Beyaz zambaklar ülkesi denildiği zaman akla nasıl Finlandiya geliyorsa, Anadolucoğrafyasında Erzurum denilince de hatıra; karlar diyarı, karın, kışın, soğuğun memleketi gelir.
Her ne kadar bugünlerde kar’a hasret kalmış olsak da uzun kış mevsiminin sürdüğü ve tabiatın beyaz örtüye büründüğü Erzurum’a: “Beyazlıklar diyarı da” diyebiliriz.
Kar’ın sergilediği beyazlık nasıl hayatımızda önemli bir yer tutuyorsa, “Herşey zıttı ile kaimdir” düsturu gereği, “Kara” kelimesi de Erzurumluların aşina olduğu bir kavramdır.
Karasu’dur nehrimizin adı
Karakış olarak bilinir kışımız
Karaçoban, Karayazı’dır ilçelerimiz
Karakız türkülerimizde söylenir
Kara kargadır kuşumuz
Kara yağızdır dadaş delikanlıları
Kara gözlü olur dadaş kızları
Kara kucaktır güreşimiz
Kara fırında pişer ekmeğimiz
Karabekir Paşa’dır komutanımız
Kara kovandır balımız
Kara koyundur davarlarımız
Kara Fatma’dır milli kahramanımız vs.
Ülkenin bağımsızlığına kavuşmasında cepheden cepheye koşan, kurtuluş savaşındaki fedakârlığı ile tarihte iz bırakan, üsteğmen rütbesiyle ordudan emekli olan ve kendisine bağlanan maaşı almayıp Kızılay’a bağışlayan, sonunda çöplüklerden nafakasını çıkarmaya çalışan, Darülaceze’de ölen, mezarı bile olmayan milli kahraman, hemşehrimiz kara bahtlı Fatma Seher, nam-ı diğer Kara Fatma…
Hatırlanacağı üzere geçen yıl 11 Mart’ta ER-VAK, hemşehrimiz Kara Fatma’yı anma toplantısı tertip ederek, bu yiğit dadaş kızının müthiş mücadelesini ve hüzünlü sonunu kamuoyuna yansıtmıştı.
Mangalda kül bırakmayan, vatan, millet ve Erzurum sevdalılarından, tabir yerindeyse bir tek ses bile çıkmamıştı.
Hani biz hep kahramanlarımızla övünür, onların mücadelelerini anlatırız da iş vefa konusuna gelince ortalarda görünmeyiz.
Erzurumluluk söz konusu oldu mu kimselere söz bırakmayanlar ise Kara Fatma’ya bir vefa borcu olduklarını hiç hatırlamadılar bile.
Hemşehrileri onu pek fazla tanımasalar da ülkede Kara Fatma’ya çok şeyler borçlu olduklarını bilenler ve onu hatırlayanlar da yok değildi.
Geçen hafta bir davetiye aldık, zarfı açtığımızda; Erzurumlu Üsteğmen Kara Fatma’nın, Gonca Elmas Akay tarafından kaleme alınan romanın tanıtım toplantısına davet edildiğimiz yazıyordu.
Heyecanlandık ve Çırağan Sarayı’nda yapılan “Kara Fatma Romanı’nın Tanıtım Toplantısı”na katıldık.
(TÜMBİAD) Tüm Bürokratlar ve İşadamları Sosyal Dayanışma Platformu’nun organize ettiği ve seçkin davetlilerin katıldığı bu tanıtım toplantısında kürsüye çıkan konuşmacılar, Erzurumlu dadaş kızı Üsteğmen Kara Fatma’yı o kadar güzel anlattılar ki içimizden; ahde vefa böyle olur diye gıpta ettik gururlandık, ama bu kahramana memleketi Erzurum’da böyle bir ilgi gösterilmemesine de kırıldık, üzüldük.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Kara Fatma heykelini yaptığını, Kara Fatma’ya Safranbolu Belediyesi’nin ve Karabük Dernekler Federasyonu’nun sahip çıktığını görünce, ey gidi dadaşlar diyarı, bu nasıl bir vefasızlık diye de sormadan edemedik.
Romandan sonra, Kara Fatma ile ilgili bir film çalışmasının da yapılacağı toplantı sırasında kulağımıza yansırken, çekilecek bu filmin Nenehatun filmi gibi boş salonlara oynamayacak kadar profosyonelce yapılmasını, konuyla yakından ilgilenenlere iletme fırsatı bulduk.
Geçen yıl Erzurum’daki Kara Fatma’yı anma programına konuşmacı olarak katılan Sn. Ercan Çitlioğlu Hoca’mızın, bu romanın hazırlanmasındaki katkılarını da ifade ederken, bir hafta içerisinde ikici baskısı yapılan Kara Fatma romanının gelirlerini Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacak olan Sn. Gonca Elmas Akay Hanımefendi’ye, Erzurumlular adına sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.