Karayolları hedef büyüttü...

Son zamanlarda o kadar çok "rol" yapan kişilerle karşılaştık ki, "yol" yapan birini görünce hem şaşırdık hem de sevindik.

Son zamanlarda o kadar çok "rol" yapan kişilerle karşılaştık ki, "yol" yapan birini görünce hem şaşırdık hem de sevindik.

Rol yapanlar şimdilik bir kenarda dursun, en iyisi biz yol yapan bir insanı size takdim etmeye çalışalım.

Adı; Şenol Altıok...

Görevi; Karayolları Bölge Müdürü...

Genç, dinamik, heyecanlı, samimi ve cesur bir bürokrat...Daha doğrusu çok iyi bir görev adamı...

Nasıl ki bir zamanlar bir Cengiz Al vardı; hani ayaklarında asfalta bulanmış çizmeleriyle il genel meclisi toplantısına katılırdı ve bu manzaraya şaşıranlara, "ben masa başında oturan biri değilim, yol inşaatından geliyorum" derdi.

Ya da çok yakın tarihte iz bırakmış müdürlerden biri olan Mahmut Yıldız...

Şimdi şartlar da, imkanlar da çok değişti.

Fakat "hizmet anlayışı" değişmiyor.

Eğer siz bu millete ve ülkeye hizmet etmeyi amaçlamışsanız, nerede ve hangi görevde bulunursanız bulunun anlayış değişmez:

Daha çok çalışmak...

Cesur olmak...

Dürüst olmak...

Ayrım yapmaksızın herkese eşit davranmak...

Şenol Bey işte böyle bir yönetici...

Erzurumlu, hatta Doğulu değil ama bu coğrafya için gecesini gündüzüne katan  "tam inanmış" bir güzel insan...

Şenol Bey`in davetlisi olarak dün sabah, bir grup meslektaşımla birlikte Karayolları`ndaydık...

O anlattı biz dinledik, biz sorduk o cevapladı.

Karayolları Bölge Müdürlüğü`nün yaptıklarını ve yapacaklarını duyunca hayli şaşırdık.

Üzerinden geçip  gittiğimiz bu bölünmüş yolların hangi koşullarda yapıldığını öğrenince, yol yapanlar gözümüzde büyüdü...

O davet sırasında öğreniyoruz ki, Karayolları Erzurum Bölge Müdürlüğü;  2011 yılında tamamı bu şehrin ekonomisine dahil olan 235 milyonluk bir bütçe kullanmış.

…Ve yine öğreniyoruz ki, önümüzdeki yılda bu rakam 315 milyon lira olacak.

Kop Geçidi ve Ovit Tüneli bu bütçenin dışında.

Şenol Bey`in en büyük hedefi ; Doğu`yu Karadeniz`e, Karadeniz`i de Doğu`ya ve de Güneydoğu`ya, hatta Ortadoğu`ya bağlayacak olan geçitlerin inşası için en kısa zamanda eyleme geçmek...

Erzurum öyle stratejik ve jeopolitik bir arsa üzerinde ki,  hedeflenen bağlantıların sağlanması halinde Doğu bir anda üç ayrı limana inebiliyor, hem de birkaç saat içinde...

Tortum`dan Artvin`e, İspir`den Rize`ye, Aşkale üzerinden de Trabzon limanına kısa zamanda inmek artık uçuk bir hayal değil...

Dağlar delinecek, tepeler kesilecek, yollar kısalacak...

Yani; ıraklar yakın olacak. Kıtalar birleşecek.

Tamam; akşamdan sabaha olmayacak ama bu uğurda bir irade var ve artık bu irade kuvveden fiile geçmek üzere...

Şenol Altıok, işte bu hayale inanmış  bir yönetici...

"Gitmediğin yer senin değildir" demiş, Karayolları`nın kurucusu kabul edilen Sadrazam Halil Rıfat Paşa...

Şenol Bey, işte o inanç ve ilkenin bayraktarlığını yapan bir cesur adam...

Daha çok yol yapmanın yanısıra yapılmış olan  yolların da standardını yükseltmek istiyor.

Sadece şehirlerarası yolları değil, tali yolları da dert ediniyor.

Ayrıca yolları değil, Aras üzerindeki Çobandede ile Garaz üzerindeki tarihi köprüyü de dert ediniyor, o köprülerin restorasyonunu da programa alarak tarihe ve kültüre selam veriyor.

Popülist değil...

Politikacı namzeti değil...

Reklam peşinde değil...

Dedik ya o sadece "yol" yapma derdindeki bir adam...

Bazılarının "biz yaptık" deyip övündüğü nice yolları da Karayolları`nın yaptığını dün öğrendik.

Misal; Konaklı ve Dağ Mahallesi`ndeki spor tesisine giden yol...

Ya da Palandöken`in zirvesine çıkan yol...

Meğerse birileri sahne önünde rol keserken, Şenol Bey ve ekibi arka planda kalıp, yol yapmışlar.

Bilmiyorum Dr. Mehmet Dumlu Aydın`ın kulakları çınlamış mıdır acaba? Çünkü, "Bu ülkede yol yapanlar, rol yapanları geçmediği sürece kalkınamayız" sözü O`na aittir. Ve dün o toplantı da o  sözü çok tekrarladık.

Teşekkürler Şenol Bey ve Şenol Bey`le birlikte bu yolda yürüyen düzgün insanlar...

Teşekkürler bu ülkeye bu hizmeti sunan ve insanlarımıza bu hizmeti layık gören Ak Parti Hükümeti`ne...

Not:

Ziya Hoca`nın cevabı...

Birkaç gün önce, "Prof.Dr. Ziya Yurttaş`a madalya takalım, Özer Ayık`ı  asalım" başlıklı bir yazı kaleme almıştık ya... İşte o yazıyla ilgili pek çok kişinin yanı sıra Ziya Hoca da bizi aradı ve telesiyejde asılı kaldığı anın görüntülerini internete aktardığı için pişman olduğunu, hatta bu görüntü nedeniyle çıkan tartışmalardan dolayı da Erzurum`dan özür dilediğini söyledi.

Hoca, medeni ve düzgün bir insandır. Yaptığı yanlışı gördü ve özür dilemesini bildi. Biz de Hoca`ya teşekkür ediyoruz. Fakat öyle angutlar var ki mevcudiyetleriyle her dakika bu şehre ve insanlığa zarar vermelerine rağmen, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi görüyorlar ve de pişkin pişkin gülüyorlar.

H
oş Ziya Hoca`yı onlarla mukayese etmiyoruz ama keşke o angutlar ders çıkarabilse; ama nerede... 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Z.YILMAZ 01 Ocak 1970 02:00

    Övülecekleri övüyor...Yerilecekleri yeriyorsunuz...Bunları yaparken kendiniz(menfaat gütmeden) için yapmadığınız yazılardan paçık belli..Bir Erzurumlu olarak teşekkür ederim...Birde şehrimizin kangranı olan eğitimine bir neşter vursanızda...Erzurum için asıl iyiliği o zaman yapmış olmazmısınız...!!!Selam ve dua ile...