AK Parti Erzurum Milletvekili aday adayı SETA Vakfı Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, İHA Erzurum Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti.
Erzurumajans-AK Parti Erzurum Milletvekili aday adayı SETA Vakfı Ekonomi Direktörü
Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, İHA Erzurum Bölge Müdürlüğünü ziyaret
etti.
Bölge müdürü Ayhan Türkez ile bir süre sohbet eden Prof. Dr.
Karagöl, Türkiye'nin barış köprüsünü enerjiyle kuracağını söyledi.
Ekonomik gündem kadar, siyasi gündemin de en önemli değişkeni haline
gelen enerjinin Türkiye"nin en önemli konularından biri olduğunu ifade
eden Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, "Uzun bir dönem enerji
kaynaklarından yoksun olmayı kader olarak kabul eden bir ülkeden, enerji
alanında merkez ülke olmayı hedefleyen bir ülke durumuna geldi Türkiye.
Yalnızca bu bile, Türkiye"nin 2000"li yıllarda gösterdiği ekonomik ve
siyasi atılımı açıkça gösteriyor" dedi.
Türkiye"nin 2002"den sonra
enerji alanında attığı adımları, uygulanan ve planlanan projeleri
incelemek ve yeni dönemdeki enerji politikalarını belirlemek amacıyla
SETA Araştırma Asistanı Salihe Kaya ile birlikte hazırladıkları "Enerji
Arz Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru (GGK)" başlıklı analizin tanıtım
toplantısı SETA Vakfı"nda yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Erdal Tanas
Karagöl, açıklamasında şunları kaydetti; "Enerji Bakanı Taner Yıldız"ın
da katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Türkiye"de enerji konusunda
atılacak adımların yalnızca ekonomik avantajlarının olmadığı, aynı
zamanda ülkenin uluslararası arenada elini güçlendireceği vurgulandı.
Aslında bu durum bir nevi Türkiye"nin 2023 ekonomik ve siyasi vizyonunda
enerjinin mihenk taşlarından biri olduğunu da ortaya koyuyor.
ENERJİ İHTİYACI, KÜRESEL UZLAŞI ARACINA DÖNÜŞEBİLİR
Türkiye"nin bugününü ve geleceğini değiştirme potansiyeline sahip GGK,ana kolları olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans
Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile yalnızca bir enerji transferi projesi
anlamını taşımıyor. Bu projeler, geçiş güzergahındaki ülkeler arasındaki
yalnızca ekonomik ilişkileri değil, siyasi ve kültürel ilişkileri de
güçlendirecek potansiyele sahiptir.
Bu potansiyelin harekete
geçirilebilmesi için Türkiye"nin uluslararası ilişkilerinde kendi
çıkarlarına uygun davranarak hareket etmesi, reel politikanın gereği. Bu
gerçeklik göz ardı edilmeden, Türkiye enerji sınırlarını
genişletmelidir. Çünkü panelde de öne çıktığı gibi, gelişen, büyüyen ve
ilerleyen Türkiye"nin enerji politikasının durağan kalması beklenemez.
Zaten 2023 yılına Yeni Ekonomik yapısıyla girmek isteyen Türkiye"nin
enerji alanında etkin rol oynaması kaçınılmazdır.
Panelde dikkat
çekilen diğer bir konu ise, TANAP ve TAP"ın geçiş güzergahında
sağlayacağı istihdamla oluşacak ekonomik canlılıktır. İstihdamı yalnızca
boru hatlarının inşa sürecinde görev alacak olanlarla sınırlayamayız.
Başbakan Davutoğlu"nun katılımıyla imzalanan TANAP ana boru hattı alım
sözleşmesinde, hatta kullanılacak boruların yüzde 80"inin Türkiye"de
bulunan firmalar tarafından sağlanacak olması, Türkiye"deki üretim
sektörünün geldiği nokta açısından sevindiricidir.
Enerji
politikalarında sevindirici olan diğer bir nokta ise, Türkiye artık
diğer ülkelerin direktifleri doğrultusunda bir enerji politikası
izlemiyor. Örneğin dünyanın İran"a olan tavrı, Türkiye"nin bu ülkeye
olan bakışında belirleyici bir unsur değildir. Bakan Taner Yıldız"ın da
dikkat çektiği gibi, Türkiye diğer politikalarda olduğu enerji
politikalarını da ulusal çıkarlarını gözeterek belirlemektedir. Aslında
bu durum, yeni bir ekonomik ve siyasi düzenin de kurulma eşiğinde
olduğumuzun habercisi.
Bu eşikte, Avrupa Birliği ülkelerinin enerji
bağımlılığı Türkiye"nin AB üyeliğini de etkileyen bir faktör. AB
ülkelerinin yüksek orandaki enerji bağımlılığı, TANAP ve TAP ile
gerçekleşecek doğalgaz transferinde Türkiye"nin elini güçlendiriyor.
Ayrıca yüksek bağımlılık oranı, AB"nin geleceğini de şekillendirecek.
Çünkü enerji bağımlılığına alternatif çözümler üretemediği takdirde, AB
ülkelerinin enerji arz güvenliğini sürdürülebilir kılması mümkün değil.
Bu aşamada Türkiye, doğalgaz talep eden AB ülkeleri ve doğalgaz arz eden
ülkeler arasında stratejik bir konuma yükseliyor.
Bu nedenle,
enerji konusunun hem ülkemizde hem de dünyada gündem maddesi olmaya
devam edeceğini söyleyebiliriz. Açıktır ki, bu konuda Türkiye"nin
oynayacağı uzlaştırıcı rol bölgesel ve küresel barışa da katkı
sağlayacaktır.
ENERJİ PROJELERİ SİYASİ İSTİKRARLA GERÇEKLEŞİR
"Enerji Arz Güvenliği ve GGK" panelinin en dikkat çeken tespiti ise
Bakan Taner Yıldız tarafından yapıldı. TANAP ve TAP"ın ilk konuşulmaya
başlandığı günlerde, bu projeleri Türkiye"nin gerçekleştirilmesinin
mümkün olmadığı dile getiriliyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise,
Türkiye"nin 21. yüzyılda enerjinin merkez ülke olma ihtimalinden
bahsediyoruz. Bu kapsamda, Türkiye için hayal olarak dile getirilen
projelerin gerçekleştirildiğine tanıklık ediyoruz.
Bu sürecin
yaşanmasındaki temel faktör siyasi istikrardır. Sivil siyasetin hakim
olmadığı, iç ve dış müdahalelerle siyasi ve iktisadi gündemi belirlenen
bir ülkede, ulusal enerji politikalardan bahsedilemez. Bu nedenle, büyük
projelerin uygulanabilmesi, yatırımların devam edebilmesi ve ülkenin
küresel sermaye için çekim merkezi olabilmesinin ön şartı siyasi
istikrardır. Aksi takdirde bugünü belli olmayan bir ülkenin yarını
şekillendirebilecek projeleri uygulamasından söz edilemez."