Kılıçdaroğlu Erdoğan için "Aslında kendisine diktatör dediğim için değil, diktatör bozuntusu dediğim için bozuluyor" diye konuştu.
Erzurumajans-ANKARA (ANKA)-CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında başlatılan soruşturma için, "Sanıyorlar ki kendilerinden korkacağız. Savcı da olsa Cumhurbaşkanı da olsa Başbakan da olsa kim olursa olsun Allah'tan başka kimseden korkmayız... Cumhurbaşkanlığı makamı delidir ne yapsa yeridir makamı değildir...Cumhurbaşkanlığı makamı delidir ne yapsa yeridir makamı değildir... Talimat veriyor, Cumhuriyet savcısı derhal soruşturma açsın diyor, biz de takipçisi olacağız. Ben de takipçisi olacağım, hiç meraklanma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğim bu olayı... Neredeyse hava durumunu da cumhurbaşkanı açıklayacak" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı makamı delidir ne yapsa yeridir makamı değildir" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:
-"ŞEHİTLERİMİZİN KANLARI ONLARIN YAKALARI VE ALINDADIR"-
"Neden Türkiye bu halde? 2002'de Türkiye'yi sıfır terörle devraldınız. Bugün kan gölüne döndü Türkiye. 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor?
Fotoğraflara bakın Suriye'den, Beyrut'tan ne farkı var o fotoğrafların.
O şehir merkezleri silah deposu haline getirilirken valilere ve kaymakamlara 'sakın ha bunlara dokunmayın' diye talimatı veren bu iktidar sahiplerini hiç mi sorgulamayacaksınız, talimatı verdiler. Şehitlerimizin vebali onların omuzlarındadır, şehitlerimizin kanları onların yakaları ve alındadır.
Şimdi kalkmış aslan kesiliyorlar.
-UZMAN ER VE ERBAŞLARA SESLENDİ-
Er ve erbaşlarla ilgili kanun teklifi geldi.
Bir kanun getirdiler bunların aylıklarını asgari ücrete değil, memur aylıklarına bağladılar. Çünkü o kadar artmasını istemiyorlar. Buradan uzman er ve erbaş arkadaşlarıma sesleniyorum, sizin davanızı takip edeceğiz, gerekirse Anayasa Mahkemesine kadar taşıyacağız.
AKP hükümetleri döneminde faili meçhullerin sayısı 208."
-ADALET BAKANI'NA YANIT VERDİ-
Hakkında açılan soruşturmaya işaret eden CHP Genel Başkanı şöyle dedi:
"Bekir Bozdağ bunların Adalet Bakanı, diyor ki 'eleştiri değil' diyor, 'edepsizliğin, ahlaksızlığın ve terbiyesizliğin ifadesidir' diyor. Ne zamandan beri namusa ve şerefe bağlı olmamak edepsizlikle eşleşti.
Kenan Evren'in arkasında yüzde 92 oy vardı, ona sen diktatör demiyor muydun?
Cumhurbaşkanlığı makamı delidir ne yapsa yeridir makamı değildir. Herkes bunu böyle bilsin.
Bunun bir de başdanışmanı var, diktatör bozuntusunun, başdanışmanı var Şeref Malkoç, o da başka bir fırıldak, partiden partiye geziyor.
-"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE KADAR GÖTÜRECEĞİM"-
Ve talimat veriyor. Cumhuriyet savcısı derhal soruşturma açsın diyor, biz de takipçisi olacağız. Ben de takipçisi olacağım, hiç meraklanma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğim bu olayı.
-DAVUTOĞLU'NA YANIT VERDİ-
Sayın Davutoğlu da tabii Bremen mızıkacılarının bir başka aktörü. 'Cumhurbaşkanımıza yaptığı ithamı kendisine aynen iade ediyorum' diyor. Namusu ve şerefi aynen kabul ediyorum. Ama yeminini bozup namus ve şeref kavramını ayaklarının altına alanı kimse kusura bakmasın ben affedemem.
Asıl tarafsızlığa itiraz etmesi gereken Davutoğlu'nun olması lazım. Sen akademisyensin. Mürekkep yalamışsın, sözde bir de kitap yazmışsın.
-"NEREDEYSE HAVA DURUMUNU DA CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYACAK"-
Neredeyse hava durumunu da cumhurbaşkanı açıklayacak. O noktaya geldi. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden ve onun bakandan istirham ediyorum, her sabah lütfen Cumhurbaşkanına hava durumunu versinler, o da kamuoyuna özel bir açıklama yapsın. Eğer konuşacaksa bari bu konuda konuşsun, biz de faydalanmış oluruz.
