizden öncekiler şu yüzden
helak oldu, içlerinden güçlü biri hırsızlık yapınca onu serbest
bıraktılar, güçsüz biri bir şey çalınca onu cezalandırdılar, yemin
ederim kızım Fatıma da çalsa mutlaka cezalandırırım'.
Bugün bakacağız.
-YUNUS EMRE'DEN ÖRNEK VERDİ-
Yunus
Emre'den bir dörtlük okuyarak bu bölümü bitirelim. Yunus Emre şöyle
diyor; emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din
olanın, rehberi şeytan olmuştur.
-KENDİSİNE İŞSİZ BİR VATADAŞIN MEKTUBUNU OKUDU-
Bunların rehberini artık herkes biliyor.
Siyasetin konusu işsizlik, her taraf yanıyor. Ama çözemiyorlar. Bana gelen bir mektubu okumak istiyorum.
'Torpillerin, haksızlıkların had safhaya vardığı ülkemizde gerçekten artık iş bulamıyorum diyor.
Şanlıurfa'da tüm eğitimimi tamamladım.
Üniversiteyi üstün başarı burslu okudum.
İşsizim.
Binlerce yere başvurdum. Ancak hiçbir yere yerleşemedim. Kiradayım. İki
küçük kız evladım ve bir eşim var. Onlar için yeri geldi gündüz
utandığım için geceleri soğukta sokaklarda çöp arabasıyla çöp toplayıp,
satarak, ekmek parasını çıkarmaya çalışırken, yeri geldi hamallık
yaparak çocuklarıma ekmek parası çıkarmaya çalıştım.
Bir işim bile yok. '
Siyasetin konusu bu, bu sorunu çözelim.
KPSS
sınavına girmeden AKP yandaşları hiçbir sınava girmiyorlar. Onlar
yerleşince bunlara yer kalmayacak, devletin kadrosunu sınavsız olanlar
dolduruyor."