26 Şubat 1992 mâtemli bir gün... Bu kanlı tarih, "Hocalı Katliamı"nın yıldönümü... Garabağ-Hocalı'da yüzlerce mâsum çocuk ve sivil soydaşımızın, Ermenilerce vahşi bir biçimde katledildikleri hüzünlü günün yıldönümü... Tüm insanlık ahlâk ve vicdanının sessiz ve suskun kaldığı bir gün ve sergilenen hayasızca bir vahşet.. Kanayan yaramız Karabağ'ın talân edildiği bu günde; "Çırpınırdı Karadeniz; bakıp Türk'ün bayrağına" şiirinin müellifi Ahmet Cevat'ın, hak ve özgürlük haykıran "Susmaram" şiiri, hiç bir islâm ülkesinin yanımızda olmadıği bu kara yaslı günümüzde, duygularımıza ve de öfkemize tercümân olur her halde diye düşündüm.
S U S M A R A M
Men bir gulam, yük altında ezilmişem, gardaşım,
Sevinç bilmez bir mahkûmam, ahû-zârdır sırdaşım.
Damga vurub, zencirleyib tullamışlar zindâna,
Karlı-buzlu cehennemler mesken olmuştur bana
Mene dinme, sus deyirsen, ne vahtacan susacam,
Buhranların, hicrânların, mâhbesinde galacam?
Niye susum, konuşmayım, insanlıkda payım var,
Menim ana vatanımdır talân olan bu diyâr.
Niye susum, konuşmayım, Türk yurdudur bu toprak,
Oğuzların, elhanların vatanında kimdir, bak!
Bu dünyada azâdlığı şan şöhretten üstün tut,
Alçaklığı, yaltaklığı rezilliği sen unut!
Nece susum, konuşmayım, men eyleyim heyânet?
Hani sevgi, hani vatan, de harda galdı millet?
Men bir gulam, yerim altun, suyum gümüş, özüm aç,
Atam mahkûm, anam sail, elim her şeye möhtaç.
Men Türk evlâdıyam, derin aklım, zekâm var,
Ne vahtacan çiynimizde gezecektir yağılar?
Ne kadar ki, hakimlik var, mahkûmluk var, ben varam,
Zülme garşı isyânkaram, ezilsem de susmaram