Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilciliğince song ünlerde artan terör olaylarına karşı basın açıklaması yapıldı.
Erzurum Ajans-Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilciliğince song ünlerde artan terör olaylarına karşı basın açıklaması yapıldı.
Havuzbaşı’nda ki kent meydanında düzenlenen “Kanlı Teröre Lanet”
açıklamasına Kamu-Sen üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi Müfit Bayraktar, son günlerde
artan hain terör olayları nedeniyle halkın derin bir üzüntü içinde
olduğunu belirterek, “Hemen her gün yeni bir şehit haberi gelirken, eli
kanlı terör örgütü gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş, mübarek Ramazan
Bayramında dahi hain saldırılarını sürdürmüştür.
Bir taraftan
mayınlı tuzaklarıyla Mehmetçiklerimizi şehit eden caniler, diğer
taraftan da Gaziantep'te sivil vatandaşlarımıza yönelik olarak
düzenledikleri bombalı saldırı ile 9 masum vatandaşımızın ölümüne, 69
vatandaşımızın da yaralanmasına neden olmuştur. İnanıyoruz ki; bu vahşi
eylemleri gerçekleştiren caniler, akıttıkları kanda boğulacaktır.
Acımızı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Öfkemiz çığ gibi. Ama devletimizin
bekası, milletimizin birliği için gözyaşlarımızı içimize akıtıyor,
acımızı içimize gömüyoruz.
Dik duracağız. Birlik ve beraberliğimizi bozmayacağız, metanetimizi koruyacağız.
Öncelikle terörü, teröristi, destekçilerini ve milletimizin yaşama
hakkı gasp edilirken susanları nefretle lanetliyoruz.” Dedi.
“Terör
örgütü ve onun destekçisi olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki,
ülkemizi bölmeye, bizi bize düşman etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir”
diyen Bayraktar daha sonra şunları kaydetti; “Türk milleti artık
sabrının sonuna gelmiştir ama büyüklüğün göstergesi de kimsenin
dayanamadığı acılara dayanmak, kimsenin gösteremediği sabrı
göstermektir.
Ancak, terör belasının bu boyutlara gelmesinde etkili olan olayları da görmezden gelemeyiz.
Yıllardır terörle mücadelede yanlış yol ve yöntem izlendiğini haykırdık.
Terör sorununun, Kürt sorunu olarak tanımlanmasıyla başlayan, açılım
safsatasıyla devam eden süreçte, Türk Hukuk tarihine kara bir leke
olarak geçen Habur Olayı, Oslo görüşmeleri, bazı milletvekillerinin
terör örgütünü masum gösterme çabaları ve terörist- milletvekili
kucaklaşması, caniler için en büyük cesaret kaynağı oldu.
Yıllardır
terör örgütü mensuplarına gösterilen hoşgörü, sonunda silahsız
vatandaşlarımıza bombalı saldırı yapılmasına kadar varmıştır.
Birkaç gün önce tüm Türkiye’nin gözleri önünde, bizzat TBMM üyeleri
tarafından kucaklanan terör örgütü üyeleri, buradan aldıkları güç ve
malûm çevrelerin verdiği destekle eylemlerini artırmıştır.
Büyük
Ortadoğu Projesi’nin fiilen hayata geçirilmesiyle, bölgesel özerklik ve
federalizm gibi tarafımızca asla kabul edilemeyecek taleplerini daha gür
bir sesle dillendiren bu kesimlerin takındığı bu aymaz ve cüretkâr
tutum, bu projenin eşbaşkanı tarafından mutlak surette irdelenmelidir.
Komşumuz Irak’ta yaşanan otorite boşluğu ile palazlanan bu kanlı terör
örgütünün, Suriye’de yaratılan kaosla daha rahat hareket imkânı
bulması; bölgede silahlı kuvvetlerimize ağır silahlarla hain pusular
kurmasına ve sivil vatandaşlarımızı dahi katletmesine yol açmaktadır.