-"BİRİSİNİN SANA HADDİNİ BİLDİRMESİ LAZIM, BEN DE O GÖREVİ ÜSTLENDİM"-
Cumhurbaşkanlarına herkesin saygı göstermesi lazım. Ben buna hep özen gösterdim ama ne zaman ki tarafsızlığını bozdu, üstelik bir değil üç değil buraya geldi, eee kusura bakma, birisinin sana haddini bildirmesi lazım, ben de o görevi üstlendim.
Diktatör bozuntusu dediğim için bozuluyor.
-DİKTATÖRLERİN ÖZELLİKLERİNİ ANLATTI-
Diktatörlerin bazı özelliklerinden bahsedeceğim.
Birinci özelliği şudur, diktatörler dünyanın her tarafında hırsızdırlar.
İkinci özellikleri diktatörlerin kamu kaynaklarını kendi cüzdanı gibi görürler.
-ÖRTÜLÜ ÖDENEK-
Örtülü ödenekten örnek vereyim. Erdoğan'ın örtülü ödeneği. İlk 11 ayda 1 milyar 616 milyon liralık bir örtülü ödenek kullanmış. Nereye kullandığını kimse bilmiyor.
Cumhurbaşkanlığı bütçeleri? Ahmet Necdet Sezer 7 yılda Ahmet Necdet Sezer'in harcadığı bütün para 167.4 milyon lira yani eski parayla 167 milyar lira.
Sayın Abdullah Gül?O da 722 milyon lira para harcamış.
Erdoğan 1.5 yılda harcadığı para 2 milyar 800 milyon lira.
-"SEZER'İN 7 YILDA KULLANDIĞI PARANIN TAM 18 KATINI 1.5 YILDA HARCADI"-
Abdullah Gül'ün 7 yılda kullandığı paranın 4 katını 1.5 yılda, Sayın Ahmet Necdet Sezer'in 7 yılda kullandığı paranın tam 18 katını 1.5 yılda harcadı.
-"BABALARININ ÇİFTLİĞİ GİBİ ÜLKEYİ YÖNETMEK İSTERLER"-
Diktatörlerin üçüncü özelliği bunlar babalarının çiftliği gibi ülkeyi yönetmek isterler.
Diktatörlerin dördüncü özelliği dikta yönetiminde düşünceyi açıklama özgürlüğü yoktur, basın özgürlüğü de yoktur.
Diktatörlerin beşinci özelliği kedilerine diktatörler denilmesini aslında istemezler.
Bizim ki aslında diktatör denmekten alınganlık göstermiyor o bozuntu lafına?
Daha 1.5 yıl cumhurbaşkanı, 1300'den fazla vatandaş hakkında dava açmış.
Altıncı özellik de bunların yönetiminde istikrar olmaz, özgürlük olmaz.
Yedinci özellikleri diktatörler yalan söylerler.
Sekizinci özellik diktatörlerin çevresi ona tanrısal bir güç vermeye çaba harcar.
Yeni bir İslam anlayışını zorla topluma dikte ettirmeye çalışıyor.
Dokuzuncu özellik dikta yönetimlerinde olağanüstü israf olur. Temsil ve ağırlama giderleri. Geçen yıla göre yüzde 135 oranında arttı.
Bunların özelliklerinden birisi kendilerine güçlü bir medya grubu oluşturmak.
-"BİZ BİLDİĞİMİZ YOLDAN DÖNMEYECEĞİZ"-
Biz bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz. Gittiğimiz yolun doğru bir yol olduğuna inanıyorum. Ahlaklı ve erdemli yoldur.
Buraya gelirken arkadaşlarım haber verdiler. CHP Genel Merkezinin önüne Türkiye Gençlik Dernekleri Federasyonu diye genç grubu bir çelenk bırakmış. Çelengin üstünde yazan şu, 'siyasette önce ahlak ve maneviyat'. Arkadaşlara dedim eğer ayrılmadılarsa kendilerine çay, kahve ısmarlayın, biz de aynısını savunuyoruz.
Tarafsızlık konusunda namusu ve şerefi üzerine yemin eden birisi sözünü tutmazsa o çelengi bırakacağınız yer Cumhurbaşkanlığı kaçak sarayıdır, oraya bırakın.
Önce ahlak ve maneviyat."