Gaziantep’teki bu saldırılar, bugüne kadar teröristle mücadele yerine
müzakere yapan anlayışın gözden geçirilmesi zorunluluğunu ortaya
koymuştur.
BU DEVLETE SAHİP ÇIKMAK HER TÜRK VATANDAŞININ ASLİ GÖREVİDİR
Ancak öfkemiz ve acımız gözlerimizi kör etmemeli, bin yıllık kardeşliğimize gölge düşmemelidir.
Terörle mücadele, uzun soluklu, kararlı ve etkili olmalıdır. Suçlu
cezasını çekmeli, yaptığının karşılığını almalı ve belasını mutlaka
bulmalıdır. Bunun dışındaki her uygulama, teröre davetiye çıkarmak
anlamı taşımaktadır. Bu süreçte Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu
milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu, dost
düşman herkes görmelidir.
Devletimiz büyüktür ve terörü de terörün
arkasındaki güçleri de alt edecek güce sahiptir. Bundan hiç kimsenin
şüphesi olmamalıdır. Gün; yaşadığımız acı ve öfke ile sağduyumuzu
kaybetme değil; gün birlik, beraberlik ve soğukkanlılıkla terörün kökünü
kazıyacak adımları atma günüdür. Türk milleti büyük bir millettir.
Büyüklüğümüzü vakur duruşumuzla, olaylara gerçekçi yaklaşımımızla
göstereceğiz. Terörü alet olarak kullanan dış güçlerin oyununa
gelmememiz gerekmektedir. Terörün kökünü kazımanın tek yolunun askeri
olmadığı, bu tür oluşumlarla baş etmek için onların ekonomik, siyasi,
askeri ve toplumsal desteğinin kesilmesi gerektiği herkesin bilgisi
dâhilindedir. Bu süreçte bizlere düşen, her ortam ve platformda terörün
ve teröristin çirkin yüzünü dünyaya göstermek olmalıdır.
Terörün
yok edilebilmesi için alınacak ekonomik ve sosyal tedbirlerin sivil
toplum kuruluşlarının işbirliğiyle hayata geçirilmesi büyük önem
taşımaktadır.
Türkiye Kamu-Sen, bu yönde devletimizin atacağı her türlü adıma gücünün yettiği kadar destek vermeye hazırdır.
Ancak, en küçük bir olumsuzlukta, insan hakkı, özgürlük, demokrasi
gibi kavramları kullanarak ülkemize ve devletimize saldıran çevrelerin,
sivil Türk vatandaşlarının kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden
katledilmesine sessiz kalması son derece düşündürücüdür.
Ülkemizde
son yılların en büyük terör eylemlerinin yapıldığı, onlarca insanımızın
katledildiği gün, basın yayın organlarının hiçbir şey olmamış gibi
yarışma, eğlence ve magazin programlarını sürdürmesi ve adeta terörü
kabullenmiş bir görüntü çizmesi kabul edilemez.
Bu bakımdan teröre karşı, milletçe, bireysel ve kurumsal olarak göstereceğimiz tepki, son derece önemlidir.
Bu nedenle, Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu milletin birlik ve
beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu dost düşman herkese
göstermeliyiz.
Terör örgütü ve onun gizli, açık, dolaylı destekçisi
olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki, ülkemizi bölmeye kimsenin
gücü yetmeyecektir.
Şundan eminiz ki; milletimizin doğru yerde ve
doğru zamanda göstereceği tepki ve ortaya koyacağı dayanışma; sivil
vatandaşlarımıza ve askerimize pusu kuran hainlerin planlarının
başlarına geçmesine yetecektir.
Bu vesile ile terörle mücadele
politikasının bir kez daha gözden geçirmesi gerekliliğini vurgularken,
bayram demeden, kadın, çocuk, yaşlı, genç ayrımı yapmaksızın
saldırılarını adeta bir katliama dönüştürecek kadar gözünü kan bürümüş
vatan hainlerini nefretle lanetliyoruz.”
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Caddesi’ne yürümek isteyen kalabalığa polis izin vermedi.